68/88 - Gâşiye (Kıyamet) Suresi (26 ayet)

هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْغَاشِيَةِۜ(١) (1) O kıyametin haberi sana geldi mi?
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌۙ(٢) (2) O gün kimi yüzleri zillet kaplamıştır.
عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌۙ(٣) (3) Bitkin ve yorgun.
تَصْلٰى نَاراً حَامِيَةًۙ(٤) (4) Kızgın bir ateşe girerler.
تُسْقٰى مِنْ عَيْنٍ اٰنِيَةٍۜ(٥) (5) Kendilerine kaynar su pınarından içirilir.
لَيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ اِلَّا مِنْ ضَر۪يعٍۙ(٦) (6) Onlar için kuru, dikenli bir bitkiden başka yiyecek yoktur.
لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْن۪ي مِنْ جُوعٍۜ(٧) (7) O da ne besler ne de açlığı giderir.
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاعِمَةٌۙ(٨) (8) O gün kimi yüzler de mutludur.
لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌۙ(٩) (9) Yaptıklarından dolayı hoşnut olmuşlardır.
ف۪ي جَنَّةٍ عَالِيَةٍۙ(١٠) (10) Yüksek bir bahçededirler.
لَا تَسْمَعُ ف۪يهَا لَاغِيَةًۜ(١١) (11) Orada boş söz işitmezler.
ف۪يهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌۢ(١٢) (12) Orada akan bir pınar vardır.
ف۪يهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌۙ(١٣) (13-16) Orada yüksek tahtlar önlerine konmuş kadehler, sıra sıra dizilmiş yastıklar, serilmiş değerli halılar vardır.
وَاَكْوَابٌ مَوْضُوعَةٌۙ(١٤)
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌۙ(١٥)
وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌۜ(١٦)
اَفَلَا يَنْظُرُونَ اِلَى الْاِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ۠(١٧) (17-20) Peki insanlar devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bakmazlar mı?
وَاِلَى السَّمَٓاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ۠(١٨)
وَاِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ۠(١٩)
وَاِلَى الْاَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ۠(٢٠)
فَذَكِّرْ اِنَّـمَٓا اَنْتَ مُذَكِّرٌۜ(٢١) (21) Artık sen öğüt ver, çünkü sen ancak bir uyarıcısın.
لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍۙ(٢٢) (22) Onlara egemen bir zorba değilsin.
اِلَّا مَنْ تَوَلّٰى وَكَفَرَۙ(٢٣) (23) Ancak kim yüz çevirir ve inkâr ederse,
فَيُعَذِّبُهُ اللّٰهُ الْعَذَابَ الْاَكْبَرَۜ(٢٤) (24) Allah onu en büyük azapla cezalandırır.
اِنَّ اِلَيْنَٓا اِيَابَهُمْۙ(٢٥) (25) Kuşkusuz onların dönüşü ancak bizedir.
ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ(٢٦) (26) Daha sonra onları sorgulamak da ancak bize aittir.