Kur’an-ı Kerim
< Ra'd | İnsân >

97/55 - Rahmân (merhametli) Suresi (78 ayet)

اَلرَّحْمٰنُۙ١ (1-2) Kur’an’ı rahmân öğretti.
عَلَّمَ الْقُرْاٰنَۜ٢
خَلَقَ الْاِنْسَانَۙ٣ (3) İnsanı O yarattı.
عَلَّمَهُ الْبَيَانَ٤ (4) Ona anlama ve anlatmayı öğretti.
اَلشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍۖ٥ (5) Güneş ve ay bir hesaba bağlı (olarak hareket ederler).
وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ٦ (6) Yıldızlar da ağaçlar da secde ederler.
وَالسَّمَٓاءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْم۪يزَانَۙ٧ (7-8) Göğü O yükseltti, denge ve ölçüyü O koydu ki dengeden sapmayasınız;
اَلَّا تَطْغَوْا فِي الْم۪يزَانِ٨
وَاَق۪يمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْم۪يزَانَ٩ (9) Ölçüyü düzgün tutasınız ve eksik tartmayasınız.
وَالْاَرْضَ وَضَعَهَا لِلْاَنَامِۙ١٠ (10) O yeryüzünü canlıların altına serdi.
ف۪يهَا فَاكِهَةٌۖ وَالنَّخْلُ ذَاتُ الْاَكْمَامِ١١ (11) Orada meyveler ve tomurcuklu hurma ağaçları var.
وَالْحَبُّ ذُو الْعَصْفِ وَالرَّيْحَانُۚ١٢ (12) Çimlenen taneler ve hoş kokulu bitkiler var.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ١٣ (13) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِۙ١٤ (14) O, insanı ateşte pişirilmiş toprak kaplar gibi kurutulmuş çamurdan yarattı.
وَخَلَقَ الْجَٓانَّ مِنْ مَارِجٍ مِنْ نَارٍۚ١٥ (15) Cinleri de yalın ateşten yarattı.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ١٦ (16) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِۚ١٧ (17) O, iki doğunun da rabbi iki batının da rabbidir.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ١٨ (18) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِۙ١٩ (19) O, birbirine kavuşmak üzere iki denizi salıverdi.
بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَا يَبْغِيَانِۚ٢٠ (20) (Ama) aralarında bir engel vardır; birbirlerine karışmazlar.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٢١ (21) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
يَخْرُجُ مِنْهُمَا اللُّؤْلُؤُ۬ وَالْمَرْجَانُۚ٢٢ (22) Onlardan inci ve mercan çıkar.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٢٣ (23) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
وَلَهُ الْجَوَارِ الْمُنْشَاٰتُ فِي الْبَحْرِ كَالْاَعْلَامِۚ٢٤ (24) Denizde yelkenlerini bayraklar gibi açarak süzülüp giden gemiler O’nundur.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ۟٢٥ (25) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍۚ٢٦ (26) Yeryüzünde bulunanların hepsi fânidir.
وَيَبْقٰى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْاِكْرَامِۚ٢٧ (27) Azamet ve kerem sahibi rabbinin zâtı ise bâki kalır.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٢٨ (28) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
يَسْـَٔلُهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ ف۪ي شَأْنٍۚ٢٩ (29) Göklerde ve yerde bulunanların hepsi O’ndan ister (O’na muhtaçtır). O her an yaratma halindedir.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٣٠ (30) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
سَنَفْرُغُ لَكُمْ اَيُّهَ الثَّقَلَانِۚ٣١ (31) Sizin için de (hesap sorma) vaktimiz olacak, ey sorumluluk yüklenmiş iki varlık!
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٣٢ (32) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اِنِ اسْتَطَعْتُمْ اَنْ تَنْفُذُوا مِنْ اَقْطَارِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ فَانْفُذُواۜ لَا تَنْفُذُونَ اِلَّا بِسُلْطَانٍۚ٣٣ (33) Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin sınırlarını aşıp öteye geçebilirseniz haydi geçin! Ama (tarafımızdan verilmiş) bir güç olmadıkça geçemezsiniz.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٣٤ (34) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِنْ نَارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنْتَصِرَانِۚ٣٥ (35) üzerinize yalın bir ateş alevi ve erimiş bakır gönderilir de kurtulmak için birbirinizle yardımlaşamazsınız.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٣٦ (36) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
فَاِذَا انْشَقَّتِ السَّمَٓاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِۚ٣٧ (37) Gök yarılıp gül kırmızısı bir yağ gibi olduğu zaman!
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٣٨ (38) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
فَيَوْمَئِذٍ لَا يُسْـَٔلُ عَنْ ذَنْبِه۪ٓ اِنْسٌ وَلَا جَٓانٌّۚ٣٩ (39) İşte o gün insana da cine de günahı hakkında soru sorulmaz (çünkü her şey apaçık ortadadır).
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٤٠ (40) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِس۪يمٰيهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاص۪ي وَالْاَقْدَامِۚ٤١ (41) Günahkârlar simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٤٢ (42) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
هٰذِه۪ جَهَنَّمُ الَّت۪ي يُكَذِّبُ بِهَا الْمُجْرِمُونَۢ٤٣ (43) Günahkârların yalan saydıkları cehennem işte bu!
يَطُوفُونَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَم۪يمٍ اٰنٍۚ٤٤ (44) Onun ateşi ile kaynar su arasında gidip gelirler.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ۟٤٥ (45) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ جَنَّتَانِۚ٤٦ (46) Rabbinin huzurundan korkan kimse için çifte cennet vardır.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۙ٤٧ (47) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
ذَوَاتَٓا اَفْنَانٍۚ٤٨ (48) İkisinde de çeşit çeşit ve emsalsiz nimetler bulunur.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٤٩ (49) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
ف۪يهِمَا عَيْنَانِ تَجْرِيَانِۚ٥٠ (50) İkisinde de akıp giden iki kaynak vardır.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٥١ (51) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
ف۪يهِمَا مِنْ كُلِّ فَاكِهَةٍ زَوْجَانِۚ٥٢ (52) İkisinde de her meyveden farklı türler bulunur.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٥٣ (53) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
مُتَّكِـ۪ٔينَ عَلٰى فُرُشٍ بَطَٓائِنُهَا مِنْ اِسْتَبْرَقٍۜ وَجَنَا الْجَنَّتَيْنِ دَانٍۚ٥٤ (54) (Cennettekiler) içleri atlasla dokunmuş sergiler üzerine kurulmuşlardır. Bu iki cennetin de meyveleri kolayca erişilebilecek yakınlıktadır.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٥٥ (55) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
ف۪يهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِۙ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّۚ٥٦ (56) Oralarda eşinden başkasına bakmayan kadınlar vardır ki onlardan önce kendilerine ne bir insan ne de bir cin dokunmuştur.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ٥٧ (57) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
كَاَنَّهُنَّ الْيَاقُوتُ وَالْمَرْجَانُۚ٥٨ (58) Sanki onlar yakut ve mercandır.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٥٩ (59) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
هَلْ جَزَٓاءُ الْاِحْسَانِ اِلَّا الْاِحْسَانُۚ٦٠ (60) İyiliğin karşılığı da ancak işte böyle iyiliktir.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٦١ (61) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
وَمِنْ دُونِهِمَا جَنَّتَانِۚ٦٢ (62) Bu ikisinden başka iki cennet daha vardır.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۙ٦٣ (63) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
مُدْهَٓامَّتَانِۚ٦٤ (64) İkisi de yemyeşil.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ٦٥ (65) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
ف۪يهِمَا عَيْنَانِ نَضَّاخَتَانِۚ٦٦ (66) İkisinde de gürül gürül akan iki su kaynağı bulunur.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ٦٧ (67) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
ف۪يهِمَا فَاكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌۚ٦٨ (68) Her ikisinde türlü meyveler, hurma ve nar var.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ٦٩ (69) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
ف۪يهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌۚ٧٠ (70) Oralarda, huyu güzel, yüzü güzel kadınlar var.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ٧١ (71) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
حُورٌ مَقْصُورَاتٌ فِي الْخِيَامِۚ٧٢ (72) Otağlarına kapanmış hûriler var.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ٧٣ (73) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّۚ٧٤ (74) Onlardan önce kendilerine ne bir insan ne de bir cin dokunmuştur.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ٧٥ (75) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
مُتَّكِـ۪ٔينَ عَلٰى رَفْرَفٍ خُضْرٍ وَعَبْقَرِيٍّ حِسَانٍۚ٧٦ (76) Yeşil, hârikulâde güzel yastıklara yaslanmışlardır.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ٧٧ (77) Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
تَبَارَكَ اسْمُ رَبِّكَ ذِي الْجَلَالِ وَالْاِكْرَامِ٧٨ (78) Azamet ve kerem sahibi rabbinin adı ne yücedir!