Nite Ki Bu Gönlüm Evi

Niteki bu gönlüm evi ışk elinden taşa gelür
Niçe yüksek yürürisem ışk başumdan aşa gelür

Niçe ki eydürem râzum söylemeyem kimseneye
Gider bu sabr u karârum dost ögüme düşe gelür

Ben bilürem ahvâlümi bencileyin er ne bile
Benüm görene sevdügüm ne sevmekdür hoşa gelür

Hey niçe sabreyleyiser dost yüzini gören kişi
Ol hakîkat gördüm diyen kendözinden şaşa gelür

Ma'şûkanun tecellîsi dürlü dürlü renkler olur
Bir şîvede yüz bin gönül uş hemîşe cûşa gelür

Anun gibi pâdişâha kimün gözi duş olursa
Sultân-ı vakt oldıyısa aklından ol şaşa gelür

Ol dostıla benüm işüm bulıdıla güneşleyin
Bir dem hicâbı sürilür bir dem nikâb başa gelür

Eger bana sorarısan cânı yokdur şol kişinün
Ma'şûka sevmekden artuk gönline endîşe gelür

Aceb yine miskîn Yûnus ışkdan artuk sevdi meger
Zîrâ ki bu ışkdan yigrek hîç yok durur başa gelür

~ Yunus Emre


(Günümüze aktarımı)
Nite ki bu gönlüm evi aşk elinden taşa gelir,
Nice yüksek yürür isem, aşk başımdan aşa gelir.

Nice ki söylesem razım, söyleyemem kimseneye,
Gider bu sabrı kararım, dost önüme düşe gelir.

Ben bilirim ahvalimi, bencileyin er ne bile,
Benim görene sevdiğim, ne sevmektir hoşa gelir.

Hey nice sabreyler ise, dost yüzünü gören kişi,
O hakikat gördüm diyen kendözünden şaşa gelir.

Maşukanın tecellisi, türlü türlü renkler olur,
Bir şivede yüz bin gönül, uş hemişe cuşa gelir.

Onun gibi padişaha kimin gözü duş olursa,
Sultan-ı vakt oldu ise aklından o şaşa gelir.

O dost ile benim işim, bulut ile güneşleyin,
Bir dem hicabı sürülür, bir dem hicap başa gelir.

Eğer bana sorar isen canı yokdur şu kişinin,
Maşuka sevmekden artık gönlüne endîşe gelir.

Acep yine miskin Yunus aşktan artık sevdi meğer,
Zira ki bu aşktan yeğrek hiç yok durur başa gelir.