|
Eski Türkçe aslı |
Günümüze aktarımı |
LXXII |
Öğdülmiş İligke İl İtgü Törüsin Ayur |
Öğdülmiş Hükümdara Memleketi Tanzim Etme Usûlünü Söyler |
5467 |
Yanut berdi ögdülmiş aydı ilig, kamuğ işke öñdün yorıtsun elig |
Öğdülmış cevap verdi ve : — Hükümdar önceden her türlü tedbiri alsın — dedi — |
5468 |
Yarağsız yorıtma tiliñde yavuz, bayat taplamağay ay bilgi ögüz |
Onun ağzından fena ve yakışıksız söz çıkmasın; ey bilgisi nehirler gibi bol olan, Tanrı bunu hoş karşılamaz. |
5469 |
Bu beglik küçün almadıñ sen tilep, bayat berdi fazlı bile belgülep |
Bu beylik mesnedine sen isteyerek gelmedin; onu Tanrı kendi fazlı ile sana ihsan etti. |
5470 |
Ağırladı berdi bu beglik saña, munıñ şükri kılğıl ay bilgi keñ e |
Lütuf ederek, sana bu beyliği verdi; ey bilgisi geniş olan insan, buna şükür et. |
5471 |
Köñül tüz özüñsüz bayatka tapın, bodunka törü kıl bağırsaklıkın |
Hâlis gönül ve temiz kalple Tanrıya ibâdet kıl, halka merhamet ve şefkat göster. |
5472 |
Havâñnı ukuş birle basğıl utup, bu nefsiñ bilig birle yençgil tutup |
Heva ve hevesini yenerek, akıl ile ona hâkim ol, bilgi ile nefsin başını ez. |
5473 |
Negü ter eşitgil bilig bergüçi, bilig birle nefsig havâğ basğuçı |
Bilgi veren ve bilgi ile nefis ve hevaya hâkim olan insan ne der, dinle. |
5474 |
Et öz tüz tilese havâ boynı sı, havâ ölse könlür et öz egrisi |
Vücûdun doğru olmasını istersen, heva ve hevesin boynunu ez; heva ölürse, vücûdun eğriliği düzelir. |
5475 |
Katığlan havâka bulun bolmağıl, havâ nefs ikigün bu din oğrısı |
Gayret et, nevanın esiri olma; heva ve nefis, bunların ikisi de din hırsızıdır. |
5476 |
Nelük boldı âciz özüñ ay ilig, kamuğ edgü kılğu küçüñ bar elig |
Ey hükümdar, sen nasıl böyle âciz duruma düştün; her türlü iyiliği yapabilirsin, kuvvet ve kudretin var. |
5477 |
Negüke muñadur sen munça katığ, negüke kılur sen tiriglik açığ |
Niçin bu kadar çok kederleniyorsun, neden bu hayatı kendine zehir ediyorsun. |
5478 |
Hazine telim bar er at sü üküş, kamuğ işke yolçı bilig bar ukuş |
Hazinen çok, adamların ve askerin var; her türlü işe yol gösteren bilgi ve akla sahipsin. |
5479 |
Er atnı sevindür hazine üle, olardın özüñke miñ ârzû tile |
Hazineni aç ve servet dağıt, adamlarını sevindir; onlar senin her arzunu yerine getirirler. |
5480 |
Negü ter eşitgil yağıçı kür er, kümüş berse altun yağısın urar |
Düşmana karşı koyan cesur insan ne der, dinle; altın ve gümüş veren düşmanını mağlûp eder. |
5481 |
Kalı kolsa sen tutçı üsteñ elig, er atnı sevindür öge ber erig |
Eğer sen her vakit üstün gelmek istersen, adamlarını memnun et ve onlara değer verip, öğerek, şevke getir. |
5482 |
Er atnı sevindür tilegil tilek, tilek barça kelgey yağı boynı eg |
Adamlarını önce memnun et, sonra onlardan iş bekle; bütün arzuların yerine gelir; düşman önünde boyun eğer. |
5483 |
Er at köp kalın tut sevindür sen e, sevüg cânnı bergey saña bir kün e |
Adamların çok ve kalabalık olsun, onları sevindir; onlar da bir gün senin için sevgili canlarını verirler. |
5484 |
Er at sü bile yenç bu kâfir yağığ, bayattın tile küç sen arkañ arığ |
Asker ve ordu ile bu düşman kâfirini ez; gönül temizliği ile Tanrıdan kuvvet ve tevfik dile. |
5485 |
Bu kâfir üçün tut er at sü tolum, ölüp tüşse kâfirde bolmaz ölüm |
Asker, ordu ve silâhını kâfirlere çevir; kâfirler ile dövüşürken ölmek, ölüm değildir. |
5486 |
Evin barkın örte sığıl burhanın, anıñ ornı mescid cemâat kılın |
Onların evini-barkını yak, burkanını kır; yerine cami yap, etrafına islâm cemâati toplansın. |
5487 |
Bulun kılğıl oğlın kızın kul küñin, hazine ur anda sen almış neñin |
Oğlunu ve kızını esir ederek, kul ve câriye er; oradan aldığın servetle hazine kur. |
5488 |
Müsülmânlık açğıl şeriatnı yad, atıñ bolğa edgü özüñ bolğa ked |
İslâmiyeti aç, şeriati yay; böylece seçkin bir şahsiyet olur ve iyi bir nâm kazanırsın. |
5489 |
Müsülmânka yakma tegürme elig, anıñ hasmı teñri-turur ay ilig |
Müslümanlara karışma ve onlara tecâvüz etme; ey hükümdar, onların karşısında Tanrı vardır. |
5490 |
Müsülmân müsülmân bile ol kadaş, kadaşka katılıma ulam edgüleş |
Müslüman müslüman ile kardeştir; kardeşe karşı düşmanca davranma, onlar ile her vakit iyi geçin. |
5491 |
Törü ber bodunka erej kılsunı, saña edgü birle duâ bolsunı |
Halka huzur ve rahat sağlayacak bir nizam kur; sana hayır-duâ etsinler. |
5492 |
Bayat berge ötrü sevinçin saña, seniñ bolğa iki ajun ay toña |
Tanrı sana bunun ecrini verir; her iki dünya senin olur, ey kahraman. |
|
İlig cevabı Öğdülmişke |
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI |
5493 |
İlig aydı körklüg ayur sen bu söz, özüm me munı ok tiler kılsa öz |
Hükümdar:—Bu sözleri güzel söylüyorsun—dedi—ben de aynı şeyleri yapmak istiyorum. |
5494 |
Kanıkı muñar teggü işim ay er, munı kılğuka sen maña yarı bir |
Ey yiğit, bununla meşgul olacak insan nerede, bu işleri başarmak için sen bana yardım et. |
5495 |
El itgü bodun süzgü aşnu turup, bu iç taş yorığlı yarağın körüp |
İlk önce memleket düzene girmeli ve fesad ortadan kalkmalıdır; iç ve dış işlerin ıyı yürümesine dikkat etmelidir. |
5496 |
Severig sevindür kör açığ berip, seni sevmegüçini sürgil serip |
Dostlarını ihsanlarda bulunarak, sevindir; düşmanlarını acımadan sürgün et. |
5497 |
Munıñda eñ aşnu el itgü kerek, bu iç taş kebitler arıtğu kerek |
Bunun için ilk önce memleket düzene girmeli ve bütün meyhaneler ortadan kaldırılmalıdır. |
5498 |
Bodunuğ törü birle tüzgil tükel, süzülsü kör ilde yarağsız muhâl |
Memlekette bu kötü yerler tasfiye edilmeli; halka kanunla, her bakımdan, düzen verilmelidir. |
5499 |
Kanı inç el itgü tegümez özüm, bu iş iş öze boldı yummaz közüm |
Huzur ve memleketin nizâmı nerede, bunun için kendim uğraşamıyorum; iş iş üzerine yığıldı, gözümü yumacak vaktim yok. |
|
Öğdülmiş cevabı İligke |
ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI |
5500 |
Yanut berdi ögdülmiş aydı ay beg, uzatma işig sen kamuğ işke teg |
Öğdülmış cevap verdi ve: —Ey hükümdar, işi sürüncemede bırakma, her işle meşgul ol — dedi — |
5501 |
Negüke uzatur sen kılğu işiñ, uzatma işiñ kıl keçer bu yaşıñ |
Yapacağın işi niçin geri bırakıyorsun; işini geri bırakma, yap; ömür geçip gidiyor. |
5502 |
Bu kün kılmasa iş yarın iş bolur, işiñ iş öze bolsa irklıp kalur |
Bugünkü işi yapmazsan, yarının işi de buna eklenir; iş iş üzerine gelir ve yığılır, kalır. |
5503 |
Bu künki işiñ kodma kılma yarın, yarın bolsa işiñ kalur kılmadın |
Bugünkü işini yarına bırakma; yarın işin olursa, bu yapılamadan kalır. |
5504 |
İte tur süze tur bu el işlerin, bodun inçke teggey özüñ me yarın |
Halkın ve kendinin yarın huzura kavuşabilmeniz için, bu memleket işlerinin günü-gününe görülmesi lâzımdır. |
5505 |
İsiz bolma isiz isizke yorıt, isizlerni barça iligdin arıt |
Zâlim olma, zulmü kötülere karşı tatbik et; bütün memleketi kötülerden temizle. |
5506 |
Köni bol köni kıl köni tut yorık, isiz egri köñey evürgey kılık |
Doğru ol, doğru yola git ve her vakit doğruluk ile hareket et; böylece kötü ve eğri yola gelir ve tavrını değiştirir. |
5507 |
Bu tetrü kılınçlığ bu tetrü kişi, isiz tügmeginçe oñarmaz işi |
Bu ters tabiatlı, zararlı ve kötü adamların eli-kolu bağlanmadıkça, işler selâmetle yürümez. |
5508 |
İsizig yağutma tokığay yoduğ, köniler bile sen tirilgil oduğ |
Kötüyü kendine yaklaştırma, zararı dokunur; dâima uyanık ol ve doğru insanlar ile yaşa. |
5509 |
Negü ter eşitgil köni köñli tüz, köñül til kılınçı kamuğ kılkı uz |
Doğru ve dürüst gönüllü, düşüncesi, sözü, işi ve bütün hareketi iyi olan insan ne der, dinle. |
5510 |
İsizke katılma yorığıl köni, köni egri birle küni tar küni |
Kötüye katılma ve doğruluktan ayrılma; kötüler arasında doğru insanın güneşi kararır. |
5511 |
Kim isiz kılınsa yolında yoduğ, könike köni bol könilik küni |
Kötülük yapanlar hüsrana mahkûm olurlar; kıyamet gününde Tanrının karşısına doğru insan olarak çık. |
5512 |
Ay ilig er attın saña çâre yok, er at birle begler süzer bulğanuk |
Ey hükümdar, çaresiz, sana adamlar lâzımdır; beyler fesadı bunlar ile ortadan kaldırırlar. |
5513 |
Er at tergü yığğu açınğu açığ, çığayığ bayutğu todurğu açığ |
Bir çok adamlar toplamalı ve onlara ihsanlarda bulunmalı; fakiri zenginleştirmeli ve açı doyurmalıdır. |
5514 |
Tapuğda yorığlı umınçka yorır, tapuğçı umınç kesse turmaz barır |
Hizmette bulunan kimse bir şeyler ümit eder; hizmetkâr ümidini keserse, durmaz, gider. |
5515 |
Ay ilig tapuğçı bu kaç törlüg ol, seçe adra tutğıl yañılmasu yol |
Ey hükümdar, hizmetkâr bir kaç türlüdür; bunları seç ve ayn-ayrı muameleye tâbi tutarak, hizmet gördür, yollarını şaşırmasınlar. ..' |
5516 |
Olarda birisi tiler yüz suvı, añar yüz suvı kılğu kansa kıvı |
Onlardan biri şeref için çalışır; onu, şeref vermek suretiyle, tatmin et. |
5517 |
Takı bir kotusı tiler neñ tavar, yuluğ kılsu cânın tavar ber añar |
Biri mal ve mülk ister; ona mal ver, canını sana feda etsin. |
5518 |
Takı bir tiler neñ yeme yüz suvı, hem at ton tiler kör yorısa savı |
Bâzısı hem mal, hem şeref ister; bir de unvan, hıl'at ve nüfuz peşindedir. |
5519 |
Kalı alp atım erse bergil kümüş, kılıç ursu açsu saña kend uluş |
Eğer cesur ve kahraman kimse ise, ona gümüş ver; kılıç kullansın, sana şehir ve memleketler fethetsin. |
5520 |
Biliglig ukuşluğ er erse silig, ağırla tegür neñ uzatğıl elig |
Bilgili, akıllı ve temiz kalpli insan ise, ona hürmet göster, ihsanlarda bulun ve himaye et. |
5521 |
İsiz erse küçkey kötürme anı, elig berme ilke ulıtğay seni |
Kötü ve zâlim olan kimseyi yükseltme, ona memlekette nüfuz verme; seni. çok üzer. |
5522 |
Kötürme bayutma isiz öktemig, ağu kılğa şeksiz saña ot emig |
Zâlim ve kötü kimseyi yükseltme ve onu zengin etme; o sana, şüphesiz, ilâç ve devayı zehir hâline getirir. |
5523 |
Negü ter eşitgil böke yavğusı, bayusa baş egmez bodun yuvğası |
Böke yavgusu ne der, dinle; en zayıf insan bile, zenginleşirse, ferman dinlemez olur. |
5524 |
İsizig bayutma ay kılkı unur, isizler bayusa kılınç artatur |
Ey kudretli hükümdar, kötüleri servet sahibi etme; kötüler, zenginlenince, hâl ve tavırlarını değiştirirler. |
5525 |
Elig tarlıkı bolsa edgü yime, kılınç artatur kör muñadıp bu ma |
Eli darlıkta kalıp, muhtâc duruma düşünce, iyilerin bile tavır ve hareketi bozulur. |
5526 |
Muñadsa ma edgü kılıklığ kişi, kılınç artatur hem ol edgü tuşı |
iyi tabiatlı insanın da, muhtâc duruma düşünce, iyiiiği nisbetinde hareketi kötüleşebilir. |
5527 |
İsizig uçuzla köninge yorık, ağırlağıl edgüg ol itgey kılık |
Kötüye değer vermezsen, o gittikçe tavır ve hareketini düzeltir; iyiye itibar gösterırsen, onun hâl ve tavrı daha da iyi olur. |
5528 |
Bağırsak kişig tut özüñke yakın, uvutsuznı özdin yırak tut sakın |
Sana gönülden bağlı-olan kimseyi kendine yakın tut; hayâsız kimseleri de kendinden uzaklaştır, onlardan kendini koru. |
5529 |
Asığlığ kayu ol asığsız kayu, sen adra seçe tut ay bilge bügü |
Kim faydalıdır, kim faydasızdır, ey âlim hakîm, sen bunları iyice seç. |
5530 |
Sever sevmezig me seçe tut öñin, severke sevüg bol yağıka yalın |
Seni seven ve sevmeyenleri de iyice ayırt et; sevene karşı sevimli ve düşmana karşı da yalın ateş gibi ol. |
5531 |
Yırak tut sevinçiñ tilemez kişig, sevitme añar berme kılğu işig |
Senin memnun olmanı istemeyen kimseyi kendinden uzak tut; onu başkalarına da sevdirme ve ona hiç bir vazife verme. |
5532 |
Eminig hiyânet bile katmakıl, yarağlığ yarağsız bile tutmağıl |
Hıyanet ile emniyeti bir araya getirme; yarayan ile yaramayanı bir arada tutma. |
5533 |
Bir işni ikigüke ayma tilin, işeñü bolur iş kalur kılmadın |
Bir işi iki kişiye birden tevdi etme; onlar birbirlerine yüklerler ve iş yapılmadan kalır. |
5534 |
İşiñ iş biligli kişilerke bir, kılu bilmese iş sınıp kadğu yer |
işi iş bilen kimselere ver; iş yapamayan insan onu beceremezse, üzülür ve müteessir olur. |
5535 |
Tapuğka bolup berme erke işig, özüñke tusulğu üçün tut kişig |
Hizmettir diye, olur-olmaz insanlara iş verme; işi sana faydalı olacak şekilde becerikli kimselere ver. |
5536 |
El asğı tile me öz asğıñ tile, kişi asğıña bakma turma ile |
Memleketin faydasını kendi menfaatin ile telif et; başkasının menfaatini düşünüp, ona bağlanma. |
5537 |
Kişi köñli körme ol asğı üçün, el asğı tile özni buzma küçün |
Başkasının gönülüne bakma, her kes kendi istifâdesini kollar; memleket menfaatini ara ve kendini zorla fena duruma düşürme. |
5538 |
Saña kim tusulur tusulğıl añar, tusulmaz kişig kıl özüñde sıñar |
Sana kim faydalı ise, sen de ona faydalı ol; faydasız kimseyi kendinden uzak bulundur. |
5539 |
Ağırlayu tut sen asığlığ kişig, añar ber ay ilig kereklig işig |
Faydalı insana her vakit itibar göster; ey hükümdar, lüzumlu işleri ona gördür. |
5540 |
Saña kılğu işler bu ol ay ilig, munı kıldıñ erse sen ittiñ ilig |
Ey hükümdar, senin yapacağın işler bunlardır; bunları yaparsan, memleket düzene girer. |
5541 |
Atıñ edgü bolğa kutulğay özüñ, seniñde kedin kalğa atıñ sözüg |
Adın iyi olur, kendin kurtulursun; dünyada senden sonra da adını ve sözlerini dâima yâd ederler. |
5542 |
Bayuğay bodun el itilgey orun, neçe kolsa kaznak hazine urun |
Halk zenginleşir, memleket ve saltanat işleri tanzim edilir; ne kadar istersen, o kadar hazine toplayabilirsin. |
5543 |
Negü ter eşitgil bağırsak kişi, bağırsaklıkı kör söziñe tuşı |
İçten bağlı olan insan ne der, dinle; onun dili ile gönülü birdir. |
5544 |
Kayu el begi bolsa edgü köni, bayudı ol el bodnı tuğdı küni |
Hangi memleketin beyi iyi ve doğru olursa, - o memleketin halkı zenginleşir ve başına gün doğar. |
5545 |
Bodun baylıkı begke baylık-turur, tilese anı tut tilese munı |
Halkın zenginliği beyin zenginliğidir; ister onu, ister bunu temin et. |
5546 |
Uluş kend içinde sen oğrığ, arıt ümeg arkışığ yolda imin yorıt |
Şehir ve kasaba içinde hırsızı ortadan kaldır, yolcu ve kervan emniyet içinde sefer etsin. |
5547 |
İç ilde kötürgil bodun küçlerin, taşırtın arıtğıl karakçı barın |
Memleket içinde halka zulüm edenleri yok et, dış eyâletlerde de bir tane yol kesen şaki bırakma. |
5548 |
İsizniñ kını birle kılkın evür, isizke isizlik yaraşur tegür |
Kötüyü, ceza vererek, doğru yola getir; kötüye kötü muamele lâyıktır, sen de öyle yap. |
5549 |
İsizig ya çoğda oruda kerek, yorık bolsa edgü ayâ sarp yürek |
İyinin serbest dolaşabilmesi için, kötünün ya zincirde veya zindanda olması lâzımdır, ey metin yürek. |
5550 |
Adın ma bu el bodnı kaç törlüg ol, munı adra tutğu açuk bolsa yol |
Bir de memleketin ahâlisi bir kaç türlüdür; her kesin rahatça çalışabilmesi için, bunlara ayrı-ayrı muamelelerde bulunmalıdır. |
5551 |
Olarda biri bilge âlim-turur, bu âlim bile erke kut kıv bolur |
Onlardan biri âlimlerdir; bunlar insanı devlet ve saadete kavuştururlar. |
5552 |
Ağırla bularığ negü aysa kıl, şeriat yolı tut boyun ber egil |
Onlara izzet ve ikramda bulun, ne derlerse, yap; şeriat yolunu tut, hükümlerine itiraz etme ve önlerinde hürmetle eğil. |
5553 |
Bularnıñ hakı tıdma içgü yegü, berü tur muñadmasu ilçi bügü |
Ey hakîm hükümdar, onların hukukunu muhafaza ve yiyecek, içeceklerini temin et, muhtaç duruma düşmesinler. |
5554 |
Köñül inçliki birle ögretsüler, biligsizler andın ma ögrensüler |
Gönül huzuru ile öğretsinler, bilgisizler de onlardan bilgil öğrensinler. |
5555 |
Bulurda basa muhtesibler-turur, bular elgi küçlüg kerek ay unur |
Bunlardan sonra muhtesipler gelir; ey kudretli, bunlar kuvvetli olmalıdırlar. |
5556 |
Kısa tutsa fâsık yava boşlağığ, tolu tutsa mescid cemâatlarığ |
Fâsık, serseri ve başı-boş dolaşanları inzibat altında bulundursunlar; mescidleri cemâat ile dolu tutsunlar. |
5557 |
Basakı kotu ol saña tapğuçı, tıda tutmasa sen bu ol kopğuçı |
Bundan sonraki zümre senin hizmetinde bulunanlardır; mâni olamazsan, sana karşı gelebilecek olanlar bunlardır. |
5558 |
Bular yük kötürmez bularnıñ yüki, saña yüdgü tegse munıñ emgeki |
Bunlar yük altına girmezler; hizmetleri nisbetinde bunların yükünü sen kendin yüklenmelisin. |
5559 |
Bularda basa kaldı bodnuñ kara, bularnı törü birle edgü kör e |
Bunlardan sonra avam kısmı gelir; bunlara kanunu tatbik et ve iyi bak. |
5560 |
Bu ma üç kotu ol munı adra tut, küçeme küçese bolur elke yut |
Bunlar da üç .zümredir, bunları birbirlerinden ayrı tut; onları zorlama; zorlarsan, bu memleket için felâket olur. |
5561 |
Bularda birisi bu baylar-turur, bodun küçlügi bu ay kılkı unur |
Bunlardan biri zenginlerdir, ey kudretli insan, halk arasında kuvvetli olanlar bunlardır. |
5562 |
Bularda basası kör ortu kişi, bu ortu kılumaz bu baylar işi |
Bunlardan sonra orta hâili insanlar gelir; orta halliler zenginlerin yaptıklarını yapamazlar. |
5563 |
Çığaylar-turur kör bularda basa, bularığ küdezgü kamudın oza |
Bunlardan sonra fakirler gelir; her şeyden önce bunlar korunmalıdır. |
5564 |
Yüdürmegü baylar yükin ortuka, bu ortu buzulğa tükel artağa |
Zenginlerin yükü orta hallilere yüklenmemelidir; yoksa, bu orta halliler bozulur ve büs-bütün sarsılır. |
5565 |
Çığayka yüdürmegü ortu yüki, çığay ölge açın üzülge köki |
Orta hâili kimselerin yükünü fakirlere yüklememeli; yoksa, fakir açlıktan kırılır ve mahvolur. |
5566 |
Çığayığ küdezilse ortu bolur, bu ortu berer tınsa baylık bulur |
Fakiri korursan, o orta hâili olur; orta hâili bir az kendisini toplarsa, zengin olur. |
5567 |
Çığay ortu bolsa bu ortu bayur, bayusa bu ortu iliñ bay tolur |
Fakirler orta hâili olursa, orta halliler zenginleşir; orta halliler zenginleşirse, memleket zengin olur. |
5568 |
El itlür erejke tegir bu bodun, duâ artar ötrü saña ol üdün |
Memleket düzene girer ve halk huzura kavuşur; o zaman sen de çok hayır-duâ alırsın. |
5569 |
Negü ter eşitgil uç ordu hanı, at edgü tile ay ölügli kanı |
Uç-Ordu hanı ne der, dinle; ey fânî insan, iyi ad dile. |
5570 |
Kimiñ edgü atı bile çıksa cân, kesilmez anıñ atı edgü duân |
Kim iyi ad bırakarak, ölürse, onun adı hayır-duâ ile yaşamakta devam eder. |
5571 |
Ölüp kim kalur erse edgü duâ, yana bir tiriglik bulur bu toğa |
Kim ölür ve hayır-duâ ile anılırsa, o yeniden doğarak, tekrar hayat bulmuş olur. |
5572 |
Kerek yer öze tur kerek yer katın, çavıksa özüñ kör bu edgü atın |
İyi ad ile şöhret kazandıktan sonra, ister yerin üstünde, ister altında ol. |
5573 |
At edgü kerek kör öz ölgü-turur, ölür öz atı kalsa meñü-turur |
İyi ad lâzımdır, vücud bir gün ölecektir; vücûd ölür, adı kalan insan ebedi olur. |
5574 |
Raiyyet hakı bar seniñde kör üç, bu haknı ötegil özün kılma küç |
Tebeanın senin üzerinde üç hakkı vardır; bu hakları öde ve onları zorluğa düşürme. |
5575 |
Birisi iliñde arığ tut kümüş, yarın küdezgil ay bilgi üküş |
Banlardan biri memleketinde gümüş temiz kalsın, onun ayarını koru, ey bilgili insan. |
5576 |
Takı bir bodunka törü bir köni, kötür bir ikedin küçin kör anı |
ikincisi halkı âdil kanunlar ile idare et; birinin diğerine tahakküme kalkışmasına meydan verme, onları koru. |
5577 |
Üçünçi imin tut kamuğ yollarığ, karakçığ sekerçig arıtğıl arığ |
Üçüncüsü bütün yolları emin tut; yol kesici ve haydutların hepsini ortadan kaldır. |
5578 |
Ötemiş bolur sen raiyyet hakı, sen ötrü hakıñ kol ay ilçi akı |
Böylece' tebea hakkını ödedikten sonra, sen de onlardan kendi hakkını isteyebilirsin, ey cömert hükümdar. |
5579 |
Raiyyet öze ol seniñ üç hakıñ, tilegü olardm sen aç kulğakıñ |
Tebea üzerinde senin üç hakkın vardır; bunu onlardan istemelisin, iyice dinle. |
5580 |
Biri yarlığıñnı ağır tutsalar, negü erse terkin anı kılsalar |
Biri halk senin emirlerine hürmet etmeli ve bu emir ne olursa-olsun, onu derhâl yerine getirmelidir. |
5581 |
İkinç tıdmasalar hazine hakı, üdinde tegürse ay elgi akı |
ikincisi hazine hakkını gözetmeli ve bunu vaktinde ödemelidirler, ey di açık insan. |
5582 |
Üçünçi yağıka yağı bolsalar, severiñ kim erse anı sevseler |
Üçüncüsü senin dostuna dost ve düşmanına düşman olmalıdır. |
5583 |
Ötemiş bolur sen özüñ hakların, olar ma ötemiş bolur öz hakın |
Böylece sen onlara karşı vazifeni yapmış olursun, onlar da senin hakkını ödemiş olurlar. |
5584 |
Bu yañlığ kerek beg yorısa yoluğ, râiyyet uş andağ kerek ay uluğ |
Ey ulu, bu yolun yolculuğunda bey böyle olmalı, tebea da böyle olmalıdır. |
5585 |
Bodun bulsa ötrü begi edgüsin, begi bulsa inçlik yorıtsa küsin |
Böylelikle halk beyinin iyiliğini görür; bey de huzura kavuşur ve dünyaya şöhretini yayar. |
5586 |
Ay ilig bu ol bu kutuñ belgülüg, saña iki ajun tegürgü ülüg |
Ey hükümdar, sana her iki dünyayı te'min edecek kısmet ve saadet, şüphesiz budur. |
5587 |
Anıñda basa bilge âlim turup, bodunka bilig bersü yetrü körüp |
Bundan sonra âlimler harekete geçip, ihlas ile halka bilgi versinler. |
5588 |
Yana elgi küçlüg bolur muhtesib, isizlerni yığsu cemâat kezip |
Muhtesibin de elinde salâhiyet olmalıdır; o da cemâati dolaşarak, kötülüklere mâni olsun. |
5589 |
Satığçı küdezsü emanetlerin, kılu tursu uzlar nasihatların |
Satıcı emânetlerini gözetsin; san'at ustaları başkalarını yetiştirmekte devam etsinler. |
5590 |
Tarığçı tarığka erig bolsunı, yeme yılkıçı igdiş üklitsüni |
Çiftçiler çiftlikte gayret etsinler, hayvan besleyenler de onları çoğaltsınlar. |
5591 |
Er at kaldı emdi saña tapğuçı, yağıka börike bu ol yortğuçı |
Şimdi senin hizmetinde bulunan kimseler kaldı; düşmana ve kurda karşı koyan bunlardır. |
5592 |
Sevindür bularığ açın neñ bile, körü tur adın işke katma yul a |
Onları memnun et, ihsanlarda bulun; dikkat et, onlara başka iş verme; verilmiş ise, onu bu işten al. |
5593 |
Tusulur teñinçe ağırla açın, bayutğıl neñin sen bedütgil küçin |
Faydalı oldukları nisbette onlara izzet, ikram ve ihsanda bulun; gelirlerini artır ve rütbelerini yükselt. |
5594 |
Yağıka börike itinsü tolum, adaşka bolup öz yağıka ölüm |
Düşmana ve kurtlara karşı silâhlarını hâzır bulundursunlar; dosta yâr olup, düşmana ölüm olsunlar. |
5595 |
Açılğay seçilgey kamuğ işleriñ, süzülgey itilgey kamuğ işleriñ |
Böylece bütün yakın olanların seçilir ve belli olur; bütün işlerin de durulur ve yoluna girer. |
5596 |
Saña bolğa iki ajun edgüsi, bayatım sevinçi özüñ bolğusı |
Sen her iki dünyada iyilik bulursun ve Tanrım da senden razı olur. |
5597 |
Könilik bu ol kör köni bol köni, tilekke tegürgey könilik seni |
Bak, doğruluk budur, doğru ol, doğru; doğruluk seni dileğine kavuşturur. |
5598 |
Seni teñri sevgey könilik üçün, könide adın kılma halkka öçün |
Sen doğrulukla Tanrının sevgisini kazanırsın; halka kızıp, onlara karşı doğruluktan ayrılma. |
5599 |
Negü ter eşitgil ay köñli yaruk, munıñ manisi kör bu sözke anuk |
Gönülü parlak olan insan ne der, dinle; bak, bunun mânasını bu söz te'yit eder. |
5600 |
Könilik üçün kök adakın-turur, yayılmaz üçün yerde ot yem önür |
Doğruluk yüzünden gök ayakta durur; yer sabit olduğu İçin, üzerinde ot ve ekin biter. |
5601 |
Yayılma köni tur köñül tut köni, köni iki ajun könilik bulur |
Sağa sola meyletme, doğru dur, gönlünü dürüst tut; doğru olan her iki dünyada doğruluk bulur. |
5602 |
Ay ilig munukı özüm bilmişin, ötündüm saña men için hem taşın |
Ey hükümdar, işte ben bildiklerimi, gizli-âşikãr, sana arzettim. |
5603 |
İkigün ajunluk asığ kılğu söz, bu erdi munukı ayu berdi öz |
Her iki dünya için faydalı olan sözler işte benim sana söylediklerimdir. |
5604 |
Bu ajun ereji bile edgü at, saña bolğa dünyâ ya ukbi ulat |
Bu dünya huzuru sana dünyayı ve iyi ad -bırakmak için çalışman da sana ukbâyı te'min edecektir; ona göre hareket et. |
5605 |
Bu dünyâ neñi barça kalğu-turur, atıñ edgü kılğıl öz ölgü-turur |
Bütün bu dünya malı kalacak ve kendin bir gün öleceksin; iyi ad kazanmağa çalış. |
5606 |
Bilig yakşı sözler muña meñzetü, sözi mani birle añar yañzatu |
Bilgili insan buna kıyas ederek, çok güzel bir söz söylemiştir. |
5607 |
Atım edgü bolsun özüm ölsüni, tirig ölgü âhır atım kalsunı |
Kendim öleyim, adım iyi olsun; her diri nihayet ölecektir, dünyada adım kalsın. |
5608 |
Usa edgülük kıl at edgü tile, özünç meñü atın tirig bolsunı |
Mümkün mertebe iyilik yap, iyi ad dile ve bu ebedî ad ile yaşamakta devam et. |
5609 |
Eşitti ilig söz sevindi katığ, köñül köz yaruttı bulundı tatığ |
Hükümdar bu sözleri duyunca, çok memnun oldu; sevinçle gönül gözü parladı ve hayattan tekrar tad almağa başladı. |
|
İlig cevabı Öğdülmişke |
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI |
5610 |
Öküç alkıtu ögdi ögdülmişig, ayur sözlediñ sen özüñ bilmişig |
Hükümdar Öğdülmiş'i candan alkışladı, öğdü ve : — Sen kendi bildiğini söyledin — dedi — |
5611 |
Bayat bersü tevfik bu künde naru, sen aymış bu sözler tutayın körü |
Bugünden itibaren Tanrı bana tevfik versin; senin söylediğin sözleri dikkatle yerine getireyim. |
5612 |
Seni teg basutçı maña berdi rab, umar-men tilese tilek berge tep |
Rabbim bana senin gibi bir yardımcı verdi; isterse, onun diğer dileklerimi de vereceğini umarım. |
5613 |
Bayat bersü ârzû tilekiñ tükel, tükel kıldıñ ârzûm ayâ edgü fâl |
Sen benim bütün arzularımı yerine getirdin; ey iyi talih, Tanrı senin de bütün arzu ve dileklerini yerine getirsin. |
5614 |
Bu künde naru sen bağırsaklıkın, basut kıl maña sen ay köñli yakın |
Bugünden sonra da sen sadâkatle bana yardımda devam et, ey gönülü bana yakın olan insan. |
5615 |
Büter-men saña çın ınanur özüm, sözüg örtme mende ay körklüg yüzüm |
Ben sana inanıyor ve gerçekten itimat ediyorum; ne düşündüğünü bana açıkça söyle, ey güzel yüzlüm. |
5616 |
Maña kün negü teg yarumış künüm, seniñde körür-men men emdi münüm |
Sen benim parlak güneşimsin; ben şimdi kusurlarımı senin sayende görüyorum. |
5617 |
İdi yakşı sözler köñül bulmış er, köñül til birikip yakın bolmış er |
Gönül sahibi, düşüncesi ve sözü bir olan dost insan çok iyi söylemiştir. |
5618 |
Köñül kimke bütse anı küzñü tut, özüñ körge sen tep anı utru tut |
Gönülün tamamen inandığı kimseyi kendine ayna edin; kendini görebilmek için onu dâima karşında bulundur. |
5619 |
Bağırsak kişi özke küzñü bolur, añar baksa kılk yañnı tüzgü bolur |
İçten bağlı olan kimse insana ayna olur; insan ona bakarak, tabiat ve tavrını düzeltebilir. |
5620 |
Kimiñ köñli kimke yakin bolsa çın, añar bütgü özke yakın bolsa çın |
Bir kimse birine içten bağlı olur ve gerçekten yakınlık gösterirse, ona itimat edilmelidir. |
5621 |
Bütülmiş kişike ayıtğu sözüg, bütülmiş kişi aysa tutğu sözüg |
Sözü itimat edilen kimseye sormalı ve böyle bir kimsenin de sözünü tutmalıdır. |
5622 |
Eşitti kör ödülmiş ilig sözin, sevindi ilel tep yaruttı közin |
Öğdülmiş hükümdarın sözlerini işitti, yüzü güldü ve sevinerek "baş üstüne!" dedi. |
5623 |
Sözin kesti ilig özi amrulup, kopup çıktı ögdülmiş andın turup |
Hükümdar müsterih olarak, sözünü bitirdi; Öğdülmiş kalkıp, huzurdan çıktı. |
5624 |
İlig anda naru kör inçlik kodup, ilin itti tüzdi köp emgek yüdüp |
Hükümdar bundan sonra rahatını bırakıp, çok zahmet yüklenerek, ilini tanzim etti ve düzeltti. |
5625 |
İsizig yırattı kör edgüg kamuğ, öziñe yakın kıldı berdi yoluğ |
Kötüleri kendisinden uzaklaştırdı, bütün iyileri de etrafına topladı ve onlara çalışma imkânları verdi. |
5626 |
Tüzüldi bodun hem süzüldi eli, tınıp inçke tegdi yıl ay kün tili |
Memleketi duruldu ve halkı da düzene girdi; halkın şikâyeti kesildi ve uzun bir müddet için huzura kavuştu. |
5627 |
Tatıdı tiriglik el asğı bile, erejin avındı sevinçin küle |
Memleketin refahı sayesinde hayatın zevki arttı; hak sevinçle ve gülerek, günlerini huzur içinde geçirdi. |
5628 |
İlig me ağırladı ödülmişig, ınandı añar berdi barça işig |
Hükümdar Öğdülmiş'i de takdir etti ve ona itimat ederek, bütün işleri eline bıtraktı. |
5629 |
Yorıdı bir ança bu ögdülmişe, tirildi / erildi sakınç kadğu birle bışa |
Öğdülmiş bir müddet böyle devam etti; fakat endişe, kaygı içinde kıvranıyor ve kendisini günahkâr addediyordu. |
5630 |
Öziñe baka kördi kılkın işin, tiriglik yegitlik yava kılmışın |
Kendine dikkat etti, hâl ve tavrına baktı; hayatını ve gençliğini sosuna geçirmiş olduğunu gördü. |
5631 |
Açıldı yarup köñli kögsi közi, arıtmak tiledi bu köñli tözi |
Gönülü, kalp gözü parlayarak açıldı; gönlünün tamamiyle temizlenmesini arzu etti. |