14/100 - Âdiyât (koşuş) Suresi (11 ayet)

وَالْعَـادِيَاتِ ضَبْـحاًۙ(١) (1) Yemin olsun nefes nefese koşanlara;
فَالْمُـورِيَاتِ قَـدْحاًۙ(٢) (2) Sonra çakarak kıvılcım saçanlara;
فَالْمُغ۪يرَاتِ صُبْحاًۙ(٣) (3) Sabahleyin ansızın baskın yapanlara;
فَاَثَرْنَ بِه۪ نَقْعاًۙ(٤) (4) Derken o sırada tozu dumana katanlara;
فَوَسَطْنَ بِه۪ جَمْعاًۙ(٥) (5) Peşinden orada bir topluluğun ta ortasına dalanlara!
اِنَّ الْاِنْسَانَ لِرَبِّه۪ لَكَنُودٌۚ(٦) (6) İnsan, rabbine karşı pek nankördür.
وَاِنَّهُ عَلٰى ذٰلِكَ لَشَه۪يدٌۚ(٧) (7) Şüphesiz buna kendisi de şahittir;
وَاِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَد۪يدٌۜ(٨) (8) O, mal sevgisine aşırı derecede kapılmıştır.
اَفَلَا يَعْلَمُ اِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِۙ(٩) (9) O bilmez mi ki kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atıldığı zaman;
وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِۙ(١٠) (10) Ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman;
اِنَّ رَبَّهُمْ بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَخَب۪يرٌ(١١) (11) İşte o gün (anlayacaklar ki), rableri onlardan tam mânasıyla haberdardır!