Gider İdim Ben Yol Sıra

Gideridüm ben yol sıra yavlak uzamış bir agaç
Böyle latîf böyle şîrîn gönlüm eydür bir kaç sır aç

Böyl' uzamak ne manîdür çünki bu dünyâ fânîdür
Bu fuzûllık nişânıdur gel beri miskînlige geç

Böyle latîf bezenüben böyle şîrîn düzünüben
Gönül Hakk'a uzanuban dilek nedür neye muhtâc

Agaç karır devrân döner kuş budaga bir kez konar
Dahı sana kuş konmamış ne gügercin ne hod duraç

Bir gün sana zevâl ire yüce kaddün ine yire
Budaklarun oda gire kaynaya kazan kıza saç

Er sırrıdur sırrun senün er yiridür yirün senün
Ne yirdedür yirün senün sana soraram iy agaç

Yûnus Emre sen bir niçe eksükligün yüz bin anca
Kur'agaca yol sorunca teferrüclen yoluna geç

~ Yunus Emre


(Günümüze aktarımı)
Gider idim ben yol sıra, yavlak uzamış bir ağaç,
Böyle latîf, böyle şirin, gönlüm der ki birkaç sır aç.

Böyl'uzamak ne manadır, çünkü bu dünya fanidir,
Bu fodulluk nişanıdır, gel beri miskinliğe geç.

Böyle latif bezenirken, böyle şirin düzenirken,
Gönül Hakk'a özenirken, dilek nedir, neye muhtaç?

Ağaç karır, devran döner, kuş budağa bir kez konar,
Daha sana kuş konmamış, ne güvercin, ne hod dürrraç.

Bir gün sana zevâl ere, yüce kaddin ine yere,
Budakların oda gire, kaynaya kazan, kıza saç.

Er sırrıdır sırrın senin, er yeridir yerin senin,
Ne yerdedir yerin senin, sana sorarım ey ağaç.

~ Yunus Emre sen bir nice, eksikliğin yüz bin onca,
Kur'ağaca yol sorunca, teferrücle yoluna geç.