28/95 - Tîn (incir) Suresi (8 ayet)

وَالتّ۪ينِ وَالزَّيْتُونِۙ(١) (1) Yemin olsun incire ve zeytine;
وَطُورِ س۪ين۪ينَۙ(٢) (2) Sînâ dağına;
وَهٰذَا الْبَلَدِ الْاَم۪ينِۙ(٣) (3) Ve şu güvenli şehre!
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ(٤) (4) Biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır.
ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِل۪ينَۙ(٥) (5) Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.
اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ اَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۜ(٦) (6) Ancak iman edip iyi dünya ve âhiret için yararı işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ödül vardır.
فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدّ۪ينِۜ(٧) (7) Artık bu kanıtlardan sonra (ey insan!) seni dinin asılsız olduğu sonucuna götüren şey nedir?
اَلَيْسَ اللّٰهُ بِاَحْكَمِ الْحَاكِم۪ينَ(٨) (8) Allah hüküm verenlerin en âdili değil midir?