اَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَۙ(١) |
(1) Senin kalbini açıp genişletmedik mi? |
وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَۙ(٢) |
(2-3) Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı? |
اَلَّـذ۪ٓي اَنْقَضَ ظَهْرَكَۙ(٣) |
وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَۜ(٤) |
(4) Ve senin şanını yüceltmedik mi? |
فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۙ(٥) |
(5) Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık vardır. |
اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۜ(٦) |
(6) Evet, doğrusu her güçlüğün yanında bir kolaylık var. |
فَاِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْۙ(٧) |
(7) O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul. |
وَاِلٰى رَبِّكَ فَارْغَبْ(٨) |
(8) Ve yalnız rabbine yönel. |