|
Eski Türkçe aslı |
Günümüze aktarımı |
XXI |
Aytoldı Oğlı Öğdülmişke Pend Bermişin Ayur |
Ay-Toldı'nın Oğlu Öğdülmiş'e Nasihat Verdiğini Söyler |
1158 |
Bir ök oğlı erdi bu ay toldınıñ, kiçig erdi yaşı uş ol oğlınıñ |
Bu Ay-Toldı'nın bir tek oğlu vardı bu çocuğun yaşı henüz küçük idi. |
1159 |
Atı erdi ögdülmiş aslı arığ, yüzi körklüg erdi me kılkı arığ |
Adı Ögdilmiş idi; soyu temiz, yüzü güzel ve huyu iyi idi. |
1160 |
Okıdı bu oğlın öziñe yakın, tutup kuçtı közde akıttı akın |
Oğlunu yanına çağırdı; tutup kucakladı ve gözünden sel gibi yaş akıttı. |
1161 |
Ayur emdi oğlum barır-men munu, saña kaldı ornum barı neñ unu |
işte, oğlum—dedi—şimdi ben gidiyorum; bak, evim-barkım, malım-mülküm sana kalıyor. |
1162 |
Sen erdiñ maña köz yarukı tükel, barır-men seniñdin esen edgü kal |
Sen benim gözümün nuru idin, şimdi senden ayrılıyorum, sen sağ ve esen kal. |
1163 |
Yeme yakşı aymış bu türk buyrukı, körür köz yarukı oğul kız okı |
Bir türk veziri de çok güzel söylemiş:— Oğul-kız, hakikatte, gören gözün nurudur — demiştir. |
1164 |
Oğul kız sakınçı bu tüpsüz teñiz, oğul kız sarığ kıldı kızğu meñiz |
Oğul-kız derdi dipsiz bir denizdir; oğul-kız al yanağı soldurur. |
1165 |
Kimiñ boldı erse oğul kız kisi, negü teg kelir ol kişiniñ usı |
Bir kimsenin karısı ve oğlu-kızı varsa, o adam nasıl rahat uyuyabilir. |
1166 |
Oğul kızda ötrü ata yer etin, oğul kız atamaz atası atın |
Oğul-kızdan dolayı baba dâima eziyet çeker; fakat oğul-kız babasının adını dahi anmaz. |
1167 |
Bu ay toldı aydı eşit ay oğul, sözümni unıtma maña tut köñül |
Ay-Toldı dedi :— Ey oğul, sözümü unutma, bunu can kulağı ile dinle. |
1168 |
Meni kör ata erdim emdi saña, atım erdi ay toldı bak kör maña |
Dikkat et, ben senin baban idim, adım Ay-Toldı idi; şimdi hâlime bak. |
1169 |
Tirigliki toldı bu ay toldınıñ, ökünçün ulır kör asığ yok anıñ |
Ay-Toldı'nın artık hayatı doldu; bak, şimdi nedametle inliyor, fakat bunun faydası yoktur. |
1170 |
Süçig bu tiriglik açığ bu ölüm, anundı kanı emdi kaçğu yolum |
Bu hayat tatlı idi, ölüm acıdır; ölüm yakaladı, bundan kaçış yolu nerede. |
1171 |
Avındım bu dünyâka köñlüm berip, vefâ kılmadı kör meniñdin irip |
Bu dünyaya gönülümü vererek, avundum; bak, o benden usandı, bana vefa göstermedi. |
1172 |
Meni ardı dünyâ okıdı seve, köñül berdim erse irikti ive |
Dünya beni aldattı; severek, yanına çağırdı; ona gönül verdim, fakat benden çabuk bıktı. |
1173 |
Cefâ kıldı dünyâ karıdı bu kut, seni armasunı munu sözke büt |
Dünya cefa etti, bu saadet ihtiyarladı; bu söze inan, seni de aldatmasın, |
1174 |
Kereklig işim barça yerde kodup, kereksizni kıldım havâka udup |
Bütün lüzumlu işleri olduğu yerde bıraktım; nefse uyarak, lüzumsuz işler ile uğraştım. |
1175 |
Tüpi yel keçer teg tiriglik keçip, asığsız ulır-men özümke açıp |
Hayat, bir kasırga gibi, geçti, gitti; şimdi hâlime acıyarak, boş yere inliyorum. |
1176 |
Orunçun ya mâlın itilmez işim, elig tuttaçı yok bu kün bir kişim |
Rüşvet veya mal ile işim düzeltilemez, bugün elimden tutacak kimsem yoktur. |
1177 |
Negü ter eşitgil odulmış kişi, ölümüg ukup yetrü bilmiş kişi |
Gaflet uykusundan uyanmış ve ölümün ne olduğunu iyice anlamış olan insan ne der, dinle. |
1178 |
Bügü bilgi kitti ölümüg körüp, ukuşluğ ögi yitti ögsüz bolup |
Ölümü görünce, hakimin bilgisi gitti, akr Ilının aklı kayboldu ve akılsız kaldı. |
1179 |
Ne yavlak neñ ol bu ölüm tarmakı, ne yavlak erür bu kişig urmakı |
Bu ölüm pençesi ne kötü bir şeydir; onun insana çarpması ne kadar fena oluyor. |
1180 |
İtiglig sarâyığ buzuğlı ölüm, kamuğ yumğılarığ saçığlı ölüm |
Süslü ve mâmur sarayları viraneye çeviren ölümdür; bütün cemiyetleri darma-dağın eden ölümdür. |
1181 |
Muñar meñzetü aydı şir ayğuçı, okığıl munı sen ayâ bilgüçi |
Şâir buna benzer bir söz söylemiştir; ey anlayan insan, sen bunu oku. |
1182 |
Negü bar ajunda añar hilesiz, negü hile bar kim añar çâresiz |
Dünyada ne var ki, ona karşı bir tedbir bulunmasın; ne tedbir var ki, ona karşı bir çâre bulunmasın. |
1183 |
Kamuğ neñke hile itig çâre bar, meger bu ölümke ölüm hilesiz |
Her şey için bir tedbir, usûl ve çâre vardır; fakat ölüme karşı yoktur, ölüm çaresizdir. |
|
Öğdülmiş suali Aytoldıka |
ÖĞDÜLMİŞ'İN AY-TOLDI'YA SUÂLİ |
1184 |
Eşitti oğul kör atası sözin, til açtı ataka evürdi yüzin |
Oğlu babasının sözünü dinledikten sonra, yüzünü ona doğru çevirerek, söze başladı. |
1185 |
Ayur ay atam bir sözüm bar saña, anı aytayın men ayu ber maña |
Ey baba — dedi—sana bir suâlim var; onu sorayım, sen cevâbını bana ver. |
1186 |
Bu dünyâ içinde tirildiñ üküş, bilig bildiñ erdem okıdıñ ukuş |
Bu dünyada çok yaşadın, bir çok bilgi edindin; fazilet ve meziyetler elde ettin. |
1187 |
Ayıttuñ eşittiñ yeme ögrenü, sınayu tirildiñ kamuğnı körü |
Sordun, öğrendin; her şeyi görüp anlayarak, tecrübe ederek yaşadın. |
1188 |
Negü erse barmu ölümke itig, anı utru tutğıl ay bılge tetig |
Ölüme karşı her hangi bir çâre var mı? eğer varsa, ey zeki âlim, ölüme karşı o çâreye baş vur. |
1189 |
Eger hile çâre yok erse adın, kamuğ neñ hazine ülegil barın |
Eğer başka bir tedbir ve çâre yoksa, bütün malını ve hazîneni, hepsini dağıt. |
1190 |
Hazine bu neñ bola başka yuluş, esen bol yana bolğa altun kümüş |
Hazîne ve mal baş için fidye olabiliyorsa, sen sağ ol, altın-gümüş tekrar yerine gelir. |
1191 |
Negü ter eşitgil közi tok kişi, tuz etmek idisi akı er başı |
Gözü tok, başkaları üzerinde tuz-ekmek hakkı olan, cömertlerin namlısı ne der, dinle. |
1192 |
Üle neñ kişike yitür hem içür, seni neñ keçürgey sen anı keçür |
Malını insanlara dağıt, yedir ve içir; mal seni kullanacağına, sen onu kullan. |
1193 |
Esenlik kerek erke neñ eksümez, tiriglik kerek kuşka meñ eksümez |
İnsana esenlik gerek, mal eksik olmaz; kuş için hayat gerek, yem eksik olmaz. |
1194 |
Tirig bolsa yalñuk tileki anuk, et öz baş esen bolsa ârzû yağuk |
insan hayatta oldukça, dileğini elde edebilir; başı, vücûdu sağ oldukça, her isteğine kavuşabilir. |
|
Aytoldı cevabı Öğdülmişke |
AY-TOLDI'NIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI |
1195 |
Yanut berdi ay toldı aydı oğul, eşitgil sözümni bu iştin tüñül |
Ay-Toldı cevap verdi:— Ey oğul, sözümü dinle bu işten vaz geç. |
1196 |
Ölümke asığ kılmaz altun kümüş, ölümüg tıdumaz bilig ya ukuş |
Ölüme karşı altın-gümüş fayda etmez; ölüme bilgi ve akıl da mâni olamaz. |
1197 |
Ölümüg tıdar erse dünyâ neñi, yulup ölmegey erdi begler begi |
Ölümü dünya malı önleyebilse idi, beylerin beyi ölmez idi. |
1198 |
Hakimlerke hikmet asığ kılmadı, bügülerke bilgi elig tutmadı |
Hakimlere hikmetleri fayda etmedi; bilginlere bilgileri yardım etmedi. |
1199 |
Ölümke asığ kıldı erse ot em, otaçı turu kalğay erdi ulam |
Ölüme karşı ilâç ve deva fayda etse idi, tabipler ebediyen hayatta kalırlardı. |
1200 |
Ölüm yüz kılur erdi erse körüp, ağır savcılar kalay erdi turup |
Ölüm karşısındakilere göre muamele etse idi, mübarek peygamberler ölmemiş olurlardı. |
1201 |
Toğuğlı tirigler ölümke sanı, ölümke toğuğlı tirig kim kanı |
Doğan her canlıyı ölecek bil; ölmek için doğanlardan diri kalan hani, kim var. |
1202 |
Tüşün ol bu dünyâ keligli keçer, yegen yel büke teg yer erken açar |
Bu dünya bir konak yeridir, gelen geçer; o her şeyi yiyen büyük bir ejderha gibi, yedikçe acıkır. |
|
Öğdülmiş cevabı Aytoldıka |
ÖĞDÜLMİŞ'İN AY-TOLDI'YA CEVABI |
1203 |
Eşitti kör ögdülmiş aydı ata, idi ked ukulmış ölümüg yete |
Öğdülmiş dinledi ve : — Ey baba — dedi — ölümün dâima seni takip ettiğini iyice bildiğin hâlde, |
1204 |
Negülük usandıñ tiriglik ıdıp, negüke ilenür sen emdi ulıp |
Niçin ona göre hareket etmedin ve neden şimdi inleyerek, onu çekiştiriyorsun ? |
1205 |
Nelük tirdiñ erdi bu kalğu neñiñ, negüke ülemediñ artğu neñiñ |
Geride kalması mukadder olan malı niçin topladın; ihtiyacından artan malı niçin başkalarına dağıtmadın? |
1206 |
Tirilse osal bolsa yalñuk özün, ökünsü öziñe ilensü sözün |
însan gaflet içinde yaşarsa, peşıman olması ve kendisini suçlu bulması lâzımdır. |
1207 |
Bu kün öknüp asğı negü ay ata, başın yerke çalsa ulıp miñ kata |
Ey baba, bugün peşiman olmanın ve inleyerek, başını yerden-yere vurmanın ne faydası var? |
|
Aytoldı cevabı Öğdülmişke |
AY-TOLDI'NIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI |
1208 |
Bu ay toldı aydı ay oğlum eşit, meni kör usanma yarınlık iş et |
Ay-Toldı dedi : — Ey oğlum, dinle; bana bak, sen gafil davranma, âhiret işini yoluna koy. |
1209 |
Osallık meni alktı öknür özüm, odunğıl osal bolma körklüg yüzüm |
Gaflet beni mahvetti, ben peşimanım; sen uyanık dur, gafil olma, ey güzel yüzlüm! |
1210 |
Toğuğlı neçe tuğdı ölgü üçün, neçe barmasa eltür âhır küçün |
Ne kadar doğan varsa, ölmek için doğmuştur; ne kadar dirense de, sonunda zorla götürürler. |
1211 |
Ölügli kişi barça üdke tutuğ, yetilse üdi kör mañıtmaz butuğ |
Ölecek insanların hepsi zamana rehindir; vakti gelince, bak, bir adım bile atamaz. |
1212 |
Muñar meñzetü aydı şâir tili, tükel söz-turur bu ukulsa kalı |
Şâirin buna benzer bir sözü vardır; eğer anlaşılırsa, mükemmel bir sözdür. |
1213 |
Kamuğ neñke vakt ol küni belgülüg, nefes tın tokırka sanı belgülüg |
Her şeyin bir vakti vardır, günü bellidir; nefes alıp-vermenin sayısı bellidir. |
1214 |
Yıl ay kün keçer teg tiriglik keçer, keçer kün keçürgey seni belgülüg |
Yıl, ay ve gün nasıl geçiyorsa, hayat da öyle geçer; geçip-giden günler seni de muhakkak alıp-götürecektir. |
1215 |
Yana aydı ay toldı kör ay oğul, ne hâlin barır-men meni kör odul |
Ay-Toldı sözüne devam etti ve: — Ey oğul — dedi — ben ne hâlde gidiyorum, beni gör ve uyan. |
1216 |
Sen ök sen sakınçım barır-men muñun, kiçiglikte minsiz kalır sen bu kün |
Tek düşüncem sensin, bu endişe ile gidiyorum; sen bugün küçük yaşta, bensiz kalıyorsun. |
1217 |
Negü teg bolur sen meniñde kedin, meniñ yok sakınçım munıñda adın |
Benden sonra ne olacaksın; benim bundan başka bir düşüncem yoktur. |
1218 |
Ata emgeki bolsa oğlı öze, ol oğlı bilir ötrü kılk yañ tüze |
Baba oğlunun yetişmesi için emek sarfederse, oğlu o terbiye altında, iyi olarak yetişebilir. |
1219 |
Kısa tutsa oğlın kör edgü bolur, atası anası yaruğu bolur |
Baba çocuğunu sıkı bir terbiye altında yetiştirirse, annesi ve babası bundan dolayı saadet duyar. |
1220 |
Kalı kıstaçı bolmasa ol oğul, yava boldı sen ol oğuldın tüñül |
Eğer onu sıkı bir terbiye altında yetiştirecek biri bulunmazsa, o çocuk heder olur; sen artık ondan ümidini kes. |
1221 |
Oğulluk ata bolsa bilge tetig, kısa tutğu tutçı emi bu itig |
Çocuk babası âlim ve zeki ise, oğluna dâima sıkı bir terbiye vermelidir; bunun usûlü, çâresi budur. |
1222 |
Negü ter eşitgil oğulluğ kişi, başında keçürmiş yetilmiş yaşı |
Tecrübeli, yaşını başını almış ve çocuk sahibi insan ne der, dinle. |
1223 |
Kimiñ oğlağu bolsa oğlı kızı, añar yığlağu boldı muñluğ özi |
Kimin çocukları nâz içinde yetiştirilirse, o kimseye ağlamak düşer; keder ona mukadderdir. |
1224 |
Kiçigde ata ıdsa oğlın yava, oğuldın yazuk yok atadın cefâ |
Baba çocuğunu küçüklüğünde başı-boş bırakırsa, kabahat ve suç çocukta değil, babadadır. |
1225 |
Oğul kız isiz bolsa kılkı yañı, ol isiz ata kıldı ıdtı oñı |
Çocukların tavrı, hareketi kötü ise, o kötülüğü baba yapmıştır; çocuğu iyi olmaktan mahrum eden odur. |
1226 |
Kısa tutsa oğlın ata ögretü, uluğ bolsa sevnür oğul kız yetü |
Baba çocuğunu sıkı bir terbiye altına alıp, ona her şeyi öğretirse, çocuğu yetişip-büyüyünce, sevinir. |
1227 |
Oğuluğ kısa tut ata bolğuçı, saña külmesüni kedin kelgüçi |
Ey baba olan, çocuğunu sıkı terbiye et; arkadan gelenler sana gülmesinler. |
1228 |
Oğul kızka ögretgü erdem bilig, bu erdem bile bolsu kılkı silig |
Çocuklara fazîlet ve bilgi öğretmeli ki, onlar iyi ve güzel yetişsinler. |
|
Öğdülmiş cevabı Aytoldıka |
ÖĞDÜLMİŞ'İN AY-TOLDI'YA CEVABI |
1229 |
Yanut berdi ögdülmiş aydı ata, seniñ kadğuñı yep küyer-men tüte |
Öğdülmiş cevap verdi ve : — Ey baba, senin kaygım ile yanıp- tutuşuyorum — dedi — |
1230 |
Seniñde kedin men tirig turmayın, seniñ kadğularıñ közün körmeyin |
Ne olurdu, senden sonra yaşamasa idim ve senin bu ıstıraplarına şahit olmasa idim. |
1231 |
Seniñ cânıñı bir bağırsak idi, maña bersü kadğun meni kodmadı |
Bir de merhametli rabbim, senin yerine, benim canımı alsa idi de, bana bu acıyı göstermese idi. |
1232 |
Kalı bermez erse yetilse ecel, bitilmiş bolur bu ecelke ezel |
Eğer senin yerine benim canımı almaz ve ecel sana gelirse, demek bu ecel ezelden mukaddermiş. |
1233 |
Nerek kadğurar sen nerek bu sığıt, bayat hükmi keldi sığıtnı ağıt |
Niçin kederleniyorsun, bu ağlama niçin; gelen Tanrı emridir, ağlamağı bırak. |
1234 |
Kalı dünyâ devlet kalırı üçün, sığıt kılsa kılma bu bolmaz küçün |
Eğer dünya ve devlet arkada kaldığı için ağlıyorsan, ağlama; zorla bunun önüne geçilmez. |
1235 |
Kalı bu tü nimet kalırka yeme, özüñ yığlar erse yorı yığlama |
Eğer sen bu çeşitli mimetler arkada kadığı için ağlıyorsan, bırak; bunlar da ağlamağa değmez. |
1236 |
Telim dünyâ yegli seniñde oza, kodup bardı barça bu ınçık öze |
Senden önce dünyanın zevkini tadan çok kimse, ah-vah ederek, onu bırakıp gitti. |
1237 |
Bilir erdiñ emdi cefâçı ajun, cefâ kılğusın sen usandıñ özün |
Sen şimdi bu zâlim dünyanın sana cefa edeceğini biliyordun, kendin gafil davrandın. |
1238 |
Kamuğ dünyâ bolsa biregüke tüz, kalır dünyâ ülgi tegir iki böz |
Bir insan bütün dünyaya tamamen sahip olsa bile, sonunda dünya kalır; onun kısmetine ancak iki bez düşer. |
1239 |
Tiriglik üçün öknür erse özüñ, ökün tutçı yığla kurıtma közüñ |
Eğer sen geçirdiğin hayat için peşiman oluyorsan, haklısın; durmadan ağla, göz yaşın kurumasın. |
1240 |
Yana yañu ermez keçürmiş künüñ, negü kıldıñ erse anundı tünüñ |
Fakat geçirdiğin günler bir daha geri gelmez; ne yaptınsa-yaptın, artık karanlık âlemi seni bekliyor. |
1241 |
Maña erse emdi bu kadğu sakınç, sakınç kılma kılğıl sen emdi sevinç |
Bu kaygı ve endişe benim için ise, hiç endişe etme; bilâkis, müsterih ol. |
1242 |
Törütülmiş erdiñ törügli ölür, törügli ölür ol törütgen kalur |
Sen yaratılmış idin, her yaratılan ölür; yaratılan ölür, ama yaratan kalır. |
1243 |
Atam erdiñ artuk bağırsak akı, seniñde bağırsak törütgen takı |
Sen benim için çok merhametli ve cömert bir baba idin; fakat yaratan senden daha merhametlidir. |
1244 |
Seni ol törütti saña berdi kut, maña bermegeymü munu sözke büt |
Seni o yarattı, o sana saadet verdi; bana da vermeyecekmi; buna iman et. |
1245 |
Uçuzka ağırlık anıñdın tegir, kiçigke uluğluk ol ıdsa kelir |
Değersize değer ondan gelir; küçük büyüklüğü onun ihsanı ile bulur. |
1246 |
Muñar meñzeyür körse öglüg sözi, bu öglüg sözi ol kör ögsüz közi |
Dikkat edersen, akıllı insanın buna uygun bir sözü vardır; akıllı insanın sözü akılsız için gözdür. |
1247 |
Aziz ol aziz kim azizlarka iz, anıñdın tegir iz aziz emdi kız |
Gerçek aziz o azizdir ki,.azizlere izzet ondan gelir; izzet ve aziz şimdi nâdirdir. |
1248 |
Uçuzka ağır ol kiçigke uluğ, yavuzka yöleki bedükke ediz |
Değersize kıymet, küçüğe büyüklük, büyüğe yükseklik ve ikbâl veren odur; kötüler ona sığınırlar. |
1249 |
Eşitti kör ay toldı oğlı sözin, kötürdi elig kökke tikti közin |
Ay-Toldı oğlunun sözlerini dinledi; elini kaldırdı, gözünü göğe dikti. |
1250 |
Bayatka şükür kıldı artuk üküş, bayat bermişiñe oğulka ukuş |
Oğluna akıl verdiği için, Tanrıya çok-çok şükür etti. |
|
Aytoldı cevabı Öğdülmişke |
AY-TOLDI'NIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI |
1251 |
Ayur oğluma boldı köñlüm bütün, bayat fazlı birle tirilgil kutun |
Ay-Toldı dedi: —Ey oğlum, şimdi içim rahat etti; Tanrının fazlı ve keremi ile, saadet içinde yaşa. |
1252 |
Çın aymış ukuşluğ körü bar bu söz, anıñ manisi bil yiti kıl bu köz |
Akıllı bir insan, dikkat edersen, şu sözü çok doğru söylemiş; onun mânasını bil ve iyice dikkat et. |
1253 |
Bayat kimke berse ukuş ög bilig, kamuğ ârzûlarka yetildi elig |
Tanrı kime akıl, anlayış ve bilgi verirse, o bütün arzularına nail olur. |
1254 |
Kimiñ kılkı edgü kılınçı oñay, tilek buldı barça yaruttı kün ay |
Kimin tavrı iyi ve hareketi uslu-başlı olursa, o bütün dileklerine kavuşur, güneşi ve ayı parlak olur. |
1255 |
Kamuğ edgüke mün bu edgü kılınç, kılınç edgü bolsa bolur miñ sevinç |
Bu iyi davranış bütün iyilikler için bir sermâyedir; hareketi iyi olursa, insan bin türlü sevince kavuşur. |
1256 |
Bu ay toldı elgin kötürdi yana, bayatığ üküş ögdi kıldı senâ |
Ay-Toldı tekrar elini kaldırdı, Tanrıya çok hamd ve sena etti. |
1257 |
Ayur ay idim sen törüttüñ tözüg, yemi birle igdür sen sansız özüñ |
-Ey rabbim, sen her şeyi yarattın; sayısız mahlûkların rızkını ihsan edersin — dedi — |
1258 |
Törüttüñ meni sen kötürdüñ kutun, yazukluğ kuluñ men tapuğsuz otun |
Beni yarattın ve saadet içinde yükselttin; ben senin kusurlu, günahkâr ve âsî bir kulunum. |
1259 |
İdi edgü tuttuñ bu üdke tegi, kamuğ ârzû berdiñ bu dünyâ yegi |
Bu zamana kadar sen bana çok lütuf ve ihsanda bulundun; bütün arzularımı yerine getirdin, dünyanın en iyi nimetlerini bana verdin. |
1260 |
Tüzü ârzû nimet tükel men yedim, sevinçlig men sendin ay edgü idim |
Bütün arzu ve nimetlere tamamen nâil oldum; ey iyi rabbim, sen beni her bakımdan sevindirdin. |
1261 |
Maña tegdi hükmüñ barur-men munu, bir ök oğlum erdi kodur-men unu |
Hükmün bugün bana ulaştı, işte gidiyorum; bir tek oğlum vardı, onu da şimdi bırakıyorum. |
1262 |
Ata erdim emdi ölür bu ata, idim sen tirig sen añar bir kut a |
Baba idim, şimdi bu baba ölüyor; ey rabbim, sen dirisin, ona saadet ver. |
1263 |
Erejke yakın tut yırak tut belâ, ikigün ajunda munı sen yul a |
Onu refaha yakın ve belâdan uzak tut; her iki dünyada onun yardımcısı ol. |
1264 |
İsizdin küdezgil ula edgüke, muñadturmağıl sen yegü kedgüke |
Kötülükten koru, iyiliğe ulaştır; onu yiyecek ve giyeceğe muhtaç etme. |
1265 |
Köñüldin berü kıldı edgü duâ, ay edgü duâ sen belânı yığa |
Gönülden gelen iyi dualar etti; ey iyi duâ, sen bütün belâları defet. |
1266 |
Negü ter eşitgil sakınuk kişi, sakınuk kişi ol kişiler başı |
Dinle, takva sahibi ne der; takva sahibi olan kimse insanların başıdır. |
1267 |
Bayat kimke kılsa inâyet basut, ikigü ajunda bu er buldı kut |
Tanrı kime inayet ve yardım ederse, o kimse her iki dünyada mes'ûd olur. |
1268 |
Kayu kulka bolsa bayattın yölek, bu buldı ikigün ajunda tilek |
Tanrı hangi kula muzaheret ederse, o her iki dünyada dileğine kavuşur. |
1269 |
Bayat fazlı bolsa kim erse öze, kamuğ ârzû nimetke tegdi tüze |
Tanrının fazlı kimin üzerine olursa, o bütün arzu ve nimetlere erişir. |
1270 |
Muñar meñzetü aydı öglüg kişi, kim öglüg sözi tutsa itlür işi |
Akıllı insan buna uygun bir söz söylemiştir; kim akıllı insanın sözünü tutarsa, işi iyi gider. |
1271 |
Küdezildi kimni küdezse idi, tilek buldı nimet talusın yedi |
Tanrı kimi gözetirse, o gözetilir, dileğini bulur ve nimetin iyisine nâil olur. |
1272 |
Kayu kul bayatka ınansa turup, belâ kadğu kapğın öziñe tudı |
Hangi kul Tanrıya inanırsa, kendisine belâ ve kaygı kapılarını kapamış olur. |
1273 |
Yana aydı ay toldı uk ay oğul, ölümüg unıtma öyü tur odul |
Ay-Toldı devam etti ve:— Ey oğul, anla— dedi— ölümü unutma, onu dâima düşün ve uyanık bulun. |
1274 |
İnanma tiriglikke yil teg keçer, usanma bu dünyâdın öz terk köçer |
Hayata inanma, yel gibi geçer; gafil olma, bu dünyadan çabuk göçersin. |
1275 |
Bayatka tutuzdum seni men katığ, tilese küdezgey yitürgey tatığ |
Ben seni tamamiyle Tanrıya emânet ettim; o dilerse, gözetir ve nimetini tattırır. |
1276 |
Munu adrılur-men seniñdin bu kün, ökünçün sığıt birle yığlap ögün |
Bu düşünceler içinde peşimanlıkla ağlayıp-sızlayarak, işte bugün senden ayrılıyorum. |
1277 |
Meniñde kedin sen negü kılğuñı, ayayın eşitgil ukulmış teñi |
Benden sonra ne yapacağını sana anlatabildiğim kadar söyleyeyim, dinle. |