|
Eski Türkçe aslı |
Günümüze aktarımı |
LVI |
Şairler Birle Katılmaknı Ayur |
Şâirler İle Münâsebeti Söyler |
4392 |
Basa keldi şâir bu söz tergüçi, kişig öggüçiler yeme yergüçi |
Sonra söz dizenler, insanları öğen veya yeren bu şâirler gelir. |
4393 |
Kılıçta yitigrek bularnıñ tili, yana kıldı yinçge bu hâtır yolı |
Bunların dili kılıçtan daha keskindir ve kalplerinin yolu ise, kıldan incedir. |
4394 |
Batığ yinçge sözler ukayın tese, bulardın eşit söz ukulğay basa |
Derin ve ince manalı sözleri anlamak istersen, sözü bunlardan dinle, anlarsın. |
4395 |
Teñizke kirür körse köñlün tükel, güher yinçü yakut çıkarur mesel |
İyice dikkat edersen, onlar denize dalarak, güher, inci ve yakut çıkaran insanlara benzerler. |
4396 |
Olar ögseler ögdi ilke barır, kalı sökseler atı artap kalır |
Bunlar medhederlerse, bu medih bütün ülkelere yayılır; eğer hicv ederlerse, insanın adı dâima kötü olarak kalır. |
4397 |
Usa edgü tutğıl bularnı kadaş, bularnıñ tiliñe ilinme adaş |
Ey kardeş, bunlara mümkün olduğu kadar iyi muamele et; ey dost, bunların diline düşme. |
4398 |
Kalı edgü ögdi tilese özüñ, bularnı sevindür kesildi sözüg |
Eğer kendin öğülmek istersen, bunları memnun et; işte bu kadar. |
4399 |
Negü kosa bergil bularka tükel, bularnıñ tilindin özüñ satğın al |
Bunlar ne isterlerse, ver, hiç bir şeyi esirgeme; böylece bunların dilinden kendini satın al. |