Zehi Şirin Huylu Dilber

Zihî şîrîn hûlu dilber ki bu dem turagı cânda
Cân evini ala çün dost hemân özi sıgar anda

Cân içinde dostı bulan ayruk yirde ne istesün
Anı taşra soranlarun ömri geçdi perâkende

Anun kim ışkı gözgüsi kendüde gösterür bizi
Gönül esrük Hak'a âşık esîr olmış bu dermânde

Anı bana sorarısan yönüm dostdan yana benüm
Her ne hâlde yürürisem mihrüm arta durur günde

Bu sûretde kim var dahı yönin ayruk yana döner
Benüm varlıgum dost aldı eserümdür kalan bunda

Anı bana soranlara niçe nişân eydivirem
Diliyle kim eydibile bu ışkun turagı kanda

Zihî kim İlâhî devlet kime yoldaş olurısa
Ki dostıla sürdi ömri bu arada bu mekânda

Dostdan yana giden kişi kendüligin koyasıdur
Dünyâ duta gelen harîf geçmeyiser bu dîvânda

Niçe şîrîn durur gel gör ki kocalar yigit olur
Esrükligi ayılmadın ne şûr ider bu meydânda

Yûnus gel gör âşıkları niçe yavu varup durur
Dünyâ âhret elden koyup ne virende ne alanda

~ Yunus Emre


(Günümüze aktarımı)
Zehi şirin huylu dilber ki bu dem durağı canda,
Can evini çün dost ala, hemen özü sığar orda.

Can içinde dostu bulan ayrık yerde ne istesin,
Onu taşra soranların ömrü geçti perakende.

Onun ki aşkı gözgüsü, kendinde gösterir bizi,
Gönül esrik Hakk'a aşık esir olmuş bu dermande.

Onu bana sorar isen, yönüm dosttan yana benim,
Her ne halde yürür isem, mihrim arta durur günde.

Bu surette kim var daha, yönün ayrık yöne döner,
Benim varlığım dost aldı, eserimdir kalan burda.

Onu bana soranlara nasıl tarif edeyim ben,
Diliyle kim edebilir, bu aşkın durağı nerde.

Zehi ki ilahi devlet, kime yoldaş olur ise,
Ki dost ile sürdü ömrü, bu arada bu mekanda.

Dosttan yana giden kişi, kendiliğin koyasıdır,
Dünya tutagelen herif tutsak olur bu divanda.

Nice şirin durur gel gör, ki kocalar yiğit olur,
Esrikliği ayılmadan ne söyler ki bu meydanda.

Yunus, gel gör aşıkları, nice yavı varıp durur,
Dünya ahret elden koyup, ne verende ne alanda.