|
Eski Türkçe aslı |
Günümüze aktarımı |
IX |
Edgülük Kılmak Ögdisin Asığlıkin Ayur |
İyilik Etmenin Medhini Ve Faydalarını Söyler |
230 |
Kalı bolsa elgiñ bodunka uzun, kamuğ edgülük kıl kılınçın sözün |
Eğer halkı idare edecek bir duruma gelirsen, işle ve sözle her vakit iyilik et. |
231 |
Yegitlik kaçar ol tiriglik uçar, bu tüş teg ajundın özüñ terk keçer |
Gençlik kaçar ve hayat uçar; bu rüya gibi dünyadan kendin çabuk göçersin. |
232 |
Tiriglikni mün kıl asığ edgülük, yarın bolğa edgü yegü kedgülük |
Hayatı sermâye yap, bunun faizi iyiliktir; bu sana yarın için iyi yiyecek ve giyecek temin eder. |
233 |
Negü ter eşitgil kişi edgüsi, yorıp tın tokığlı âhır ölgüsi |
Dinle, insanların iyisi ne der; yürüyen ve nefes alanların hepsi sonunda ölecektir. |
234 |
Ajunda ne yañlığ eren tuğdı kör, bir ança yorıdı yana öldi kör |
Dünyaya nice erler geldi, düşün; bir müddet ömür sürdükten sonra, yine göçüp gittiler. |
235 |
Kerek beg kerek kul ne edgü isiz, özi öldi erse atı kaldı iz |
Gerek bey, gerek kul, iyi veya kötü; kendileri öldü, fakat onların nişanı olarak, yalnız adları kaldı. |
236 |
Saña teg, di emdi kezigçe orun, kamuğ edgülük kıl sen edgü burun |
Şimdi bu yere sâhıp olmak sırası sana gelmiştir; sen her keşten iyi ol ve hep iyilik yapmağa çalış. |
237 |
Tirig ölgü âhır töşeñü yerig, kişi ölse edgün kör atı tirig |
Her yaşayan er-geç ölecek ve toprağa düşecektir; insan iyi nâm ile ölürse, adı yaşar. |
238 |
İki törlüg at ol bu tilde yorır, bir edgü bir isiz ajunda kalır |
İnsanların dillerden düşmeyen iki türlü adı vardır : biri — ıyı, biri — kötü; bunlardan biri dünyada kalır. |
239 |
İsizke söküş edgü ögdi bulur, özüñke baka kör kayusın kolur |
Kötü söğülür, iyi öğülür; iyice dikkat et, canın hangisini ister. |
240 |
Özüñ edgü bolsa atıñ ögdilig, kalı bolsa isiz söküş ây silig |
Ey temiz kimse, iyi olursan, adını öğerek anarlar; eğer kötü olursan, seni söğerek yad ederler. |
241 |
Söküşlüg nelük boldı zahhâk otun, nelük ögdi buldı feridûn kutun |
Küstah Dahhâk neden söğüldü de, Feridun neden medhe ve ikbâle kavuştu. |
242 |
Biri edgü erdi anı ögdiler, biri isiz erdi anı söktiler |
Biri— iyi ıdı, onu öğdüler; biri ise— kötü idi, ona söğdüler. |
243 |
İsizmü saña yeg azu edgümü, söküşmü kolur sen azu ögdimü |
Kötü mü senin için daha ıyı, yoksa iyi mi, söğülmek mı istersin, yoksa öğülmek mi. |
244 |
Kayusın tilese üdürgil birin, isiz edgü bolsa ökünme yarın |
Hangisini canın isterse, birini seç; neticesi iyi veya kötü çıkarsa, bundan da peşiman olma. |
245 |
Muñar meñzetür söz sınamış kişi, sınamış kişi bildi el kün işi |
Tecrübeli insanın sözü buna benzer; tecrübeli insan elin-günün işini bilir. |
246 |
Kişi edgü atın kör, alkış bulur, atıkmış isiz ölse karğış bulur |
Bak, insan iyi adı ile alkışlanır; adı kötüye çıkmış kimse ölünce beddua alır. |
247 |
Neçe me sınadım isiz kılğuçı, kite bardı künde üzüldi küçi |
Kötülük yapanı kaç defa tecrübe ettim; takati her gün bir az daha azaldı, sonunda da takatten düştü. |
248 |
Neçe kördüm erse isizler işi, ozu bolmadı ay biliglig kişi |
Ey bilgili adam, kaç defa gördüm : kötülerin işi hiç bir zaman ileri gidemedi. |
249 |
İsizlik ot ol ot küyürgen bolur, yolında keçig yok öyülgen ütülgen] bolur |
Kötülük — âteştir, ateş ise, yakıcıdır; onun yolunda geçilebilecek bir geçit yoktur. |
250 |
Körü tursa bizde oza barğuçı, kara tut ya begler ajun tutğuçı |
Bizden önce göçenlere dikkar edersen, ister halktan , ister dünyayı elinden tutan beylerden olsun, |
251 |
Bularda kayu buldı erse bilig, olar urmış üd kün ajunka elig |
Bunlardan hangileri bilgiyi buldu ise, onlar zamaneye ve dünyaya hâkim olmuşlardır. |
252 |
Bilig kimde erse ajun begleri, törü edgü urmış kişi yegleri |
Dünya beylerinden hangileri bilgili olmuş ise, iyi nizam koyanlar ve iyilikte ileri gelenler onlar olmuştur. |
253 |
Bu kün me kim edgü atansa kişi, olar boldı aşnu ol edgü başı |
Bugün de kimler iyilik ile şöhret kazanmışlarsa, iyilerin başında en önce onlar gelir. |
254 |
Bügü beg kim erse biligke yakın, biliglig kişig kılmış özke yakın |
Kim hakîm ve bilgili bir bey olmuş ise, o bilgili insanları kendisine yaklaştırmıştır. |
255 |
Elig urmış işke bakıp işlemiş, bilig işke tutmış bodun başlamış |
O eline aldığı her işi dikkatle yapmış ve bilginin gösterdiği yolda yürüyerek, halkı idare etmiştir. |
256 |
Elin itmiş ötrü bayumış kara, kara baylıkın kılmış özke tura |
Memleketini tanzim etmiş ve halkı zengin olmuş; halkın zenginliğini kendisine kalkan yapmıştır. |
257 |
Atı edgü bolmış atanmış akı, akı ölse atı tirig tep okı |
İyi ad kazanmış, cömertlik ile şöhret bulmuştur; bil ki, cömert insan ölse bile, onun adı yaşar. |
258 |
Ölürin bilip kılmış özke itig, bitip kodmış atın tirigke bitig |
Öleceğini bilerek, kendisi için hazırlık yapmış, adını kitaplara geçirerek, yaşayanlara bırakmıştır. |
259 |
Bu kün kim okısa olarığ bilir, añar ötkünür andın edgü kelir |
Bugün bu kitapları kim okursa, onları tanır; onlara benzemeğe çalışır ve bundan kendisine iyilik gelir. |
260 |
Negü bar ajunda biligde küsüş, biligsiz tese erke körksüz söküş |
Dünyada bilgiden daha aziz ne var; bilgisiz olduğunun söylenmesi, insan için ağır bir hakarettir. |
261 |
Negü ter eşitgil biliglig kişi, ajunda sınayu yetilmiş yaşı |
Bilgili ve dünyada tecrübe ile ömrünü geçirmiş olan insan ne der dinle. |
262 |
Biligsizke törde orun bolsa kör, bu tör elke sandı ilig buldı tör |
Bilgisiz baş-köşede yer bulursa, baş-köşe — eşik ve eşik — baş-köşe sayılır. |
263 |
Kalı bilgeke tegse elde orun, ol el boldı törde takı ked burun |
Eğer bir âlime eşikte bir yer isabet ederse, o eşik baş-köşeden daha iyi ve yüksek olur. |
264 |
Biligke-turur bu ağırlık kamuğ, ajunka kerek tör kerek el kapuğ |
Bütün bu saygı bilgi içindir; dünyada yeri ister baş-köşe, ister eşik olsun. |
265 |
İki törlüg ol kör bu aslı kişi, biri beg biri bilge yalñuk başı |
Bak, iki türlü asîl insan vardır : biri — bey, biri — âlim; bunlar insanların başıdır. |
266 |
Anıñda naru barça yılkı sanı, tilese munı tut tilese anı |
Bunlardan başkalarının hepsini hayvan sürüsü say; hangi tarafı istersen o tarafı tut. |
267 |
Sen emdi kayu sen maña ay aça, ikide biri bol üçünçte kaça |
Sen şimdi hangisisin, bana bunu açık söyle; bu ikisinden biri ol, üçüncüden kaç. |
268 |
Kılıç aldı biri bodunuğ tüzer, kalem aldı biri yorık yol süzer |
Biri eline kılıç aldı, halkı itaat altında tutar; biri eline kalem aldı, doğru yolu bulup-gösterir. |
269 |
Olardın kalu keldi edgü törü, kumaru-turur tegse koprur örü |
İyi nizam, onlardan kalageldi; bu bir mirastır; kimin eline geçerse, onu yükseltir. |
270 |
Ölügdin tirigke kumaru söz ol, kumaru sözüg tutsa asğı yüz ol |
Ölüden diriye kalan miras sözdür; miras kalan sözü tutmanın yüzlerce faydası vardır. |
271 |
Biligsiz karağu-turur belgülüg, ây közsüz karağu bilig al ülüg |
Bilgisiz, muhakkak ki, kördür; ey gözsüz kör, bilgiden hisseni al. |
272 |
Kişi körki söz ol bu söz ök telim, yorı edgü sözlüg kişig ög tilim |
İnsanın süsü — sözdür; bu söz de çok çeşitlidir; haydi, ey dilim, iyi sözlü insanı öğ. |
273 |
Mesel keldi türkçe muñar meñzetür, anı sözledim men munu yañzatur |
Buna benzer türkçe bir ata-sözü vardır; işte onu söylüyorum, şöyle der. |
274 |
Ukuş körki til ol bu til körki söz, kişi körki yüz ol bu yüz körki köz |
Akıl süsü — dil, dil süsü — sözdür; insanın süsü — yüz, yüzün süsü — gözdür. |
275 |
Tili birle yalñuk sözi sözlenür, sözi yakşı bolsa yüzi suvlanur |
İnsan sözünü dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar. |
276 |
Körü barsa emdi bu türk begleri, ajun beglerinde bular yegleri |
Eğer dikkat edersen, görürsün ki, dünya beyleri arasında en iyileri Türk beyleridir. |
277 |
Bu türk beglerinde atı belgülüg, toña alp er erdi kutı belgülüg |
Bu türk beyleri arasında adı meşhur ve ikbâli ayan-beyan olanı Tonga Alp-Er idi. |
278 |
Bedük bilgi birle üküş erdemi, biliglig ukuşluğ bodun ködrümi |
O yüksek bilgiye ve çok faziletlere sahip idi; bilgili, anlayışlı ve halkın seçkini idi. |
279 |
Ne üdrüm ne ködrüm ne ersig eren, ajunda tetig er yedi bu cihân |
Ne seçkin, ne yüksek, ne yiğit adam idi; zâten âlemde ferasetli insan bu dünyaya hâkim olur. |
280 |
Tejikler ayur anı efrasiyâb, bu efrasiyâb tuttı eller talap |
iranlılar ona Efrâsiyâb derler; bu Efrâsiyâb akınlar salıp, ülkeler zaptetmiştir. |
281 |
İdi artuk erdem kerek ög bilig, ajun tutğuka ötrü sunsa elig |
Dünyaya hâkim olmak ve onu idare etmek için, pek çok fazilet, akıl ve bilgi lâzımdır. |
282 |
Tejikler bitigde bitimiş munı, bitigde yok erse kim ukğay anı |
iranlılar bunu kitaba geçirmişlerdir; kitapta olmasa idi, onu kim tanırdı. |
283 |
İdi yakşı aymış azığlığ kür er, azığlığ eren berk tügünler yazar |
Cesur ve yiğit er çok yerinde söylemiş; cesur insan sıkı düğümler çözer. |
284 |
Miñ erdem kerek bu cihân tutğuka, kür arslan kerek bu kulan basğuka |
Bu cihana hâkim olmak için, bin türlü fazîlet gerek; yaban eşeğini alt etmek için, arslan olmak gerek. |
285 |
Ajunçıka erdem kerek miñ tümen, anın tutsa el kün kiterse tuman |
Dünyaya hâkim olana binlerce fazîlet lâzımdır; o bunlar ile eli-günü idare eder ve sisleri dağıtır. |
286 |
Kılıç ursa bıçsa yağı boynını, törü birle tüzse eli bodnını |
O bunlar ile kılıç çalar ve düşmanın boynunu keser; memleketi ve halkını kanun yolu ile nizam altında bulundurur. |