@𝕏
Türk Bitig

Odgurmış Öğdülmiş'e Dünyanın Kusurlarını Söyler

  1. Odgurmış Öğdülmişke Dünyâniñ Ayıbların Ayur
    Odgurmış Öğdülmiş'e Dünyanın Kusurlarını Söyler
  2. Yanut berdi odğurmış aydı özüm, sözüñni eşitti eşitgil sözüm
    Odgurmış cevap verdi ve : — Ben senin sözlerini dinledim, şimdi sen de benim sözlerimi dinle — dedi —
  3. Bu dünyâ özin ked sevitmiş saña, kamuğ aybı erdem körünmiş saña
    Bu dünya kendisini sana çok sevdirmiş, onun bütün kusurları sana fazilet gibi görünmüş.
  4. Tañ ermez seniñdin meselde kelir, kayu neñ sevüg bolsa aybı barır
    Sana hayret etmem, meselde de vardır : hangi şey sevilirse, onun kusurları görünmez.
  5. Sevitmiş üçün dünyâ aybı kamuğ, saña bolmış erdem ay ilde uluğ
    Ey memleketin büyüğü, dünya kendisini sevdiği için, onun bütün kusurları sana fazilet gibi gelmiş.
  6. Negü ter eşitgil bu sevmiş kişi, sevügke sevüg aybı erdem başı
    Sevmiş insan ne der, dinle, seven nazarında sevgilinin kusuru en büyük fazilettir.
  7. Sevüglüg nişânı bu ol belgülüg, sevüg aybı erdem bolur ay külüg
    Ey şöhretli, sevgilinin nişanı, hakikatte şudur: sevilenin kusuru fazilet olur.
  8. Özüñ dünyâ sevmiş nişânı bu ol, kamuğ aybın erdemke tutmış köñül
    Senin dünyayı sevdiğinin alâmeti budur, onun bütün kusurlarını gönlün fazilet gibi kabul etmiş.
  9. Negü teg öger sen bu dünyâ maña, anıñ aybını men ayayın saña
    Bu dünyayı sen bana nasıl öğersin, onun kusurlarını sana ben söyleyeyim.
  10. Apa yazdı erse bayat kınadı, bu dünyâğ tünek kıldı erklig idi
    Adem günah işleyince, Tanrı onu cezalandırdı, kadir Tanrı bu dünyayı ona zindan yaptı.
  11. Tünekte ne ârzû tiler sen tilek, tilek uçmak içre bolur kut yölek
    Zindanda ne gibi arzu ve dilek ararsın, dilek, arzu ve saadet cennet içinde bulunur.
  12. Apa uçmak içre yedi kör evin, arıñu kılındı bu dünyâ evin
    Adem cennet içinde buğday tanesi yedi, bu dünya evi ona bir temizlenme yeri olarak yaratıldı.
  13. Bayat yirmişi ol bu yek sevmişi, takı artukı ol sevüp salmışı
    Bu şeytanın sevdiği Tanrının yerdiğidir, Tanrının sevip bıraktığını ise, o daha çok sever.
  14. Üdürse bayat bir tilemiş kulın, añar dünyâ bermez arıtur yolın
    Tanrı her hangi bir kulunu seçerse, ona dünya malı vermez, bu sûrede onun yolunu temizler.
  15. Ayı edgü ermez bu dünyâ kutı, bayattın yıratur bu ol din yutı
    Bu dünya saadeti hiç de iyi bir şey değildir, insanı Tanrı'dan uzaklaştırır, din için asıl felâket budur.
  16. Bayat-men tegüçi kişi telvesi, ajun koldı bardı uş ol itesi
    -Tanrıyım— diye böbürlenen insan dünyaya hâkim olmak istedi ve köpek gibi, geberip-gitti.
  17. Bayusa bolur ol bodun kötkisi, çığaylık bile ol köñül kodkısı
    insan zenginleşirse, aşağılık olur, alçak gönüllülük ancak fakirlik ile mümkündür.
  18. Yalıñ toğmış er kör yalıñ barğu ol, nelük dünyâ termek yana kodğu ol
    Çıplak doğmuş olan insan çıplak gidecektir, dünya malını toplamak neye yarar, tekrar bırakılacak olduktan sonra.
  19. Nelük arsıkar sen ayâ öldeçi, özüñ iki künlük konuk boldaçı
    Ey fânî, niçin kendini aldatıyorsun, sen burada iki günlük misafirsin.
  20. Bilir sen tiriglik ölümke-turur, anundı ölüm uş üdiñe küdür
    Bilirsin ki, hayat ölmek içindir, ölüm hazırlanmıştır, sâdece vaktini bekliyor.
  21. Kapuğ açtı dünyâ takı bir kapuğ, ölüm kapğı açlur kirür halk kamuğ
    Bir kapı açıldı — dünya kapısı, bir kapı daha açılır, o kapı ölüm kapısıdır ve her kes oraya girer.
  22. Özüñ iki künlük avınğu üçün, körürde küyürme özüñni küçün
    iki günlük avunma için, kendini bile-bile zorla âteşe atma.
  23. Yayığ dünyâ irsel kutı evrülür, negü berdi erse yana terk alur
    Dönek dünya vefasızdır, saadeti kararsızdır, ne verdi ise, yine çabucak alır.
  24. Adırmaz kişisin kuluğ ya begig, üdürmez talusın yavuz ma yegig
    insanları kul veya bey diye ayırmaz, bu daha iyi veya daha kötüdür diye, ayırt etmez.
  25. Birig beglenür kör takı bir begin, okıyu-turur tegme künde öñin
    Birini kendisine bey olarak seçer, fakat bakarsın, her gün başka bir beyi çağırmakta devam eder.
  26. Körü barsa dünyâ kölike sanı, ederse kaçar kaçsa edrer seni
    Dikkat edersen, dünya gölge gibidir, takip edersen, kaçar, kaçarsan, o senin peşine düşer.
  27. Muñar meñzer emdi körü bar bu söz, munıñ manisi uk ayâ köñli tüz
    Dikkat et,-imdi şu söz buna benzer, ey hâlis yürekli, bunun mânasını anla.
  28. Bu dünyâ kaçar kim ederse anı, kalı kaçsa andın ederür seni
    Kim kendisini kovalarsa, bu dünya ondan kaçar, eğer ondan kaçarsan, bu defa o seni kovalar.
  29. Yana dinka öçlüg bu dünyâ neñi, yese dünyâ din yer baka kör munı
    Bir de bu dünya malının dine karşı kini vardır, dünyaya nail olunca, din ihmâl edilir, buna dikkat et.
  30. Bezenip bu dünyâ özin körkitür, itinmiş kelin teg köñül yilgitür
    Bu dünya insanın karşısına süslenerek çıkar, süslü bir gelin gibi, gönülü heyecanlandırır.
  31. Köñül berse kurtğa bolur bir turı, yaka yeñ tutar künde kesmez urı
    Gönül verirsen, huysuz bir acuze olur, yaka ve yene yapışır, dırdırının ardı-arkası kesilmez.
  32. Yana kılkı irsel kılınçı yayığ, begi birle turmaz tükel üç ayığ
    Tavır, hareketi de vefasız ve dönektir, kocası ile doğru-dürüst üç ay bile geçinmez.
  33. Kim erse köñül badı erse añar, yava kıldı isiz tiriğlik muñar
    Bir kimse ona gönül bağlarsa, yazık, hayatını boşuna ona feda etmiş demektir.
  34. İdi kız erür bu tiriglik küni, yava işke işletse bolmaz müni
    Bu hayâtın her günü çok kıymetlidir, bunu boş yere sarf etmek doğru olmaz.
  35. Tiriglik mün ol kör kamuğ edgüke, yava kılmağıl sen anı ay böke
    Hayat her türlü iyilik için bir sermâyedir, ey kuvvetli insan, sen onu boşuna harcama.
  36. Bu üçte adın yok bu dünyâ neñi, halâl ol ya şübhe harâm ol öñi
    Bu dünya malının yalnız üç vasfı vardır: o ya helâl ya şüpheli yahut haramdır.
  37. Halâlka sakış ol harâmka ma kın, kalı şübhe erse yeme ked sakın
    Helâl için hesap, haram için ceza vardır, eğer şüpheli ise, bundan da çok sakın.
  38. Sevitse kimi dünyâ âhır sürer, avıtsa erej birle terkin irer
    Dünya önce kendisini sevdirir, fakat sonra seveni kovar, huzur içinde avutur, fakat çabucak ondan bıkar.
  39. Sevinç birle igdıp tükel semritür, sakınç kadğu birle yana yavrıtur
    Güler yüzle onu besler, iyice semirtir, fakat türlü endişe ve kaygılar ile onu tekrar zayıflatır.
  40. Sevinçin körü barsa âhır sakınç, sakınçın tirilse bolur kin sevinç
    Sevincine dikkat edersen, sonu endişedir, endişe ile geçen hayâtın sonu da sevinçtir.
  41. Uçı nimet erse tüpi mihnet ol, başı mihnet erse soñı nimet ol
    Tepesi nîmet ise, dibi minnettir, başı mihnet ise, sonu nimettir.
  42. Negü ter eşitgil sakınuk oduğ, yırak tur bu dünyâ tegürgme yoduğ
    Takva sahibi ve uyanmış olan insan ne der, dinle, uzak dur, bu dünya malının sana zararı dokunur.
  43. Seniñ baylıkıñ kör çığaylık-turur, saña kim çığay erse baylık-turur
    Senin zenginliğin, bak, fakirliktir, senin nazarında kim fakir ise, asıl zengin olan odur.
  44. Seni kim yese yer sen âhır etin, öçüñni alır sen kara yer katın
    Seni kim yerse, sonunda sen onun etini yersin, kara toprağın altında öcünü alırsın.
  45. Buzulğu-turur bu itilmişleriñ, saçılğu-turur bu yumıtmışlarıñ
    Sağladığın bu nizam bozulacaktır, bu topladıkların tekrar dağılacaktır.
  46. Barığlı-turur bu ajun terk üdün, keligli-turur ol ajun ked odun
    Bu dünya kısa bir zamanda gidecek, öbür dünya gelecektir, çok uyanık ol.
  47. Barığlı barur künde sendin yırar, keligli kelir terk saña öz ular
    Gidecek olan gider, gün geçtikçe senden uzaklaşır, gelecek olan gelir, kısa bir zamanda sana ulaşır.
  48. Barığlıka bermez biliglig köñül, keliglike itnür ukuşluğ amul
    Bilgili insan fânî olana gönül vermez, akıllı ve ağır-başlı insan gelecek, olana hazırlanır.
  49. Ölümüg biligli sevinmez özün, ölürüg körügli avınmaz uzun
    Ölümü bilen insan dünya saadetine kapılmaz, öleni gören insan da uzun müddet avunmaz.
  50. Yorığlı kişi yolda itmez evin, köçügli kişi evde kodmaz neñin
    Yola çıkan insan yol üzerinde evini yapmaz, göç eden kimse de eşyasını evde bırakmaz.
  51. Konuk sen bu dünyâ saña bir tüşün, tüşünde sakınç tutma artuk uzun
    Sen misafirsin, bu dünya sana bir misafirhanedir, misafirhanede çok fazla şey aranmaz.
  52. Ayı edgü ermez bu dünyâ neñi, kimiñ bolsa evrer kılınçı yañı
    Bu dünya malı hiç de iyi bir şey değildir, o kendisine sahip olanın tavır ve hareketini değiştirir.
  53. Bedel kıldı ebdâl neñin hem mâlın, bakıp kodtı zâhid bu dünyâ ulın
    Tarikat ehli malını-mülkünü hakka verdi, zâhid, esassız olduğunu anlayarak, bu dünyayı terketti.
  54. Körünmez teg ol bu tuzakçı saña, bu dünyâ neñi ol saçılmış meñe
    Tuzak kuran her ne kadar sana görünmezse de, onun saçtığı yem bu dünya malıdır.
  55. Usayuk bu yalñuk idi suk közi, kalı torka kirmez bu yalñuk özi
    însan gafildir ve gözü de çok haristir, böyle olan insan nasıl tuzağa düşmez.
  56. Negü ter eşitgil sakınuk başı, bu dünyâ işindin sakınmış kişi
    Dinle, takva sahibi ve bu dünya işlerinde ihtiyatlı davranan insan ne der.
  57. Tuzakçı körünmez meñin körkitür, bezenmiş kelin teg köñül yilgitür
    Tuzak kuran görünmez, yalnız yemini gösterir, süslenmiş bir gelin gibi, gönülü çeler.
  58. Közi suk serimsiz usayuk özüñ, meñin tattıñ erse adak berkitür
    Gözün harîs, kendin sabırsız ve gafilsin, yemini tadarsan, ayağın bağlanır.
  59. Kamuğ dünyâ birke yumıtsa bütün, erej birle miñ yıl tirilse kutun
    Bütün bu dünya nimetleri bir kimsede toplansa ve o huzâr ve saadet içinde bin yıl yaşasa bile,
  60. Negü asğı âhır kara yer koyı, anıñ tüşneki ol yağız yer oyı
    Ne fayda, sonunda onun da gireceği yer bu kara toprağın altı, bu yağız yerin çukurudur.
  61. Keçürmiş tiriglik saña bolğa tüş, negü kıldıñ erse yanut kelge tuş
    Geçirdiğin hayat sana bir rüya olacak, ne yaptınsa, bunun karşılığını göreceksin.
  62. Uş ol kün ökünse ökünç asğı yok, negü kıldıñ erse yıl ay kün tanuk
    O gün peşiman olursan, bunun faydası yoktur, ne yaptınsa, yıl, ay ve gün buna şahittir.
  63. Ajun tatğı barça bu üç neñ-turur, üçegü tatığları tüz teñ-turur
    Bütün dünya zevki şu üç şeydir, her üçünün tadı da birbirine müsavidir.
  64. Yemek içmek ol kör bu üçte biri, takı bir tişi ol avıtsa eri
    Bu üçün biri yemek-içmektir, biri de erkeği avutan kadındır.
  65. Üçünçi esenin tiriglik-turur, bu üçte bu bir ked kereklig-turur
    Üçüncüsü ise, sıhhatte yaşamaktır, bu üç şeyden en lüzumlu olanı da budur.
  66. Bu üç neñ sevinçi tatığı kamuğ, adın üçke tegmez ay ilde uluğ
    Bu üç şeyin bütün neş'e ve zevki, karşılığında yapılması icap eden diğer üç şeye değmez, ey memleketin büyüğü.
  67. Yemek içmek ol bir tatığ ay kadaş, yanutı çıkarda yavuz ay adaş
    Ey kardeş, zevkin biri yemek-içmektir, ey arkadaş, buna mukabil bunlar çıkarken fenadır.
  68. Bu tatğıñ üç ernek boğuzka-turur, anıñda naru barsa karnıñ tolur
    Bu zevkin üç parmaklık boğaz içindir, ondan öteye giderse, karına,dolar.
  69. Kalı siñmese aş tadu artatur, tadu artasa er kör iglep yatur
    Eğer yemek hazım edilmezse, esas unsurları bozar, unsurlar bozulursa, insan hastalanıp, yatağa düşer.
  70. İg ol aşnu erke ölüm tutğakı, ölümde tatığ yok ayâ er sakı
    însan için hastalık, her şeyden önce, ölüm habercisidir, ey insanların ihtiyatlısı, ölüm zevkli bir şey değildir.
  71. Takı bir tatığ tu tişi tatğı ol, soğuk suvka yunmak anıñ yañı ol
    Başka bir zevk da kadın zevkidir, buna mukabil soğuk su ile yıkanmak vardır.
  72. Anıñda basa kör oğul kız-turur, oğul kız yükin yüdmek emgek erür
    Ondan sonra çoluk-çocuk dünyaya gelir, onların yükünü yüklenmek zahmetli bir iştir.
  73. Negü ter eşitgil bu beyt ayğuçı, tişi hem oğul kız üzer er küçi
    Bu beyti söyleyen ne der, dinle, kadın ve çocuklar erkeğin kuvvetini keser.
  74. Tişi birle şuhbet idi ked tatığ, soğuk suvka yunmak yanutı katığ
    Kadm ile beraber bulunmak çok güzel bir zevktir, fakat buna karşılık soğuk su ile yıkanmak zordur.
  75. Tatığ kayda erse tatığsız bile, süçig kayda erse soñında açığ
    Zevk nerede ise, mihnet de beraberdir, tatlı nerede ise, orada acı vardır.
  76. Tiriglik tatığı bu erse kalı, tatığsız-turur dünyâ mihnet yolı
    Hayâtın zevki eğer bu ise, dünya tatsız bir mihnet yoludur.
  77. Süçig bu tatığlığ tiriglik künüm, tatığsız kılur âhır açığ ölüm
    Bu zevk içinde geçen günler tatlıdır, fakat sonunda acı ölüm bunu tatsızlaştırır.
  78. Bu üç neñ-turur dünyâ tatğı bütün, yanutı eşittiñ ay kılkı tüzün
    Dünyanın bütün zevki bu üç şeydir, ey yumuşak huylu, bunları takip eden mihnetleri duydun.
  79. Bu dünyâ yağı ol et öz bir yağı, bu iki yağınıñ yadığlığ ağı
    Bu dünya bir düşman, vücut ise, başka bir düşmandır, bu iki düşmanın ağı her tarafa yayılmıştır.
  80. Üçünçi yağı yek bu din oğrısı, tegürmesü teñri bularnıñ yası
    Üçüncü düşman şeytan, bu din hırsızıdır, Tanrı bunların şerrinden muhafaza etsin.
  81. Bularda idi sarp bu yavlak yağı, et özdin tegir ol üküşrek çoğı
    Bunlar arasında en sert ve kötü düşman vücuttur, en çok gürültü de ondan çıkar.
  82. Bayat atı aysa tezer yek barır, kodu barsa dünyâ seniñdin kalır
    Tanrı adını zikredersen, şeytan kaçar, gider, dünyayı bırakıp gidersen, ondan kurtulursun.
  83. Et özni negü teg kitergü bolur, meger kim ölüm tutsa kalsa kalur
    Fakat vücûdu nasıl bırakırsın, onu ancak ölüm senden ayırabilir.
  84. İdi yakşı aymış biliglig bügü, biliglig bügüler sözin tıñlağu
    Bilgili hakîm çok güzel söylemiş, bilgili hakimlerin sözünü dinlemek lâzımdır.
  85. Meni muñka tegrür et öz emgetür, ara küldürür kör ara yığlatur
    Bana vücûdum ıztırap ve zahmet çektirir, bâzan güldürür, fakat bâzan da ağlatır.
  86. Ajun tezginür-men tilekin udu, ara aç yatur-men arala todu
    Onun arzusuna uyarak, dünyayı dolaşırım, bâzan aç yatarım, bâzan da tok.
  87. Bir ârzû yitürse takı bir kolur, takı birni bulsa tükel beg bolur
    O bir arzusuna kavuşursa, bir başkasını ister, onu da bulursa, artık insana tamamen hâkim olur.
  88. Basumaz özüm bu et özni utup, basa bir bağırsak idim sen tutup
    Ben bu vücûdu yenip, ona hâkim olamıyorum, merhametli rabbim, sen ona hâkim ol.
  89. Bu yavlak osuğluğ-turur bu et öz, semiz tutsa artuk bolur bu yavuz
    Bu vücût böyle kötü bir tıynettedir, onu kuvvetlendirirsen, daha çok kötüleşir.
  90. Bulak semrise kör munar hem azar, idisin çalar yerke andın tezer
    Haşarı at semirirse, kudurur ve azar, sahibini yere vurur ve ondan kaçar.
  91. Tükel avçı ıt teg et özke bakın, semiz bolsa bilmez idisi hakın
    Vücûda bak, tam bir av köpeği gibidir, semirirse, sahibinin hakkını tanımaz.
  92. Karın todsa avka yügürmez bolur, idisi tilekinçe barmaz-turur
    Karnı doyarsa, ava koşmaz olur, sahibinin arzusuna göre hareket etmez, yerinde durur.
  93. Kiçig oğlan özlüg et öz meñzegi, boğuz todsa yügrür tiler öz tiki
    Vücût küçük çocuğa benzer, karnı doyarsa, koşar, akranlarını arar.
  94. Karın todsa et öz bolur ermegü, tilekçe tilese tilek bermegü
    Karın doyarsa, vücût tembelleşir, arzu ettiğin gibi olmasını istersen, onun istediğini vermemelisin.
  95. Tiriglik tükeli tükel üç kün ol, anıñda narusı neçe tüş tün ol
    Hayat tamâmı-tamâmına üç gün sürer, bundan ötesi bir kaç rüya ve gecedir.
  96. Birisi yarın ol biri keçti tün, yarınka tegirmü tiriglik bu kün
    Bu üç günden biri — yarındır, biri — dün geçti, bugünkü hayat acaba yarına ulaşacakmı.
  97. Anıñda narukı tiriglik neçe, tiriglikke tutma söz aydım aça
    Bundan başka daha ne varsa, onu hayat telâkki etme, sana bunları izah ettim.
  98. Tişi suhbeti me bu erlik otın, öçürmek üçün ol birer sâatın
    Kadın ile bulunmak da ancak bâzı anlarda erkeklik âteşini söndürmek içindir.
  99. Bu otuğ negü teg öçürse öçer, kerek erse körklüg ya körksüz kuçar
    insan bu âteşi nasıl söndürse olur, ister güzel, ister çirkin olsun, sırası geldikçe kucaklar.
  100. Boğuz tatğı barça karın todmak ol, karın todsa artuk asığ kodmak ol
    Bütün boğaz zevkleri karnın doymasıdır;' karın doyunca, en faydalı olanı yemekten el çekmektir.
  101. Karın todsa arpa ya halvâ bir ol, kalur barça artıp tolur kirgü yol
    Karın doyarsa, arpa veya helva birdir, hepsi artar, kalır, gireceği yol tıkanır.
  102. Şeker halvâ yegli ya arpa üyür, todup yatsa tañda yana aç-turur
    îster şeker, helva, ister arpa, darı yemiş olsun, doyup yatan sabah tekrar aç kalkar.
  103. Negü ter eşitgil sakınuk çığay, çığay erse neñke közi köñli bay
    Dinle mal bakımından yoksul olduğu hâlde, gözü ve gönülü zengin olan, takva sahibi fakir ne der.
  104. Şekerlig yidiñ sen ajun nimeti, kavuk yür yedim men özüm tâkatı
    Sen tatlı dünya nimetleri yedin, ben ise, ancak kudretimin yettiği kepek ve darı yedim.
  105. İkigün todup teñ keçe yattımız, keçip bardı kelmiş künüm sâatı
    Her ikimiz aynı derecede doyup akşam yattık, günüm geçti, gitti.
  106. Ajunuğ neçe terse öz ölgülüg, iki böz tegir ol saña belgülüg
    Dünyayı ne kadar toplarsan-topla, senin bundan muhakkak olarak beraber götüreceğin ancak iki bez parçasıdır.
  107. Çığay bay ikigün ölümde kedin, yana tüz bolurlar kara yer katın
    Fakir ve zengin, ölümden sonra, her ikisi de kara toprağın altında tekrar müsavi olur.
  108. İki künki erter erejke bolup, nelük arsıkar sen tiriglik bulup
    Hayatta iki günlük geçici huzur için neden kendini aldatıyorsun.
  109. Özüñ suklanur sen ajun tergeli, ölüm suklanur kör seni tutğalı
    Sen dünya malını toplamak için can atıyorsun, ölüm ise, seni yakalamak için can atıyor.
  110. Tiriglik barır künde sendin kaçar, yavuz bu ölüm kör uluñnı bıçar
    Hayat geçer ve her gün senden bir az daha uzaklaşır, bu ölüm fenadır senin kökünü kazır.
  111. Seziksiz ölür kör tirig boldaçı, kayu kün ölürüg yok ol bildeçi
    Diri olan, şüphesiz, ölür, fakat hangi gün öleceğini bilen yoktur.
  112. Kiçig erse umnur sakal öñüke, sakal önse umnur ürüñ bolğuka
    Küçük iken, insan sakal çıkmasını bekler, sakal çıkınca, beyaz olmasını bekler.
  113. Sakalıñ ürüñ bolsa keldi ölüm, ölümke asığ kılmaz ok ya tolum
    Sakalın beyazlaşınca, ölüm geldi demektir, ok-yay, silâh ölüme karşı fayda etmez.
  114. Körürde küyürme özüñni küçün, özüñ otka atma bu dünyâ üçün
    Kendini göz göre-göre zorla yakma, bu dünya için, kendini âteşe atma.
  115. Açığ suv teg ol kör bu dünyâ neñi, neçe içse kanmaz ölimez eñi
    Bu dünya malı acı su gibidir, insan ne kadar içse, kanmaz, damağı bile nemlenmez.
  116. Kuruğ kumka okşar bu yalñuk özi, ögüz kirse todmaz bu sukluk közi
    Bu insan kuru kuma benzer, onun tamahkâr gözü derya girse, doymaz.
  117. Sakığ>

      Bu dünya seraptır, gözünden uçar, ne kadar takip edersen, o kadar kaçar.
  118. Et öz ârzû sürgen tapuğka tezig, körünmez yağıka bu bermez kezig
    Nefsinin arzularını kendisinden uzaklaştıran ve ibâdete koşan kimse, gizli düşmana fırsat vermez.
  119. Et özke alık berme egme boyun, avınçı sakınç ol tileki oyun
    Vücûda tâviz verme ve ona boyun eğme, onun avutması ıztırap, ettiği de hava ve hevestir.
  120. Keçürmiş tiriglik barır kelgüsüz, neçe ol bu kalmış yeme belgüsüz
    Geçen hayat bir daha dönmemek üzere gider, geri kalanı ne kadar sürer, bu da belli değildir.
  121. Bu bolmış künüñ barı kılma yava, ölümke anunğıl tapuğ kıl ive
    Bari elde bulunan bugünü başına geçirme, ölüme hazırlan, ibâdete koş.
  122. Negü ter eşitgil odunmış kişi, kamuğ bulğanuktın süzülmiş kişi
    Uyanmış ve bütün bulanıklıklardan süzülmüş olan insan ne der, dinle.
  123. Keçürdüñ keçigli bu tünki tünüñ, keçermü siziklig keligli künüñ
    Dün geceni geçirdin, gelen gününün geçeceğinden şüphemi ediyorsun.
  124. Keçürmiş keçürgü ara bir tüşün, tiriglikke munça bedütme ünüñ
    Geçmiş ile geçecek arasında ancak bir konak vardır, bir konaklık hayat için, bu kadar gürültü etme.
  125. Büte boldı munda tiriglik yedim, üd üdlek ıdıp nefs butını sıdım
    Epiyi bir zaman oldu, hayatımı burada geçirdim, zamanla nefsin belini kırdım.
  126. Bu kün kend uluşka okır sen meni, bulun kılsa nefsim yuluğlı kanı
    Bugün sen beni kasabaya ve şehre çağırıyorsun, orada nefsimin esiri olursam, beni kurtaracak bulunurmu.
  127. Et öz bir yağı ol idi sarp yağı, kamuğ yerde yadmış tuzakı ağı
    Bu vücut bir düşmandır ve çok çetin bir düşmandır, o her yere tuzak ve ağını yaymıştır.
  128. Tilekinçe ıdma katığlan tiren, et öz ülgi bermez ukuşluğ eren
    Onu arzusuna bırakma, gayret et, mukavemet göster, akıllı insanlar vücûda tâviz vermezler.
  129. Negü ter eşitgil özin basmış er, havâ boynı yençip özin tutmış er
    Hava ve hevese gâlip gelerek, nefsine hâkim olmuş insan ne der, dinle.
  130. Et özke bulun bolma bilgi uluğ, et öz bulnasa kör kolur din yuluğ
    Ey büyük bilgi sahibi, vücûdun esiri olma, vücût seni esir ederse, fidye olarak, dinini ister.
  131. Biliglig tese bolmağay ol kişig, havâsı udu kılsa barça işig
    Her işi hava ve hevese uyarak yapan adama bilgili demek caiz değildir.
  132. Ukuşluğ tese bolmağay ol erig, et öz bulnı bolsa ay köñli tirig
    Ey diri gönüllü, vücûdun esiri olan adama akıllı demek mümkün değildir.
  133. Biligsiz kişi ol bolur belgülüg, et özke berür bolsa tutçı ülüg
    Vüvcûda dâima tâviz veren insan, gerçekten, bilgisiz insandır.
  134. Ukuşsuz kişiler ol ol ay kadaş, havâ ârzûlarka özin kılsa baş
    Ey kardeş, kendilerini hava ve heveslerine baş yapanlar akılsız kimselerdir.
  135. Munukı bu yañlığ-turur bu ajun, münin barça aydım sen ukğıl özün
    İşte bu dünya böyledir, onun bütün kusurlarını söyledim, artık sen düşün.