|
Eski Türkçe aslı |
Günümüze aktarımı |
XXXIII |
Öğdülmiş İligke Yalavaç Idğuka Negü Teg Er Kerekin Ayur |
Öğdülmiş Hükümdara Elçi Göndermek için Nasıl Bir İnsan Gerektiğini Söyler |
2596 |
Yanut berdi ögdülmiş aydı ilig, bu işke idi ked yetürsü bilig |
Öğdülmiş cevap verdi ve — Hükümdar bu meseleyi çok iyi düşünmelidir — dedi — |
2597 |
Kamuğ erde üdrüm yalavaç kerek, biliglig ukuşluğ talu ked yürek |
Elçi insanlar arasında mümtaz, akıllı, bilgili, seçkin ve çok cesur bir kimse olmalıdır. |
2598 |
Bayat kullarında eñ üdründüsi, yalavaçlar erdi kişi edgüsi |
Tanrının kulları arasında en seçkinleri ve insanların en iyileri onun elçileri idi. |
2599 |
Yalavaçtın itlür telim törlüg iş, yalavaçtın ötrü kelür körklüg iş |
Pek çok işler elçiler ile görülür; iyi neticeler elçiler vâsıtası ile elde edilir. |
2600 |
Ukuşluğ kerek ked yalavaç örüg, biliglig kerek sözke bilse yörüg |
Elçi çok akıllı, temkinli ve sözünü ifâde edebilmesi için de bilgili olmalıdır. |
2601 |
Yana bilse söznüñ içi hem taşı, itilse anıñ ötrü tüzmiş işi |
Vazifesinde muvaffak olabilmesi için, elçinin bir de sözün içini ve dışını bilmesi lâzımdır. |
2602 |
Negü ter eşitgil ajunçı beg er, bodun başlağuçı biliglig yeg er |
Dünya beyi, halkı idare eden, bilgili ve iyi insan ne der, dinle. |
2603 |
Öküşte talu er ukuşluğnı bil, bodunda bedüki biligligni kıl |
insanların en seçkini, akıllı ve tam bilgili insanı halka âmir tâyin et. |
2604 |
Kayu işte aşnu aşunsa ukuş, ol iş baçka bardı sınadım üküş |
Hangi işte akıl ön-ayak olursa,.o iş başarı ile neticelenir; bunu çok tecrübe ettim. |
2605 |
Kayu işke bilge yetürdi bilig, anı yetti tuttı tegürdi elig |
Alim hangi işte bilgisini kullanırsa, ona ulaşır; onu tutar ve elde eder. |
2606 |
Ukuş işke tutsa bilig başlasa, üküş işler itlür kişi işlese |
insan aklını kullanır ve işine bilgi ile başlarsa, giriştiği her işte muvaffak olur. |
2607 |
Bağırsak kerek hem közi köñli tok, bütün çın kılıkı köni bolsa ok |
Elçi gözü, gönülü tok, içten bağlı, itimat edilir, doğru ve dürüst tabiatlı bir insan olmalıdır. |
2608 |
Bağırsak tapuğçı beg asğın tiler, beg asğın tilegli begin çın sever |
Candan bağlı olan hizmetkâr beyin faydasını ister, beyin faydasını isteyen — beyini gerçekten sever. |
2609 |
Begiñe asığçı bağırsaknı bil, bağırsaknı bulsa özüñ bağrı kıl |
Bil ki, beyine faydalı olan, ona gönülden bağlı kimsedir; içten bağlı birini bulursan, onu bağrına bas. |
2610 |
Bağırsak tapuğçı bağır sanı teg, bağırda yakınrak yürek kanı teg |
içten bağlı hizmetkâr insanın bağın gibidir; belki de bağırından daha yakın, yürek kanı gibidir. |
2611 |
Közi suk kişi özke erksiz bolur, bu suklar yalavaçka teñsiz bolur |
Aç gözlü adam kendisine hâkim olamaz; haris olanlar elçiliğe lâyık değildirler. |
2612 |
Közi tok çığay erse bayka sanur, serinse kişi tegme işte unur |
Gözü tok insan, fakir olsa dahi, zengin sayılır; insan sebat ederse, her işte muvaffak olur. |
2613 |
Suk er umduçı ol yavuz umduçı, kişi umduçısı atı koltğuçı |
Haris kimse tamahkâr olur, tamahkârlık fenadır; tamahkâr insanlara dilenci derler. |
2614 |
Negü ter eşitgil közi tok kişi, közi tok kişi boldı baylar başı |
Gözü tok insan ne der, dinle; gözü tok insan en zengin insandır. |
2615 |
Çığay kılsa kimni közi suklukı, bayutmaz anı bu ajun toklukı |
Aç gözlülük kimi fakir yapmış ise, bu dünya onu ne kadar doyursa, yine zenginleştiremez. |
2616 |
Kimi erse umdu kılur erse kul, anıñ boşlukı kör ölüm birle ol |
Kim tamahkârlığın esiri olur ise, ondan ancak ölümle kurtulabilir. |
2617 |
Takı yakşı aymış bilig bergüçi, közi sukka öt sav erig bergüçi |
Bilgi veren, aç gözlü olana öğüt ve nasihat veren insan çok güzel söylemiş. |
2618 |
Tükel bay bolayın tese belgülüg, köñül baylıkı kol ay ersig külüg |
Tam mânası ile zengin olmak istersen, hiç şüphesiz, gönül zenginliği dile, ey şanlı yiğit. |
2619 |
Neçe me kul erse közi tok beg ol, suk öz beglikindin bu kulluk yeg ol |
Gözü tok olan, kul olsa bile, beydir; haris kimsenin beyliğinden bu kulluk daha iyidir. |
2620 |
Kayu beg suk erse çığay ol çığay, kayu kul közi tok beg ol köñli bay |
Hangi bey haris ise, o fakirdir, fakir; hangi kulun gözü tok ise, o gönülü zengin bir beydir. |
2621 |
Uvutluğ kerek ked amul hem silig, siliglik bile bilse törlüg bilig |
Elçi haya sahibi, çok sakin ve nâzik bir insan olmalı; hilm ile beraber, her türlü bilgiye de sahip bulunmalıdır. |
2622 |
Uvut bolmasa er otun el bolur, uvut birle yalñuk bütünlük kılur |
Haya olmazsa, insan küstah ve âdi olur; haya sahibi insan dürüst hareket eder. |
2623 |
Amul bolsa ötrü atanur tüzün, silig bolsa kılkı sevitür özün |
insan sakin tabiatlı olursa, ona halım denilir; nâzik kimse, kendisini her kese sevdirir. |
2624 |
Tetiglik bile bolsa erke bilig, tüzü işke tegrür bu bilgi elig |
İnsanda zekâ ile birlikte bilgi de bulunursa, o bu bilgisi ile her işte muvaffak olur. |
2625 |
Bu beytig okığıl negü ter eşit, bilig birle başlap özüñke iş it |
Şu beyti oku, ne der, dinle; her işe bilgi, ile başla ve ona göre hareket et. |
2626 |
Ukuş birle uk iş bilig birle bil, künüñ bolsu kutluğ kutadsunı yıl |
İşi akıl ile anla, bilgi ile bil; günün kutlu olsun, hayatın mesûd geçsin. |
2627 |
Tetiglik bile er tilekke tegir, bilig bil ukuş uk işiñ ötrü kıl |
İnsan dileğine zekâ ile ulaşır; önce bilgi edin, iyice kavra, sonra işe giriş. |
2628 |
Tetiglik bile bilse törlüg bitig, bitig bilse ötrü bolur er tetig |
Elçi zekâ ile birlikte bir de inşanın nev'ine vâkıf olmalı; inşa bilen insan zâten zeki olur. |
2629 |
Bitise okısa eşitse sözüg, anın ötrü bilge kılur er özüñ |
Yazmalı, okumalı ve başkalarının sözünden de istifâde etmelidir; insan bu suretle âlim olur. |
2630 |
Kamuğ törlüg erdem bu bilse tükel, bu erdem bile er meñiz kılsa al |
O her türlü faziletleri tam olarak bilmelidir; bu faziletler ile insan yüzünü ağartır. |
2631 |
Kitâblar okır hem bilir erse söz, ukar erse şir hem koşar erse öz |
Çok kitap okumalı, söz söylemesini bilmeli; şiirden anlamalı ve kendisi de şiir yazmalıdır. |
2632 |
Nücûm bilse tıb hem yora bilse tüş, anıñ yormışı teg sözi kelse tuş |
Hey'et ilminden ve tıptan anlamalı; rüya yormasını bilmeli ve sözü yorduğu gibi çıkmalıdır. |
2633 |
Bilir erse sakış yeme hendese, aded cedri kılsa misâhat basa |
Hesaba, bir de hendeseye vâkıf olmalı; cezir ile mesaha ilmini de bilmelidir. |
2634 |
Yana nerd ü şatranc bilir erse ked, harifleri andın ulır erse ked |
Bundan başka, bir de çok iyi tavla ve satranç oynamasını bilmeli ve rakiplerini iyice sıkıştırmalıdır. |
2635 |
Çögenke ked erse atar erse ok, yeme kuşçı avçı ajunda ozuk |
Cirit oyununda mahir olmalı ve ok atmasını iyi bilmeli; kuşçuluk ve avcılıkta da başkalarına üstün gelmelidir. |
2636 |
Kamuğ til bilir erse açsa tilig, kamuğ hatnı bilse bitise elig |
Konuşurken, bütün dilleri konuşmalı; yazarken, bütün yazıları, yazmalıdır. |
2637 |
Bu yañlığ kerek barça erdem bilir, bu yañlığ yalavaç tilekke tegir |
Elçilik için bütün bu faziletleri bilen bir insan lâzımdır; böyle elçi işinde muvaffak olur. |
2638 |
Yalavaç tetig bolsa bilge oduğ, beg asğı bolur anda tutnur boduğ |
Elçi zeki, âlim ve uyanık olursa, her yerde hoş karşılanır ve beyine faydalı olur. |
2639 |
Yalavaç yavuz bolsa kıvçak kovı, seziksiz tüker anda begler suvı |
Elçi kötü, kof ve boş olursa, onun gittiği yerde, şüphesiz, beylerin itibârı kaybolur. |
2640 |
Yalavaç barır er idi ked kerek, kamuğ törlüg işke bu tutsa yürek |
Her işte emniyetle hareket edebilmesi için, elçi olarak gidecek kimsenin çok iyi bir insan olması lâzımdır. |
2641 |
Kayu törlüg erdem añar satsalar, anı utsa ötrü ağır tutsalar |
Karşısına ne gibi meziyetler ile çıkarlarsa-çıksınlar, o rakiplerini yenmeli ve kendisini saydırmalıdır. |
2642 |
Kayu törlüg er me sözin sözlese, anı uksa bilse yana kizlese |
O her çeşit insanın sözünü dinlemeli, anlayıp bilmeli, fakat bunu açığa vurmamalıdır. |
2643 |
Yalavaç bilir bolsa erdem kamuğ, bedüyür begi atı ilde uluğ |
Elçi her türlü fazilete sahip olursa, beyi büyür ve adı o memlekette yükselir. |
2644 |
Negü ter eşitgil bilir kök ayuk, bu söz ukmasa er anıñ ögi yok |
Bu işleri bilen kök-ayuk ne der, dinle; bu sözü anlamayan insanın aklı yoktur. |
2645 |
Kimiñ erdemi bolsa atı yorır, kalı bolmasa erdem atsız karır |
Kim faziletli ise, onun adı her tarafa yayılır; eğer bir kimsenin fazileti yoksa, adı anılmadan, ihtiyarlar, gider. |
2646 |
Kişi erdemi birle erdin keçer, üküş bolsa erdem er örlep uçar |
insan fazileti ile başkalarına üstün olur; kimin fazileti çok ise, o uçar gibi yükselir. |
2647 |
Elig sunsa erdem bile er tegip, uluğ tağ başın yere ildrür egip |
Kim fazilet ile elini uzatırsa, yüce dağların başını eğerek, yere indirir. |
2648 |
Söz ukğan kerek bolsa hâzır cevâb, cevâb kılsa bermiş söziñe savâb |
Sorulan suâle doğru cevap verebilmesi için, onun sözden anlar ve hazır cevap bir kimse olması lâzımdır. |
2649 |
Bor içmez kerek ked özin tutğuçı, özin tutğuçı er bulur kut küçi |
O şarap içmemeli ve nefsine çok hâkim olmalıdır; nefsine hâkim olan insan, kendisini saadete erdirecek kudrete sahip olur. |
2650 |
Biliglig bor içse biligsiz bolur, biligsiz esürse adın ne kalur |
Bilgili kimse içki içerse, bilgisiz olur; bilgisiz sarhoş olursa, geriye ne kalır. |
2651 |
Bor ol bu biligke ukuşka yağı, bor atı hakikat tütüş ol çoğı |
içki bilginin ve aklın düşmanıdır; içkinin adı, hakikatte, kavga ve gürültüdür. |
2652 |
Neçe me biliglig ukuşluğ kişi, başın borka soksa buzar öz işi |
Ne kadar bilgili ve akıllı insan olursa-olsun, kendisini içkiye verirse, işini bozar. |
2653 |
Neçe me uvutluğ silig kılkı uz, bor içse otunluk kılur barça öz |
Ne kadar haya sahibi, nâzik ve iyi tabiatlı olursa-olsunlar, içki içince, insanlar kabalık ederler. |
2654 |
İsizim uvut ya ukuş ög bilig, arığsız bu borka berür ay silig |
Ey nâzik insan, ne yazık ki, insan hayasını ve aklını, idrâkini, bilgisini bu pis içkiye verir. |
2655 |
Bor içme bor içse barır er kutı, bor içse bolur tilve munduz atı |
îçki içme, içki içen insanın saadeti elden gider;.içki içenin adı deli ve budalaya çıkar. |
2656 |
Karınka süçig kirse çıkrur sözüg, bu çıkmış söz ök yandru örter özüg |
Şarap mideye girerse, sözü dışarı çıkarır; bu çıkan söz de tekrar kendisini yakar. |
2657 |
Negü ter eşitgil bu beyt ayğuçı, okığıl açılğay taşı hem içi |
Şu beyti söyleyen ne der, dinle; okursan, onun içini ve dışını anlarsın. |
2658 |
Kalı içtiñ erse esürgü süçig, köñül sırrı açtı çıkardı içig |
Eğer sarhoş eden şarâbı içersen, gönülün sırrını açmış ve içindekileri dışarı dökmüş olursun. |
2659 |
Biliglig bor içse biligsiz bolur, biligsiz bor içse bolur kenç kiçig |
Bilgili, içki içerse, bilgisiz olur; bilgisiz kimse içki içerse, kimse küçük çocuğa döner. |
2660 |
Tili uz kerek hem köñüllüg kerek, sözi uz kerek hem ked öglüg kerek |
Elçi fasîh dilli ve gönül sahibi bir kimse olmalı; sözde usta ve akılda üstün bulunmalıdır. |
2661 |
Siñimlig bolur ol tili uz kişi, sözi uz yorısa yarar er işi |
Hoş-sohbet insanlar her yerde iyi kabûl görürler; sözde usta kimse işte de muvaffak olur. |
2662 |
Köñüllüg kerek ked unıtmasa söz, negü söz eşitse katığ tutsa öz |
O kuvvetli bir hafızaya sahip olmalı ve sözü unutmamalı; ne gibi söz duyarsa-duysun, onu sıkı tutmalıdır. |
2663 |
Yüzi körki körklüg kerek hem bodı, yülüg bolsa bod sın kişide kedi |
Yüzü güzel, kendisi yakışıklı ve saçı-sakalı düzgün olmalı ve boy posça da insanlar arasında temayüz etmelidir. |
2664 |
Özi ersig erse bedük himmeti, bu iki bile ol kişi kıymeti |
Elçi büyük himmet sahibi ve merd. bir insan olmalıdır; insanın kıymeti bu iki şey ile ölçülür. |
2665 |
Sözi bolsa yumşak şeker teg süçig, süçig sözke yumşar uluğ hem kiçig |
Sözü yumuşak ve şeker gibi tatlı olmalı; tatlı söze karşı, büyük küçük, her kes yumuşar. |
2666 |
Yalavaç işi kör neçe söz bolur, sözi yakşı bolsa tilekin bulur |
Elçinin işi hep sözle olur; sözü iyi olursa, dileğine kavuşur. |
2667 |
Bu yarlığ kişi bulsa ilig kutı, añar berse bolğay yalavaç atı |
Devletli hükümdar böyle bir insan bulursa, onu elçi olarak seçebilir. |
2668 |
Anı ıdsa bolğay yalavaçlıkın, yırak erse yat baz öz erse yakın |
İster uzakta yat-yabancılara, ister yakındaki kendi adamlarına olsun, onu elçilikle gönderebilir. |
|
İlig suali Öğdülmişke |
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLl |
2669 |
İlig aydı uktum eşittim munı, takı bir sözüm bar ayu ber anı |
Hükümdar : — Dinledim ve bunu anladım — dedi — bir sözüm daha var, onu da söyleyiver. |
2670 |
Seniñdin ötelsün maña söz takı, meniñdin ötelsün saña söz hakı |
Sen bana fikrini söyle, ben de sana sözünün hakkını ödeyeyim. |
2671 |
Bitigçi negü teg kerek ay tetig, añar beg ınanıp bititse bitig |
Ey akıllı, kâtip nasıl olmalıdır, ki, bey ona itimat ederek, yazılarını yazdırabilsin. |