Sen Bu Cihan Mülkünü

Sen bu cihân mülkini Kâf'dan Kâf'a dutdun tut
Yâ bu âlem mâlını oynayuban ütdün tut

Sen Süleymân köşkinde taht kurup oturdun bil
Dîv ü perîye düp-düz hükümler eyledün tut

Sen Ferîdûn haznesin Nûşirevân gencile
Kârûn mâlını dahı sen mâluna katdun tut

Bu dünyâ bir lokmadur agızdadur çeynenmiş
Çeynenmişi ne dutmak hâ sen anı yutdun tut

Ömrün delim bir okdur yay içinde toptolu
Tolmış oka ne turmak hâ sen anı atdun tut

İş bu cihân mülkinden ansuzın ün iderler
Ansuzını şimdi bil yaraklanup gitdün tut

Çün denize gark oldun bogazuna geldi su
Delü bigi talbınma iy bî-çâre batdun tut

Her gâh ki nefes gelür ol kîsenden eksilür
Çün kîse ortalandı sen anı düketdün tut

İş bu ecel şerbetini elbet dadısarsın
Dadışuna şek yokdur şimdi anı datdun tut

Âhir bir gün ölürsin ölüm vardur bilürsin
Kamulardan ayrılup varup sinde yatdun tut

Yüz yıllar hoşlugıla ömrün olursa Yûnus
Sonucı bir nefesdür geç andan da ötdün tut

~ Yunus Emre


(Günümüze aktarımı)
Sen bu cihan mülkünü, Kaf'tan Kaf'a tuttun tut,
Ya bu alem malını, oynayarak üttün tut.

Sen Süleyman köşkünde taht kurup oturdun bil,
Dev ve periye düpdüz hükümler eyledin tut.

Sen Feridun haznesin Nuşirevan genc ile,
Karun malını dahi sen malına kattın tut,

Bu dünya bir lokmadır, ağzındadır çiğnenmiş,
Çiğnenmişe ne tutmak, ha sen onu yuttun tut.

Ömrün delim bir oktur, yay içinde dopdolu,
Dolmuş oka ne durmak, ha sen onu attın tut.

İşbu cihan mülkünden ansızın ün ederler,
Ansızını şimdi bil hazırlanıp gittin tut.

Çün denize gark oldun boğazına geldi su,
Deli gibi talpınma, ey biçare battın tut.

Her gah ki nefes gelir, o ki senden eksilir,
Çün kise ortalandı sen onu tükettin tut.

İşbu ecel şerbeti elbette tadacaksın,
Tadışında şek yokdur şimdi onu tattın tut.

Ahir bir gün ölürsün, ölüm vardır bilirsin,
Kamulardan ayrılıp varıp sinde yattın tut.

Yüz yıllar hoşluk ile, ömrün olursa Yunus,
Sonucu bir nefesdir, geç ondan da öttün tut.