Codex Cumanicus Tam Metni
Codex Cumanicus Kuman Türkleri Dili ─ Aslı Italyada, bir kısmı Almanyada bulunan Kuman Türklerinin Sözlüğüdür.
Kumanlar, 11. yüzyıl ile 14. yüzyıl arasında Doğu Avrupa’da (Karadenizin kuzeyinde) yaşamış bir Türk halkıdır. Tarihte Kıpçaklar, Kuman-Kıpçak (Deşt-i Kıpçak) hanlığını kurmuşlardır.
Sayfa: 1A
eziturmen
: eşitürmen işitirimesitursen
: eşitürsen işitirsinesitur
: eşitür işitiresiturbis
: eşitürbiz işitirizesitursis
: eşitürsiz işitirsinizesiturlar
: eşitürlär işitirleresituredim
: eşitür - edim işitirdimesitureding
: eşitür - eding işitirdinesituredi
: eşitür - edi işitirdiesitureduc
: eşitür - edük işitirdikesituredingis
: eşitür - edingiz işitirdinizesiturlaredj
: eşitürlär - edi işitirlerdiesitim
: eşit[t]im işittimesiting
: eşit[t]ing işittinesitti
: eşitti işittiesittic
: eşittik işittikesittingis
: eşittingiz işittinizesitilar
: eşit[t]ilär işittiler
Sayfa: 1B
esituredi
: eşitür - edi ‣ eşittim - edi işittim idiesitturedi
: eşittür - edi ‣ eşitting - edi işittin idiesittedi
: eşitt[i] - edi işitti idiesitucedi
: eşit[t]ik - edi işittik idiesitungusedi
: eşit[t]üngüz - edi işittiniz idiesitularedi
: eşit[t]ülär - edi ‣ eşit[t]ilär - edi işittiler idiesitcaymȇ
: eşitkäymen işiteceğimesitkaysen
: eşitkäysen işiteceksinesitkay
: eşitkäy işitecekesitkaybis
: eşitkäybiz işiteceğizesitkaysis
: eşitkäysiz işiteceksinizesitkaylar
: eşitkäylär işitecekleresit
: eşit işitesitinglar
: eşitinglär işitinesitsin
: eşitsin işitsinchescha esitkaedim
: keşkä eşitkä - edim keşke işitecek olsaydımc[hescha] esitkaedin
: k[eşkä] eşitkä - edin keşke işitecek olsaydınc[hescha] esitkaedj
: k[eşkä] eşitkä - edi keşke işitecek olsaydıc[hescha] esitkaedic
: k[eşkä] eşitkä - edik keşke işitecek olsaydıkc[hescha] esitkaedingis
: k[eşkä] eşitkä - edingiz keşke işitecek olsaydınızc[hescha] esitkaylaredj
: k[eşkä] eşitkäylär - edi keşke işitecek olsaydılar
Sayfa: 2A
c esitmisbolgayedim
: k[eşkä] eşitmiş - bolgay - edim keşke işitmiş olacak olsaydımc esitkaeding ‹vel ezitmizbolg[…]di[...]›
: k[eşkä] eşitkä - eding veya eşitmiş - bolg[ay - e]di[ng] keşke işitmiş olacak olsaydınc esitmisbolgayedi
: k[eşkä] eşitmiş - bolgay - edi keşke işitmiş olacak olsaydıc esitmis bolgayedic
: k[eşkä] eşitmiş bolgay - edik keşke işitmiş olacak olsaydıkc esitmis bolgaedig̑is
: k[eşkä] eşitmiş bolga - edingiz keşke işitmiş olacak olsaydınızc esitmis bolgaedj ‹ylar›
: k[eşkä] eşitmiş bolga - edi ilär ‣ bolga - edilär keşke işitmiş olacak olsaydılarc esitchaymȇ
: k[eşkä] eşitkäymen keşke işitecek olsamc esitchaysen
: k[eşkä] eşitkäysen keşke işitecek olsanc esitchay
: k[eşkä] eşitkäy keşke işitecek olsac esitchaybis
: k[eşkä] eşitkäybiz keşke işitecek olsakc esitchaysis
: k[eşkä] eşitkäysiz keşke işitecek olsanızc esitchaylar
: k[eşkä] eşitkäylär keşke işitecek olsalaresittimessa
: [neçik ki] eşittim - essä işittim isenezic chi esitȋ gassæ
: neçik ki eşit[t]ing - ässä nasıl ki işittin isen chi esitese
: n[eçik] ki eşitt[i] - ese nasıl ki işitti isen chi esitic
: n[eçik] ki eşittik [ese] nasıl ki işittik isen chi esitingis
: n[eçik] ki eşittingiz [ese] nasıl ki işittiniz isen chi esittilar
: n[eçik] ki eşittilär [ese] nasıl ki işittiler iseesittimrsa
: eşittim - [e]rsä işittim iseesittingersa
: eşitting - ersä işittin iseesitiersa
: eşit[t]i - ersä işitti ise
Sayfa: 2B
esitticersa
: eşittik - ersä işittik iseesitingersa
: eşit[t]ing[iz] - ersä işittiniz iseesittilarersa
: eşittilär - ersä işittiler iseesatimaga ‹yzitmaga›
: eşätimägä, işitmägä işitmeye, işitmek içinesattan (esatcan?)
: eşättän ‣ eşitkän işitenesitmaga cuyga
: eşitmägä küygä[n?] işitmek için bekleyen
Sayfa: 3A
søuarmen
: sövärmen severimsøuarsem
: sövärsem ‣ sövärsen seversinsouarol
: sövär - ol sever osoudum
: sövdüm sevdimsougul
: sövgül sevsouus
: sövüş seviş, arkadaş, dostsoumac
: sövmäk sevmek, sevmek, sevgialurmȇ
: alurmen alırımaldum
: aldum aldımalgil
: algıl alyandurumen
: yandurumen yandırırım, yakarımyandurdum
: yandurdum yandırdım, yaktımyandur
: yandur yandır, yakøuranurmen
: övränürmen öğrenirimøurandum
: övrändüm öğrendimøurangil
: övrängil öğrenagenurmȇ ‹agmanirmȇ vel minermȇ›
: agınurmen, agmanırmen veya minermen ağarım, çıkarım, tırmanırımagendum
: agındum ağdım, (yukarı) çıktımagen
: agın (yukarı) çıkboluzurmȇ
: boluşurmen yardım ederimboluztum
: boluştum yardım ettimbolus
: boluş yardım etbolusmac
: boluşmak yardım
Sayfa: 3B
cønydurumȇ
: 69 köydürümen (köndürümen) yakarım 69 Yukarıdaki üç kelime cøndur- olarak yazılmış, ancak sonra ‘n’ harfinin altına ‘y’ çizilmek suretiyle cøydur olarak değiştirilmiştir.cønydurdum
: köydürdüm (köndürdüm) yaktımcønydur
: köydür (köndür) yakconaclarmȇ ‹vel condurumen›
: konaklarmen veya kondurumen ağırlarım, misafir ederimconaclardum
: konaklardum ‣ konakladım ağırladım, misafir ettimconacla
: konakla ağırla, misafir etbozsaturmȇ
: boşşaturmen, boşatırım affederim, bağışlarım, azat ederim (Lat. absoluere)bosatim
: boşattım affettim, bağışladım, azat ettimbosat
: boşat affet, bağışla, azat etbosatmac
: boşatmak azat etmekyazsirumȇ
: yaşşırumen saklarımyazsirdim
: yaşşırdım sakladımyazsir
: yaşşır saklayazsirmac
: yaşşırmak saklamakcorunurmȇ
: körünürmen görünürümcorundum
: köründüm göründümcorungil
: körüngil görüncorunmac
: körünmäk görünmek, görüntüyetarmȇ
: yetärmen, yeterim eklerim, katarım, ilave ederim, bağlarım (Lat. adiungere)yethim
: yet[t]im ekledim, kattım, ilave ettim, bağladımyetchil
: yetkil, yet ekle, kat, ilave et, bağlaazçarmȇ
: açarmen açarım
Sayfa: 4A
azarme, azçtim
: açarım, açtım açtımaztin, azçchil
: açkıl ~ açḫıl açchelturmȇ
: keltürmen geldiririm > getiririmchelturdum
: keltürdüm geldirdim > getirdimcheltur
: keltür > geldir getircuzarmȇ
: kuçarmen kucaklarım, sarılırımcuztun
: kuçtun ‣ kuçtum kucakladım, sarıldımcuz.chul
: kuçkul kucakla, sarıliragirmen
: ıraḫırmen (‣ ıratırmen 70) (ırak > uzak) uzaklaştırırım 70 Krş. DLT yırat- uzaklaştırmakbosattȋ
: boşattım serbest bıraktım, azat ettimjarat et
: 71 yarat et serbest bırak, azat et 71 Krş. Kar. yarayd özgür, serbest. Ko. Wb. bu kelimeyi yarac, yaraq olarak okumuştur.custunarmȇ
: kustunarmen 72 iç geçiririm, ah çekerim (Lat. alenare, ‹suspirare›) 72 Krş. Kar. k’o’ztun- ~ kistun- iç geçirmek, ah çekmek.custȗdum
: kustundum iç geçirdim, ah çektimcustȗgil
: kustungıl iç geçir, ah çekcustȗmac
: kustunmak iç geçirme, ah çekmeasat etarmȇ
: azat etärmen azat ederimasat ettim
: azat ettim azat ettimasat et
: azat et azat etasat kisi
: azat kişi özgür kişisabȃ surarmȇ
: saban sürärmen saban sürerimsabȃ surdum
: saban sürdüm saban sürdümsabȃ sur
: saban sür saban sürcasganurmȇ
: kazganırmen kazanırım
Sayfa: 4B
caxgandum
: kazgandum kazandımcaxgangil
: kazgangıl kazanydis
: ıdış giriş; (giriş için) izinydimen
: ıdı[r]men ‣ ıyı[r]men gönderirimydim
: ıdım gönderdimymaga
: ımaga göndermek için; içeri almak içinsagetlanurmȇ
: sagıtlanurmen silahlanırımsagetlȃdum
: sagıtlandum silahlandımsagetlangil
: sagıtlangıl silahlansȯunçlarmen
: sö[v]ünçlärmen sevindiririm, müjdelerim; haber veririm, bildiririm (Lat. annunco)zagarmȇ
: çaḫarmen dava ederim, şikayetçi olurum (Lat. accusare)zagatim
: çaḫtım dava ettim, şikayetçi oldumzackil
: çakkıl dava et, şikayetçi olzacmach
: çakmak dava, şikayetouraturmȇ ‹sagȋdiremȇ›
: övrätürmen, sagındıremen ‣ sagındıramen öğretirim, nasihat ederim (Lat. admonere)ouratȗ ‹sagindum›
: övrät[t]üm sagın[dır]dum öğrettim, nasihat ettimourat ‹sagingil›
: övrät sagın[dır]gıl öğret, nasihat etouratimac ‹saganmac memoria›
: övrätimäk öğretme, saganmak hafıza, belleksaget
: sagıt silahkamlik etermȇ
: kamlık etermen kehanette bulunurum (Lat. adiuinare)ranzilic etarmȇ
: rançılık etärmen kehanette bulunurumranzilic ettin
: rançılık ettin ‣ ettim kehanette bulundumranzilic ethil
: rançılık ethil ‣ etkil (?) kehanette bulunkam katun kisi dir
: kam katun kişi dir (o bir) kadın şamandır
Sayfa: 5A
‹eregirmen›
: eregirmen ‣ erekirmen iğrenirim, tiksinirim‹eriktim›
: eriktim iğrendim, tiksindim‹unarmen›
: unarmen 73 kabullenirim, razı olurum, itaat ederim (Lat. aquiesco) 73 Krş. KMT una- kabul etmek, razı olmak.‹undim›
: un[a]dım kabullendim, razı oldum, itaat ettimyzarmȇ
: içärmen içerimiztum
: içtüm içtimiz
: iç içcaynaturmȇ
: kaynaturmen kaynatırımcaynatim
: kaynat[t]ım kaynattım‹caynatur›
: kaynatur ‣ kaynat kaynatbeyrmȇ
: be[y]irmen 74 biylerim > oynarım, dans ederim (Lat. ballare, ‹plaudere›; Far. raks) 74 CC beyi- < *böyi- < ET bödi- dans etmek (KM böci- < *bödi- biylemek > oynamak, dans etmek).beyrdim
: be[y]irdim ‣ be[y]idim biyledim > oynadım, dans ettim, alkışladımbeygil
: be[y]igil biyle > oyna, dans et, alkışlakøron
: körön ‣ körüm 75 ~ körön ‣ koron 76 dans (Lat. hostande) 75 Radloff II 1258 (Kar.) körüm a vision (in the night), EDPT 745. Ayrıca krş. CC körümli güzel, gösterişli (Ko. Wb. 155). 76 Krş. TT horon < Gr. khorous.us etarmȇ vel iuunurmȇ
: us 77 etärmen veya yu[v]unurmen yünerim, yıkanırım (Lat. balneare) 77 Krş. KMT ushar- sulamak, ıslatmak < *us+gar-.us ettim vel men iuundȗ
: us ettim veya men yu[v]undum yündüm, yıkandımus et vel iuungul
: us et veya yu[v]ungul yün, yıkanyssi su
: issi su 78 ısı > sıcak su, banyo, hamam 78 Krş. Gülistan Tercümesi ılı-suv ılı su, banyo, hamam.cagirmȇ
: kaḫırmen kızarım, öfkelenirim (Lat. blasmare, Alm. scȃpin)cagidim
: kaḫıdım kızdım, öfkelendimcagigil
: kaḫıgıl kız, öfkelencachimac
: kaḫımak kızmak, öfkelenmek
Sayfa: 5B
sockarmȇ
: sökärmen söverimsøctum
: söktüm sövdümsøchul
: sök[k]ül sövsøcmac
: sökmäk sövmekyaraᶻsuirmȇ
: yaraşşırmen yaraşırım > uyarım; hemfikirim (Lat. concordare)yarastim
: yaraştım uydum, hemfikirdimyarasztirgil
: yaraştırgıl yaraş > uy, uygun olyarasmac
: yaraşmak uygunlukyaĩlurmȇ
: yarılurmen yarılırımyaĩldum
: yarıldum yarıldımyarelgil
: yarılgıl yarılyaĩlmac
: yarılmak yarılmakchezchiruirme | […]
: kıçkırırme[n] hıçkırırım, bağırırım, seslenirimchezchirdun
: kıçkırdun ‣ kıçkırdum hıçkırırım, bağırdım, seslendimchezchir
: kıçkır hıçkır, bağır, seslenchezchirmac
: kıçkırmak hıçkırmak, bağırmak, çağırmakbuxarmȇ
: buzarmen bozarım, yıkarım (Lat. destruere)buxdum
: buzdum bozdum, yıktımbusgil
: buzgıl boz, yıkazsarmen
: aşşarmen aş/yemek yerimazsardim
: aşşardım ‣ aşşadım aş/yemek yedimassa
: aşşa aş/yemek yeas
: aş aş, yemek
Sayfa: 6A
saclarmȇ
: saklarmen saklarım, korurum (Lat. custodire)saclardum
: saklardum ‣ sakladum sakladım, korudumsacla
: sakla sakla, korusaclamac
: saklamak korumaksaclanurmȇ
: saklanurmen saklanırım (Lat. cauere)saclandum
: saklandum saklandımsaclan
: saklan saklantuzarmȇ vel gigkilurmȇ
: tüşärmen veya yıkılurmen (cıkılurmen?) düşerim, yıkılırımtustum vel gigkildum
: tüştüm veya yıkıldum (cıkıldum?) düştüm, yıkıldımtus vel gigil ‹slese lube lete›
: tüş veya yıḫıl düş, yıkılyugururmȇ
: yügürürmen hızlı yürürüm, koşarımyugurdȗ
: yügürdüm hızlı yürüdüm, koştumyugur
: yügür hızlı yürü, koşyugurmac
: yügürmäk yüğürmek > koşmakyrlarmȇ
: ırlarmen yırlarım, şarkı söylerimyrladim
: ırladım yırladım, şarkı söyledimyrlagil
: ırlagıl yırla, şarkı söyleyr
: ır yır, şarkıyusxaclarmȇ
: yuzzaklarmen kilitlerimyuxacladum
: yuzakladum kilitledimyuxacla
: yuzakla kilitleyusxac
: yuzzak kilitazchuz
: açkuç açıcı > anahtarayltartarmȇ
: a[y]ıl - tartarmen kolan takarımayltartȗ
: a[y]ıl - tart[t]um kolan taktımayl vel colan
: a[y]ıl veya kolan kemer, kolan
Sayfa: 6B
cȏgul azarmȇ
: köngül açarmen gönül açarım, avuturumcongul azatim
: köngül açatım ‣ açtım gönül açtım, avuttumcongul az
: köngül aç avut, yatıştırcongul azmac
: köngül açmak gönül açmak, avutmakchengas berumȇ
: kengäş berümen keneş > öğüt veririmchengas berdum
: kengäş berdüm keneş > öğüt verdimchengas ber
: kengäş ber keneş > öğüt verchengas
: kengäş keneş > ögüttamam etarmen
: tamam etärmen tamam ederim, tamamlarımtamam ettim
: tamam ettim tamam ettim, tamamladımtamam ethil
: tamam etkil tamam et, tamamlatamam
: tamam tamambizsuiturmȇ
: bişşitürmen ‣ bişşirürmen pişiririm Bkz. (53), DRIMBA, 25-26 bu kelimeyi (ouruin: ) owruyın okumuştur.bisuirdum
: bişirdüm pişirdimbisuir
: bişir pişirbagerzi
: baḫırçı aşçıas̸ bisurgȃ eu
: aş bişürgän ev aş pişirilen ev, mutfaktigilurmȇ
: tıyılurmen son bulurum, kesilirim, dinerimtigildum
: tıyıldum son buldum, kesildim, dindimtigil
: tıyıl son bul, kesil, dinjurȗlarmȇ
: curumlarmen ceza veririm, hüküm vermekjurȗladum
: curumladum ceza verdimjurȗla
: curumla ceza verjurȗ
: curum cezaetic cheyarmȇ
: etik keyärmen pabuç/ayakkabı giyerimetic cheydim
: etik keydim pabuç/ayakkabı giydimetic chey
: etik key pabuç/ayakkabı giyetic
: etik pabuç/ayakkabı
Sayfa: 7A
tutarmȇ
: tutarmen tutarımtutum
: tut[t]um tuttumtut
: tut tuttutchum
: tutkum ‣ tutkun esir, hapissagenurmȇ
: sagınurmen özlerim, düşünürümsagendum
: sagındum özledim, düşündümsangȇgil
: sangıngıl ‣ sagıngıl özle, düşünsagenz
: sagınç özlem, düşünceulgay[.]uirmȇ
: ulgayırmen büyürümulgaydum
: ulgaydum büyüdümulgaygil
: ulgaygıl büyüalisirmȇ ‹yest minayiu›
: alışırmen alışmak > değiş tokuş ederim, takas ederimalistum
: alıştum alıştım > alış-veriş, takas ettimalischil ‹mineyse›
: alışḫıl alış-veriş, takas etalisturmac
: alışturmak alıştırmak > alış-veriş, takaszourayururmȇ
: çövrä - yürürmen çevresinde yürürüm, dönerimzoura yururdum
: çövrä yürürdüm ‣ yürüdüm çevresinde yürüdüm, döndümzoura ẓụṛ iurgil
: çövrä yürgil çevresinde yürü, dönzoura
: çövrä çevre, dolayyaxuc
: yazuk yazık > suç, günahyaxuclamis
: yazuklamış yazıklamış > günah işlemişinanurmȇ
: ınanurmen inanırıminȃdum
: ınandum inandıminȃgil
: ınangıl inaninȃmac
: ınanmak inanmak, inançinȃgaan
: ınangaan inanan, inançlıgichrarberurmȇn
: yikrar - berürmen itiraf ederimgicrar berdim
: yikrar berdim itiraf ettim
Sayfa: 7B
yichrar bergil
: yikrar bergil itiraf etỵ c̣aṛ ̣ ‹gichrar berdi›
: yikrar berdi itiraf ettitanirmȇ
: tanırmen tanırım, bilirimtanidum
: tanıdum tanıdımtanigil
: tanıgıl tanıtanimac
: tanımak tanımakzan
: çan ‣ gam endişe, kaygı, tasa (Lat. cura, Far. gan ‣ gam)congul açirgamach
: köngül açırgamak pişmanlıkyaparmȇ
: yaparmen kaparım > örterimyaptim
: yaptım kapattım > örttümyapchil
: yapḫıl kapa, örtyapchiz
: yapḫıç kapak, örtü‹usattirmen›
: uzattırmen uzatırım > veririm‹usattim›
: uzattım uzattım > verdimoguturmȇ
: oḫuturmen 79 eğitirim, yetiştiririm 79 EDPT, bu kelimeyi oqıt- madde başı altında ogut- olarak vermektedir.oguttum
: oḫuttum eğittim, yetiştirdimogutchil
: oḫutḫıl eğit, yetiştirsouascurmȇ
: sovaşkurmen ‣ sovaşurmen savaşırım, kavga ederimjolga jururmȇ
: yolga yürürmen yola yürürüm, yola çıkarımjolga jurdȗ
: yolga yürdüm yola yürüdüm, yola çıktım
Sayfa: 8A
jolga jur
: yolga yür yola yürü, yola çıkjol
: yol yol, yolculukissinurmen
: issinürmen ısınırımissilic
: issilik sıcaklıktanlarmȇ
: tanlarmen 80 ‣ tanglarmen seçerim (Lat. cernere) 80 Krş. KMT tangıla- ~ tangla- seçmek, ayıklamak.tanladȗ
: tanladum ‣ tangladum seçtimtanla
: tanla ‣ tangla seçticharmȇ
: tikärmen dikerimtictim
: tiktim diktimtichil
: tik[k]il ~ tikhil diktichmac
: tikmäk dikmek (elbise)izsanurmȇ
: işşänürmen 81 güvenirim, inanırım 81 Krş. Kar. işan- inanmak < işen-. Benzer bir örnek, Kar. biyan- < CC biyen- < T begen- değişimde de görülmektedir. Bu yüzden Ko. Wb.’in Kar. şekli öne sürerek ışan- okuması kabul edilemez.izzandum
: işşändüm güvendim, inandımizzangil
: işşängil güven, inanizsanmac
: işşänmäk güvenmek, inanmak
Sayfa: 8B
susarmȇ ‹ich sye›
: süzärmen süzerimsuxdum ‹ich sey›
: süzdüm süzdümascaundarmȇ
: aşka - ündärmen aşa / yemeğe çağırırımtoyga undadȗ
: toyga ündädüm toya > düğüne, şölene çağırdımtoyga unda
: toyga ündä toya > düğüne, şölene çağırtoy
: toy şölen, şenlik‹sohlanirmȇ›
: sohlanırmen arzularımyaratchan
: yaratḫan yaradanyaratmac
: yaratmak yaratmaesich[..] 82 japarmȇ
: eşik[ni] yaparmen kapıyı kapatırım 82 -ni hecesi siliktir.esichnj japtim
: eşikni yaptım eşiği > kapıyı kapattımesichnj jap
: eşikni yap eşiği > kapıyı kapatzoplarmȇ
: çöplärmen 83 toplarım 83 Krş. Kar. çöple- toplamak. Ko. Wb. çopla- okumuştur. Ko. Wb.’in varsaydığı t- » ç- değişimini, Codex Cumanicus’ta başka örneği olmadığı için kabul edemiyoruz.zopladum
: çöplädüm topladımzopla
: çöplä toplacuyrug
: kuyruḫ kuyrukboyn
: bo[y]ın boyunbisuirmis
: bişirmiş pişmiş‹batirrimȇ›
: batırrımen gömerim, saklarım‹batirdim›
: batırdım gömdüm, sakladım‹batirmaga›
: batırmaga gömmeye, saklamaya, saklamak için‹yiarmȇ jomdarimȇ›
: yı[y]armen yığarım, toplarım, yomdarımen toplarım‹iydim jomdardim›
: yıdım 84 yığdım, yomdardım topladım 84 CC yı(y)- ( < ET yıg-) fiili, geniş zaman çekiminde yıy-, geçmiş zaman çekiminde yı- şeklindedir.‹boyiow›
: boyow boya (Alm. varbe)‹iycharmȇ ich velle›
: yıkarmen yıkarım‹iomucti jildi›
: yomuktı yığıldı, bir araya geldi, yığıldı yığıldı, toplandı‹iychte vellete›
: yıktı yıktı, devirdi
Sayfa: 9A
berumȇ
: berümen veririmberdum
: berdüm verdimber
: ber verbageslarmȇ
: bagışlarmen bağışlarım, hediye ederimbagesladum
: bagışladum bağışladım, hediye ettimbagesla
: bagışla bağışla, hediye etbages
: bagış bağış, hediyeouratũmȇ
: övrätürmen öğretirimouratum
: övrät[t]üm öğrettimourat
: övrät öğretosta
: osta ustacoarmen
: ko[y]armen koyarım, bırakırımcoydum
: koydum koydum, bıraktımcoygil
: koygıl koy, bırakcoygan chisi
: koygan kişi koyup bırakan kişiuiurmȇ
: uyurmen uyurumuyurdum
: uyurdum ‣ uyudum uyudumuyugil
: uyugıl uyuyarasur
: yaraşur yaraşırım, uygunum, layıkımyarasti
: yaraştı yaraştı, uyduagrurmem
: agrurmen ağrırım, ağrım var
Sayfa: 9B
agerdum
: agırdum ‣ agrıdum ağrıdım, agrım vardıagremac
: agrımak ağrı, acı çekmekyuctusururmȇ
: yük-tüşürürmen yükümü indiririmyuctusurdum
: yük-tüşürdüm yükümü indirdimenarmȇ
: enärmen inerimendim
: endim indimengil
: engil inelturmȇ
: eltürmen götürürümelttim
: elttim götürdümeltchil
: eltkil götür, iletulasurmȇ
: üläşürmen üleşirim, paylaşırımulastum
: üläştüm üleştim, paylaştımulaschil
: üläşkil üleş, paylaşulasmac
: üläşmäk üleşmek, paylaşmakesiturmȇ
: e[k]sitürmen eksiltirimecsittim
: eksittim eksilttimecsit
: eksit eksiltecsuc
: eksük eksik
Sayfa: 10A
sesarmȇ
: şeşärmen çözerimsestum
: şeştüm çözdümseschil
: şeşkil çözayturmȇ
: ayturmen ayıtırım > söylerimaytım
: ayt[t]ım ayıttım > söyledimayt
: ayt ayıt > söyletoxarmȇ
: tözärmen dözerim > dayanırım, katlanırımtoxdum
: tözdüm dözdüm > dayandımtoxgil
: tözgil döz > dayantiarmȇ
: tı[y]armen engellerimtyidun
: tıydun ‣ tıydum engelledimtyimac
: tıymak engeltinimdam chrarmȇ
: tınımdam k[e]rärmen ‣ tınımdan 85 k[e]çärmen huzursuz olmak (Lat. desperare) 85 Buradaki kelime, Codex Cumanicus’un Almanca kısmında arı - tindän gibi ince ünlülü yazımları mevcut olan tin ruh değildir. Bu kelime, Almanca kısmında tın- dinlenmek, istirahat etmek olarak geçen fiilden F.Đ.Y - Im ekiyle türemiş bir isim olmalıdır. Krş. KMT tınım huzur.tinimdam cheztim
: tınımdan keçtim huzursuz oldumtanȋdı ̑ chezmac
: tanımdın keçmäk ‣ tınımdın keç huzursuz oltinȋdı ̑ chezmac
: tınımdın keçmäk huzursuzluk
Sayfa: 10B
karisurmȇ vel abrarmȇ
: karışurmen veya abrarmen korurum, savunurumkaĩstim vel abradum
: karıştım veya abradum korudum, savundumkaris vel abra
: karış veya abra koru, savunkaĩsmac vel abramac
: karışmak veya abramak korumanacs larmȇ
: nakşlarmen nakışlarım, resimlerimnacs ladum
: nakşladum nakışladım, resimledimnacs la
: nakşla nakışla, resimlenacs
: nakş nakış, resimziray
: çıray suretcusanurmȇ
: küsänürmen arzularımcusandum
: küsändüm arzuladımc
: k[üsängil] arzulacusamac
: küsä[n]mäk arzubernalurmȇ ‹bernelimȇ›
: bernälür - men ‣ bernälü - men, verecekliyim, borçluyumbernalu boldum
: bernälü boldum verecekli oldum, borçlandımborz
: borç borçborzli
: borçlı borçlualdarmȇ
: aldarmen aldatırımaldadum
: aldadum aldattımalda
: alda aldataldamac
: aldamak aldatmak, kandırmaksozulurmȇ vel çuçulurmȇ
: soçulurmen veya çuçulurmen soyunurumsozuldum
: soçuldum soyundumsuzul
: suçul soyun
Sayfa: 11A
bay
: bay zengin, varlıklıbaylic
: baylık zenginlikya̱zanurmȇ
: yaçanurmen utanırım, çekinirimya̱zandum
: yaçandum utandım, çekindimya̱zam
: yaçam ‣ yaçan utan, çekinya̱zȃmac
: yaçanmak utanç, çekincegirtarmȇ
: yırtarmen (cırtarmen?) yırtarımgirttum
: yırttum yırttımgirtchil
: yırtḫıl yırtgirtmac
: yırtmak yırtma‹tabuschirmen›
: tabuşırmen tartışırım‹tabuschtim›
: tabuştım tartıştım‹kym maga bersa mendagar beraym kym maga bermassa mendagar berman›
: kim maga bersä mend[ä] - agar berä[y]im kim maga bermäzsä mend[ä] - agar bermän kim bana verirse ben de ona veririm, kim bana vermezse bende ona vermemsatum alurmȇ
: satum 86 alurmen satın alırım 86 Satun olarak da okunabilir.satum adum
: satum a[l]dum satın almaksatum algil
: satum algıl satın alsatum almac
: satum almak satın almacuyarmȇ
: küyärmen beklerim, sabrederimcuydum
: küydüm bekledim, sabrettimcuygil
: küygil bekle, sabret
Sayfa: 11B
atlanurmȇ
: atlanurmen atlanırım, ata binerimatlandum
: atlandum atlandım, ata bindimatlan
: atlan atlan, ata binsondururmȇ
: söndürürmen söndürürümsondurdȗ
: söndürdüm söndürdümsondur
: söndür söndürçigharmȇ
: çıḫarmen çıkarımzigtum
: çıḫtum çıktımzigchil
: çıḫkıl çıktastin
: taştın dış, dışarızigarurmȇ
: çıḫarurmen çıkarırımzigardun
: çıḫardun ‣ çıḫardum çıkardımzigargil
: çıḫargıl çıkartanlasurmȇ
: tanlaşurmen incelerim (Lat. examinare)tanlastin
: tanlaştın ‣ tanlaştım inceledimtanlas
: tanlaş incelecoparurmen
: koparurmen kurarım, inşa ederim (Lat. edificare)cobardun
: kobardun ‣ kobardum kurdum, inşa ettimcobar
: kobar kur, inşa etcobarmac
: kobarmak inşacutulurmȇ
: kutulurmen kurtulurumcutuldum
: kutuldum kurtuldumcutulgil
: kutulgıl kurtulcutulmis
: kutulmış kurtulmuş
Sayfa: 12A
cutulmac
: kutulmak kurtuluşbosanurmȇ
: boşanurmen boşanırım, serbest kalırımbosandum
: boşandum boşandım, serbest kaldımbosan
: boşan serbest kalbosanmac
: boşanmak serbest kalmakcharg etarmȇ
: ḫarc etärmen harcarımcharg ettin
: ḫarc ettin ‣ ḫarc ettim harcadımcharg et
: ḫarc et harcayayarmȇ
: yayarmen yayarımyaydum
: yaydum yaydımyaygil
: yaygıl yayarinurmȇ
: arınurmen arınırımarindum
: arındum arındımaringil
: arıngıl arınarȋmac
: arınmak arınmaarinmaga
: arınmaga arınmaya, arınmak içincongul izinda aiturme[.]
: köngül içindä ayturme[n] gönül içinde > (bir şey üzerine) düşünüp taşınırım, bir şey için karar veririmcongul izinda aytum
: köngül içindä ayt[t]um (bir şey üzerine) düşünüp taşındımcongul da ayt
: köngüldä ayt (bir şey üzerine) düşünüp taşıncongul izinda aitmac
: köngül içindä aytmak (bir şey üzerine) düşünüp taşınmabacha ururmen
: baḫa ururmen paha vururum, değer biçerimbacha urdun
: baḫa urdun ‣ baḫa urdum paha vurdum, değer biçtimbacha ur
: baḫa ur değer biçbacha
: baḫa paha, değer
Sayfa: 12B
tusaturmȇ
: tüzätürmen düzeltirimtuxattum
: tüzättüm düzelttimtuxat
: tüzät düzelttux
: tüz düz, doğrutusacmis
: tüzäkmiş ‣ tüzätmiş düzeltilmişetarmȇ
: etärmen yaparım, ederimetim
: et[t]im yaptım, ettimetchil
: etkil yap, etus
: us 87 (?) gerçek, hakikat, olgu, vakıa (Lat. factum) 87 Ko. Wb. bu kelimeyi uz maddebaşı altında vermiş ve Latince ‘factum’un yanına bir soru işareti koymuştur.bolurmȇ
: bolurmen olurumboldum
: boldum oldumboldumedi
: boldum - edi oldum idiberchiturmȇ ‹vel berketerm̄ ›
: berkitürmen veya berk - etermen sağlamlaştırırımberchittun
: berkittün ‣ berkittüm sağlamlaştırdımberchitchil
: berkitkil sağlamlaştırberch
: berk sağlamazturmȇ
: aç - turmen açım
Sayfa: 13A
aztim
: açtım acıktımaz bol
: aç bol aç ol, acıkaz
: aç açussurmȇ
: üşşürmen üşürümusidum
: üşidüm üşüdümsaoc
: savok soğukegirurme ‹vel jirimen›
: egirürme[n] veya i[y]irimen 88 ip eğiririm 88 Ko. Wb. bu kelimeyi yir- olarak okumuştur.egirdum ‹jirdim›
: egirdüm, i[y]irdim ip eğirdimegirgil ‹jirgil›
: egirgil, i[y]irgil ip eğiryp
: ip ipchazarmȇ
: kaçarmen kaçarımchaztum
: kaçtum kaçtımchazchil
: kaçḫıl kaçsindururmȇ
: sındururmen kırarımsindurdum
: sındurdum kırdımsindur
: sındur kırsindurmac
: sındurmak sındırmak, kırmakyangilurmȇ
: yangılurmen yanılırım, hata ederimyangildum
: yangıldum yanıldım, hata ettimyangilmac
: yangılmak yanlış, hataogrularmȇ ‹ogurlarm̄ ›
: ogrularmen, ogurlarmen çalarım, hırsızlık yaparımogrulardum
: ogrulardum ‣ ogruladum çaldım, hırsızlık yaptımogrula
: ogrula çal, hırsızlık yapogrulamac
: ogrulamak hırsızlık
Sayfa: 13B
zizac
: çiçäk çiçekyemis
: yemiş meyvebuniat etarmȇ
: bunyat etärmen kurarım, tesis ederimbuniat etis
: bunyat etiş ‣ ettüm kurdum, tesis ettimbuniat echil
: bunyat e[t]kil kur, tesis etbuniat
: bunyat temel, esasberchiturmȇ
: berkitürmen berkitirim, sağlamlaştırırımberchittim
: berkittim berkittim, sağlamlaştırdımberchit
: berkit berkit, sağlamlaştırcun
: kün 89 güç, kudret, kuvvet 89 Krş. KMT kün güç, kuvvet, kudret. Ko. Wb. kun okumuştur.rox ‹vel orozun›
: roz veya orozun şans, talih (Far. bachat)maana vel turlij
: maana veya türliy tür, tabiyat, yaradılış, nitelik (Lat. Forma)maana
: maana tür, tabiyat, yaradılış, nitelik (Lat. modus)urmach
: urmak kamçı, kırbaçtutum
: tütün dumantesich
: teşik delik, açıklıktemir
: temir demir‹bollach›
: bollaḫ kaynak‹ochus›
: öküz ‣ ögüz nehir, akıntıogri
: ogrı hırsız‹kassirmen›
: kaşşırmen sürterim‹kassadim›
: kaşşadım sürttüm
Sayfa: 14A
souunurme ‹bieni[rmen]›
: sövünürme[n], bi[y]eni[rmen] sevinirimsouundum ‹biendi[m]›
: sövündüm, bi[y]endim sevindimsouungil
: sövüngil sevinsouunmac
: sövünmäk sevinç‹byenip biip schrekinv (? de)›
: bi[y]enip sevinerek bi[y]ip 90 dans ederek 90 CC beyi- ~ biyi- < *böyi- < ET bödi- dans etmekcasirmȇ
: kaşırmen sürterim, kaşırımcasidun
: kaşıdun ‣ kaşıdum sürttüm, kaşıdımcasigil
: kaşıgıl sürt, kaşıyage
: yagı kavga, savaş (Far. jank)tatarmȇ
: tatarmen tadarımtattin
: tattın ‣ tattım tattımtatchil
: tatkıl tattatmac
: tatmak tat, lezzet
Sayfa: 14B
agerlarmȇ
: agırlarmen hürmet ederim (Lat. honorare)agerladun
: agırladun ‣ agırladum hürmet ettimagerladum
: agırladum ‣ agırla hürmet etager
: agır saygı, hürmetyuclarmȇ
: yüklärmen yüklerimyucladun
: yüklädün ‣ yüklädüm yükledimyucla
: yüklä yükleyuc
: yük yükyylarmȇ
: yılarmen 91 koklarım 91 Yıla- [yı ̄la-] < *yıyla- < ET yıd+la-; krş. BM, TA yile- koklamak. Ko. Wb. bu kelimeyi ıyla- olarak okumuştur. Kendisinin burada bir y- düşmesi varsaydığını zannediyoruz: ıyla- < yıyla- < ET yıd+la-.jyladum
: yıladum kokladımjylagil
: yılagıl koklajylamac
: yılamak koku, koku duyusumulcrarmȇ
: mülkrärmen miras alırımmulcradȗ
: mülkrädüm miras aldımmulcri
: mülkri ‣ mülkrä (?) miras almulclamac
: mülklämäk ‣ mülkrämäk (?) miras
Sayfa: 15A
mendabar
: mendä-bar benimdir, bende vartegdj
: tegdi sahiptim, benimdi (Lat. habuj)sagabolsȗ
: saga - bolsun senindir, sana aittir (Lat. habeas)youaslic
: yovaşlık alçakgönüllülük, tevazu‹condurimȇ›
: kondurımen misafir ederim, ağırlarım (Lat. hospito)baslarmȇ
: başlarmen 92 92 Buraya yanlışlıkla oruç tutarmen yerine başlarmen yazılmıştır.‹oruz tutarirmen tutȗ›
: oruç tutarmen (tutırmen) oruç tutarım, [oruç] tut[t]um oruç tuttum‹oruz tut›
: oruç tut oruç tut‹oruz›
: oruç oruçbaslarmȇ
: başlarmen başlarımbasladum
: başladum başladımbaslagil
: başlagıl başlabas
: baş baş, başlangıç, üst tarafanglarmȇ
: anglarmen anlarımangladȗ
: angladum anladımanglagil
: anglagıl anlaanglamac
: anglamak akıl, zeka (Lat. intellectus)
Sayfa: 15B
buiuramȇ
: buyuramen emrederim, buyururumbuiurdun
: buyurdun ‣ buyurdum emrettim, buyurdumbuiur
: buyur emretyetarmȇ
: yetärmen bağlarım, birleştiririmyettim
: yettim bağladım, birleştirdimyetchil
: yetkil bağla, birleştircheyarmȇ
: keyärmen giyerimcheydȗ
: keydüm giydimcheygil
: keygil giyton vel oprac
: ton veya oprak giysi, kıyafetopchalarmȇ
: öpkälärmen kızarım, öfkelenirimopchaladun
: öpkälädün ‣ öpkälädüm kızdım, öfkelendimopchala
: öpkälä kız, öfkelenopcha
: öpkä öfkeyarig etarmȇ
: yarıḫ etärmen aydınlatırımyrig
: ırıḫ ‣ y[a]rıḫ ışık, aydınlıktartinurmȇ
: tartınurmen hayal ederim, tasavvur ederimtartindum
: tartındum hayal ettim, tasavvur ettimtartingil
: tartıngıl hayal et, tasavvur etixdarmȇ
: izdärmen ararımixdardin
: izdärdin ‣ izdädim aradımixdagil
: izdägil araixdamac
: izdämäk aramak
Sayfa: 16A
sorarmȇ
: sorarmen sorarımsordun
: sordun ‣ sordum sordumsorgil
: sorgıl soryara etarmȇ
: yara etärmen yaralarımyara ettin
: yara ettin ‣ yara ettim yaraladımyara etchil
: yara etkil yaralaeliclarmȇ
: eliklärmen alay ederimelicladum
: eliklädüm alay ettimeliclagil
: eliklägil alay eteliclamac
: eliklämäk alay, istihzasisarmȇ
: şişärmen şişerimsistin
: şiştin ‣ şiştim şiştinsistchil
: şiştkil şişsismac
: şişmäk şişme, şişkinlikyaturmȇ
: yaturmen yatarımyattun
: yattun ‣ yattum yattımyatchil
: yatkıl yat ‹jargularmȇtørulermȇ›
: yargularmen, törülermen yargılarım, hüküm veririm ‹iarguladimtøruladim›
: yarguladım, törülädim yargıladım, hüküm verdim
Sayfa: 16B
‹juuãmen›
: yuvarmen yıkarım‹juudun›
: yuvdun ‣ yuvdum yıkadım, yudum‹ju›
: yu 93 yıka 93 Çekimli kök yuv-, emir kökü ise yu- olmalıdır.oynarmȇ
: oynarmen oynarımoynardum
: oynardum ‣ oynadum oynadımoynagil
: oynagıl oynaoyn
: o[y]ın oyunsoslarmȇ
: sözlärmen konuşurumsosladum
: sözlädüm konuştumsoslagil
: sözlägil konuşsoslamac
: sözlämäk konuşma, sohbet
Sayfa: 17A
giltradi
: yıltradı (cıltradı?) şimşek çaktıgiltãr
: yıltrar (cıltrar?) şimşek çakargiltramac
: yıltramak (cıltramak?) şimşekyarmȇ
: ı[y]armen gönderdim, salıverdimyydun
: ıydun ‣ ıydum gönderdim, salıverdimyygil
: ıygıl gönder, salıverelzi
: elçi elçitururmȇ ‹vel calirmȇ›
: tururmen veya kalırmen kalırımturdun ‹caldim›
: turdun ‣ turdum kaldım, kaldım kaldımturgil ‹calgil›
: turgıl, kalgıl kalyurt
: yurt meskenalisurmȇ
: alışurmen değiş tokuş ederim, takas ederimalistun
: alıştun ‣ alıştum değiş tokuş ettim, takas ettimtechsir
: teksir değiş tokuşalsturmac
: al[ı]şturmak değiş tokuş, takas
Sayfa: 17B
olarmȇ
: ölärmen ölürümoldum
: öldüm öldümolum
: ölüm ölümtanglarmȇ
: tanglarmen şaşarım, şaşırırımtangladȗ
: tangladum şaşırdımcaristururmȇ
: karıştururmen karıştırırımbulgasturdun
: bulgaşturdun ‣ bulgaşturdum karıştırdımcaristur bulgastur
: karıştur veya bulgaştur karıştırzaynarmȇ
: çaynarmen çiğnerim, kemiririmzaynadun
: çaynadun ‣ çaynadum çiğnedimzianagil
: 94 çanagıl ‣ çaynagıl çiğne 94 Zainagil yerine bir yazım yanlışı olmalıdır.sachex
: sakız sakızbisturumȇ
: biştürümen olgunlaştırırımbisurtim
: bişürtim olgunlaştırdımolzarmen
: ölçärmen ölçerimolzttum
: ölçttüm ‣ ölçtüm ölçtümolzchil
: ölçkil ölçolza
: ölçä ölçü, ölçekbatarmȇ
: batarmen batarımbattim
: battım battımjilek
: yilek ‣ yilik ilik
Sayfa: 18A
tislarmȇ
: tişlärmen ısırırımtisladun
: tişlädün ‣ tişlädüm ısırdıntisla
: tişlä ısırtislamac
: tişlämäk ısırık‹ongarmȇ valwit›
: ongarmen (sararıp) solarım‹ondim›
: ondım ‣ ongdım (sararıp) soldumottalarmȇ
: ottalarmen iyileştiririm, tedavi ederimottaladum
: ottaladum iyileştirdim, tedavi ettimottala
: ottala iyileştir, tedavi etot
: ot em, ilaçeygirac etarmȇ
: eygiräk etärmen daha iyi duruma getiririmeygirac ettim
: eygiräk ettim daha iyi duruma getirdimeygirac et
: eygiräk et daha iyi duruma getirtergirman ‹tãtarm›
: tergirmän ‣ tegirmän tartarm[en] değirmeni döndürürümtegirmȃ ‹tartim›
: tegirmän tart[t]ım değirmeni döndürdümtegirmȃ ‹tart›
: tegirmän tart değirmeni döndürtegirmȃ
: tegirmän değirmentegirmȃzi
: tegirmänçi değirmencitepraturmȇ
: teprätürmen hareket ettiririmteprattin
: teprättin ‣ teprättim hareket ettirdimtepratchil
: teprätkil hareket ettirtepratmac
: teprätmäk hareketcorgusurmȇ
: körgüzürmen gösteririmcorguxdun
: körgüzdün ‣ körgüzdüm gösterdimcorguxgil
: körgüzgil göstercorguxmac
: körgüzmäk gösterme, işaret etmeotunzcha berumȇ
: ötünçkä berümen ödünç veririmotunzcha berdȗ
: ötünçkä berdün ‣ berdüm ödünç verdimotunzcha ber
: ötünçkä ber ödünç verotȗz
: ötünç ödünç‹tagz›
: tagıç (?) dağ‹tagellar›
: tagıllar ‣ taglar dağlar, sıra dağ‹ianirmȇ ich drowe›
: yanırmen tehdit ederim‹ianadim›
: yanadım tehdit ettim
Sayfa: 18B
tengisda yururmȇ
: tengizdä yürürmen yelkenliyle denizde giderimtengisda yurdum
: tengizdä yürdüm yelkenliyle denizde gittimtengisda yurugil
: tengizdä yürügil yelkenliyle denizde gittengisda yurugan
: tengizdä yürügän gemici, denizcitilaman
: tilämän istemiyorum (Lat. nolo)tilamadum
: tilämädüm istemedim‹tillemagil›
: tillemägil istemehabar
: habar haberaser
: aşır düğünbestlarmȇ
: bestlärmen beslerim‹senig søsini bestlermȇ nȏ curo vba tua›
: sening sözini bestlermen senin sözüne değer veriyorumbestladun
: bestlädün ‣ bestlädüm besledinbestlagil
: bestlägil beslebestlamac
: bestlämäk gıda, besinbogulurmen | ‹bugulurmȇ›
: bogulurmen, bugulurmen (suda) boğulurumboguldum
: boguldum (suda) boğuldumbogulmac
: bogulmak boğulmatanarmȇ
: tanarmen inkar ederimtandum
: tandum inkar ettimtangil
: tangıl inkar etsanarmȇ
: sanarmen sayarımsanadum
: sanadum saydımsanagil
: sanagıl saysan
: san sayıyuxarmȇ
: yüzärmen yüzerimyuxardum
: yüzärdüm ‣ yüzdüm yüzdümyuxgil
: yüzgil yüzyxganchisi
: y[ü]zgän - kişi yüzücü
Sayfa: 19A
‹tuarmȇ›
: tu[v]armen doğarımtogarmen
: togarmen doğarımtogdum
: togdum doğdumtoggil
: toggıl doğtogmac
: togmak doğum, doğmatougam
: tovgam ‣ tovgan doğan, doğmuş olankar yagar
: kar yagar kar yağarkar yagdi
: kar yagdı kar yağdıkar
: kar karburzac
: burçak dolu (Far. toolu)atagirmȇ
: at - [t]aḫırmen isim veririmatagdim
: at - [t]aḫdım isim verdimattagil
: attagıl ‣ at - taḫ[k]ıl isim verat
: at ad, isimxian etarmȇ
: zi[y]an etärmen zarar veririmxian ettin ‹izan et›
: zi[y]an ettin ‣ ettim, izan et[tim] zarar verdimxian etchil
: zi[y]an etkil zarar ver
Sayfa: 19B
jarastururmȇ
: yaraştururmen düzenlerim, tertip ederimjarastirdȗ
: yaraştırdum düzenledim, tertip ettimjarastur
: yaraştur düzenle, tertip etjarasturmac
: yaraşturmak düzen, tertibunuturmȇ
: unuturmen unuturumunuttum
: unuttum unuttumunutchil
: unutkıl unutunutmac
: unutmak unutmak, unutkanlıkunutcham
: unutkam ‣ unutkan unutan, unutkanyolugurmȇ
: yoluḫurmen karşılaşırımyolugttun
: yoluḫttun ‣ yoluḫtum karşılaştımyolugchil
: yoluḫkıl karşılaşcorgusurmȇ
: körgüzürmen gösteririm, işaret ederimcorgxdum
: körg[ü]zdüm gösterdim, işaret ettimcorgux
: körgüz göster, işaret etoparmȇ
: öpärmen öperimoptum
: öptüm öptümopchil
: öpkil öpopmac
: öpmäk öpücük
Sayfa: 20A
-
mecunem (Far.)
octundum
: öktündüm gücendirdim, rencide ettimoctunguil
: öktüngüil ‣ öktüngil gücendir, rencide etcotunmac
: kötünmäk ‣ öktünmäk hakaret, tahkir‹sijermen›
: siyermen işerim‹sijdum›
: siydüm işedim‹sijgil›
: siygil işe‹szi›
: szi ‣ si 95 sidik, idrar 95 Ko. Wb. bu kelimeyi siy olarak okuyor. Kelime, ET sig idrar kelimesinin gelmektedir.cherac tur
: keräk tur gereklidircherac edi
: keräk edi gerekliydiys
: iş iş (Lat. opus)
Sayfa: 20B
kuzun ietar
: küçün ‣ küçüm yetär gücüm yeter, muktedirim (Lat. possum)kuzun ietti
: küçün ‣ küçüm yetti gücüm yetti, muktedirdim (Lat. possuj)kuzun
: küçün ‣ küçüm yapabilme, gücü yetme, muktedir olmacolarmȇ
: kolarmen rica ederim, isterimcoldum
: koldum rica ettim, istedimcolgil
: kolgıl rica et, istecolmac
: kolmak ricaanuclarmȇ
: anuklarmen hazırlarımanucladum
: anukladum hazırladımanuclagil
: anuklagıl hazırlaanuclamac
: anuklamak hazırlıkelturmem
: eltürmem ‣ eltürmen taşıyıp götürürümeltum
: elt[t]üm taşıyıp götürdümlimen
: limen liman (Far. limanj)asarmen ‹vel ylermen›
: asarmen veya ilermen asılırım, sarkarımastum ‹ildim›
: astum, ildim asıldım, sarktım (Far. asstu)aschil ‹ilgil›
: askıl, ilgil asıl, sark (Far. aschil)
Sayfa: 21A
yglarmen
: ıglarmen ağlarımygladum
: ıgladum ağladımyglagil
: ıglagıl ağlayglamac
: ıglamak ağlamayarasurmȇ
: yaraşurmen hoşa giderim, beğenilirimyarastin
: yaraştın ‣ yaraştım hoşa gittim, beğenildimyarasmis
: yaraşmış iyilik, lütuf, hatır 96 (Lat. placitun) 96 Yaraşmış’ın sıfat olması beklenirdi. Belki de Lat. placitun ‣ placitus hoşa giden olmalıdır.sasirmȇ
: sasırmen çürürümsasidum
: sasıdum çürüdümbuyurumȇ
: buyurumen emrederim (Lat. praecipere)buyurdun
: buyurdun ‣ buyurdum emrettimbuyurgil
: buyurgıl emretbuyuruc
: buyuruk emir, talimatyamgur yagar
: yamgur yagar yağmur yağaryamgur yagdi
: yamgur yagdı yağmur yağdıyamgur
: yamgur yağmuras berumen
: aş berümen beslerim, yemek veririmas berdum
: aş berdüm besledim, yemek verdimbestla
: bestlä besle, yemek versanzarmȇ
: sançarmen saplarımsanztim
: sançtım sapladımsanzchil
: sançkıl saplasanzmac
: sançmak saplama, delme
Sayfa: 21B
sagenurmȇ
: sagınurmen düşünürüm, zannederim, kastederim, inanırım (Lat. putare)sangedum
: sangı[n]dum ‣ sagındum düşündüm, zannettim, inandımsangengil
: sangıngıl ‣ sagıngıl düşün, zannet, inansagenmac
: sagınmak düşünme, düşünce, fikirpesmȃ bolurmȇ
: peşman bolurmen pişman olurumpesmȃ boldum
: peşman boldum pişman oldumpesmȃ
: peşman pişmanpesmȃ bogil
: peşman bo[l]gıl pişman oltarac ticarmȇ
: täräk tikärmen ağaç dikerimterac tictim
: teräk tiktim ağaç diktimterac tich
: teräk tik ağaç dikterac tichmac
: teräk tikmäk ağaç dikmechochumt ̃
: köküm - tur dahilim, aidim (Lat. ptineo, Far. ches em)ururmȇ
: ururmen vururumurdum
: urdum vurdumur
: ur vurtanuc luc berumȇ
: tanukluk berümen tanıklık ederimchemisurmȇ
: kemişürmen (kenara) atarımchemistin
: kemiştin ‣ kemiştim (kenara) attımchemischil
: kemişkil (kenara) at
Sayfa: 22A
‹jaxoc›
: yazok günah‹elelic›
: elelik ‣ ellik barış‹jon›
: yon 97 saç 97 Ko. Wb. bu kelimeyi yun olarak okumuştur fakat krş. Kzk. jon saç.chorcharmȇ
: korkarmen korkarımchortun
: kor[k]tun ‣ kor[k]tum korktumchor chil
: kor[k]kıl korkchormac
: kor[k]mak korkucharau
: karav mükafat, ödülbaclurarmen
: baklurarmen ‣ baluklarmen balık tutarımbalucladȗ
: balukladum balık tuttumbalucra
: balukla balık tutbaluc
: baluk balıkcoyarmȇ
: koyarmen koyarımcoydum
: koydum koydumcoygil
: koygıl koybulczi
: bulkçı 98 ‣ balukçı balıkçı 98 Gabain, bu kelimeyi bolqčı okumakta ve *bolukçı ( < balukçı) şeklinden geliştiğini düşünmektedir. Bizce bu kelime yalnızca bir yazım yanlışıdır.‹jarle›
: yarlı fakir, muhtaç‹iarlelik›
: yarlılık fakirlik‹bitirrimȇ›
: bitirrimen bitiririm, tamamlarım‹bitirdim›
: bitirdim bitirdim, tamamladım‹bitirmak volbrengūge›
: bitirmäk tamamlama, sonuçlandırma, nihayete erdirme
Sayfa: 22B
‹tinglarmen›
: tınglarmen dinlenirim‹tingladun›
: tıngladun ‣ tıngladum dinlendim‹tingla›
: tıngla dinlentinglamac
: tınglamak dinlenme, istirahat, sükunet, sessizlik, huzur‹ysdermen›
: isdermen ararım, araştırırım, incelerim, sorarımyxdarmȇ
: izdärmen ararım, araştırırım, incelerim (Lat. quaerere)yxdadum ‹ysdedum›
: izdädüm, isdedüm aradım, araştırdım, inceledimyxdagil ‹ysdegil›
: izdägil, isdegil ara, araştır, inceleyxdamac ‹ysdemek›
: izdämäk, isdemek arama, inceleme, araştırma, sorgudaaue ‹daw›
: daavı ~ daave, daw arama, inceleme, araştırma, sorgutafs etarmȇ
: tafş etärmen vazgeçerim, bırakırım (Lat. quito)tafs etum
: tafş et[t]üm vazgeçtim, bıraktımtafs et chil
: tafş etkil vazgeç, bıraktafs etmac
: tafş etmäk vazgeçme, bırakma
Sayfa: 23A
chaytarumȇ
: kaytarumen geri veririmchaytardun
: kaytardun ‣ kaytardum geri verdimchaytargil
: kaytargıl geri veryularmen
: yularmen çözerim, alırım, kurtarırımyuldum
: yuldum çözdüm, aldım, kurtardımyulgil
: yulgıl çöz, al, kurtaryulmac
: yulmak kurtuluşcoyarmȇ
: koyarmen bırakırımcoydun
: koydun ‣ koydum bıraktımcoygil
: koygıl bırakcoigan
: koygan koyan, bırakanbexarmȇ
: bezärmen vazgeçerim, bezerimbexdum
: bezdüm vazgeçtim, bezdimbexgil
: bezgil vazgeçcarau berumȇ
: karav berümen ödüllendiririm, mükafatlandırırımcarau berdum
: karav berdüm ödüllendirdim, mükafatlandırdımcarau bergil
: karav bergil ödüllendir, mükafatlandırcarauxȋ bermac
: karavsını bermäk ödüllendirme, mükafatlandırmayulurmen
: yülürmen tıraş ederimyuludum
: yülüdüm tıraş ettimyulugil
: yülügil tıraş etyuluguz
: yülügüç ustura
Sayfa: 23B
cayra alurmȇ
: ka[y]ıra alurmen geri alırımceyiri aldum
: keyiri ‣ kayırı aldum geri aldımceyri algil
: ke[y]iri ‣ kayırı algıl geri alceyri almac
: ke[y]iri ‣ kayırı almak geri almachendima tutarmȇ
: kendimä tutarmen geri dururum, kendimi tutarımchendima tutȗ
: kendimä tut[t]um geri durdum, kendimi tuttumchendima tutchil
: kendimä tutkıl geri dur, kendini tutchondarumȇ
: köndärümen düz hale getiririm, düzeltirimchondardum
: köndärdüm düzelttimchondargil
: köndärgil düzeltchoiuj
: köyüy ‣ könü düz, doğrubaskac
: baskak yönetici, valichetarmȇ
: ketärmen uzaklaşırım, giderimchetum
: ket[t]üm uzaklaştım, gittimchetchil
: ketkil uzaklaş, gitcheri caytarmȇ
: keri kaytarmen geri gelirim, geri döndümcheri caytum
: keri kayt[t]um geri geldim, geri döndümtirildurmen
: tirildürmen ‣ tirilürmen ölümden dirilirimtirildum
: tirildüm ölümden dirildimtirilgil
: tirilgil ölümden diriltirilmac
: tirilmäk (ölümden) diriliş
Sayfa: 24A
upsunurmen
: üpsünürmen hatırlarım, anımsarımupsundum
: üpsündüm hatırladım, anımsadımupsȗgil
: üpsüngil hatırla, anmsachularmȇ
: külärmen gülerimchuldum
: küldüm güldümchulgil
: külgil gülchultchum
: kültküm ‣ kültkün gülümseme, kahkahaamanat berumȇ
: amanat berümen emanet ederimamanat berdun
: amanat berdün ‣ berdüm emanet ettimamanat ber
: amanat ber emanet etamanat
: amanat emanet‹u̸u̸csunurmen›
: üüksünürmen hatırlarım‹uucsundum›
: üüksündüm hatırladımkayturmȇ
: kayturmen geri dönerimkaytum
: kayt[t]um geri döndümkaytchil
: kaytkıl geri dönkalurmen
: kalurmen kalırım, geriye kalırım, artarımkaldum
: kaldum kaldım, arttımkalgil
: kalgıl kal, art
Sayfa: 24B
ald̤urmen
: alurmen alırımaldum
: aldum aldımalgil
: algıl alyargu yarmac
: yargu yarmak hüküm sürme, yönetme (Lat. regimentum)uyanurmȇ
: uyanurmen uyanırımuyandun
: uyandun ‣ uyandum uyandımuyangil
: uyangıl uyanjoap berurmȇ
: co[v]ap berürmen cevap veririmjoap berdun
: co[v]ap berdün ‣ berdüm cevap verdimjoap bergil
: co[v]ap bergil cevap verjoap
: co[v]ap cevapbagarmȇ
: baḫarmen bakarımbagtin
: baḫtın ‣ baḫtım baktımbaghchil
: baḫkıl bakyalbarurmem
: yalbarurmem ‣ yalbarurmen rica ederimyalbardun
: yalbardun ‣ yalbardum rica ettimyalbargil
: yalbargıl rica etyalbarmac
: yalbarmak rica, istektutuprurmem
: tutuprurmem ‣ tutupturmen yönlendiririm, yönetirimtutupturdun
: tutupturdun ‣ tutupturdum yönlendirdim, yönettimtutupturgil
: tutupturgıl yönlendir, yönetyargu yarmal
: yargu yarmal ‣ yargu yarmak hüküm sürme, yönetme‹iamarmen›
: yamarmen yamarım‹iamadim›
: yamadım yamadım
Sayfa: 25A
bilurmȇ
: bilürmen bilirim, anlarımbildun
: bildün ‣ bildüm anladım‹bilgil›
: bilgil bil, anlaux
: us akıl, usachel
: akıl akılbarmȇ
: barmen varımbardun
: bardun ‣ bardum var idimbol
: bol olghac teyrumȇ
: ḫak te[y]irümen öderimghac teyrmac
: ḫak te[y]irmäk ödemenisan larmȇ
: nişanlarmen işaretlerimnisan ladin
: nişanladın ‣ nişanladım işaretledimnisan lagil
: nişanlagıl işaretlenisan
: nişan işaret, alamet, göstergemoghor larmȇ
: moḫorlarmen mühürlerimmoghor ladun
: moḫorladun ‣ moḫorladum mühürledimmoghor la
: moḫorla mühürlemoghor
: moḫor mühür
Sayfa: 25B
çalarmen
: çalarmen ses veririm, tınlarım, çınlarım; çalarımçaldun
: çaldun ‣ çaldum ses verdim, çaldımçalgil
: çalgıl ses ver, çalun vel sax
: ün veya sas 99 ~ säs 100 ses, seda 99 Krş. Hal. sas ~ säs ses. 100 Ko. Wb. bu kelimeyi saz ( < Far.) olarak okumuştur.tus corarmȇ
: tüş körärmen rüya görürüm, düş görürümtus corgil
: tüş körgil ‣ kördüm rüya gördüm, düş gördümtus corgil
: tüş körgil rüya gör, düş görtus
: tüş rüya, düşolturumen
: olturumen otururumolturdun
: olturdun ‣ olturdum oturdumoltur
: oltur oturolturguz
: olturguç tabureartarmȇ
: artarmen geçerim, aşarım; üstün gelirim (Lat. superare)artin
: art[t]ın ‣ art[t]ım geçtim, aştımartchil
: artkıl geç, aşartmac
: artmak fazla, gereğinden fazla, gereksiz, fuzulisaø̣̈k̤arzmȇ
: saarçmen ‣ saçarmen (tohum) ekerimsaçztun
: saçtum tohum ektimsazchil
: saçkıl tohum ekourluc
: urluk ~ ö[v]ürlük 101 tohum 101 CC övürlük < *ügür+lük < DLT ügür darı, ET üyür darı.yaxarmȇ vel çixarmen
: yazarmen veya çizärmen yazmakçisdum
: çizdüm çizdimçisgil
: çizgil çizçismac
: çizmäk çizim (Lat. scriba)betichzi vel l[…]
: betikçi veya l[…] yazıcı, katip (Lat. scriptura) 102 102 Lat. scriba ve scriptura kelimelerinin Kumanca karşılıkları ters verilmiştir.
Sayfa: 26A
tupcurumȇ
: tüpkürümen tükürürümtupcurdȗ
: tüpkürdüm tükürdümtupcurgil
: tüpkürgil tükürtupcurmac
: tüpkürmäk tükürüktatarmȇ
: tatarmen tadarım, tadına bakarımtattin
: tattın ‣ tattım tattım, tadına baktımtatchil
: tatkıl tat, tadına baksonsarmȇ
: sonsarmen ‣ susarmen susarımsousadun
: susadun ‣ susadum susadımsousamac
: susamak susamaksousagan
: susagan susayan, susamışartinça yururmȇ
: artınça yürürmen ardından giderim, takip ederimartinça yurudum
: artınça yürüdüm ardından gittim, takip ettimartinça yurugil
: artınça yürügil ardından git, takip ettoxarmȇ
: tözärmȇ sabır ve tahammül gösteririm, dayanırım, katlanırımtoxdum
: tözdüm sabır ve tahammül gösterdim, dayandım, katlandımtoxgil
: tözgil sabır ve tahammül göster, dayan, katlansexarmȇ
: sezärmen sezerimsexdin
: sezdin ‣ sezdim sezdimsesmac
: sezmäk his, duyu, sezichexarmȇ
: kısarmen sıkıştırırım (Lat. stringere)chestum
: kıstum sıkıştırdımcheschil
: kıskıl sıkıştır
Sayfa: 26B
ayrumen
: a[y]ırumen ayırırımayrdun
: a[y]ırdun ‣ ayırdum ayırdımayrgil
: a[y]ırgıl ayırsilcarmȇ
: silkärmen silkerim, silkelerimsilctum
: silktüm silktim, silkeledimsilcchil
: silkkil silk, silkelesixgirurmȇ
: sızgırurmen tıslarım, cızırdarım, cazırdarımsixgirdȗ
: sızgırdum tısladım, cızırdadım, cazırdadımsixgirgil
: sızgırgıl tısla, cızırda, cazırdasixgurma
: sızgurma cazırtı, cızırtıtoxarmȇ
: tözärmen ıstırap çekerim, acı çekerimtoxdun
: tözdün ‣ tözdüm ıstırap çektim, acı çektimtoxgil
: tözgil ıstırap çek, acı çektoxmac
: tözmäk ıstırap, acısecharmȇ
: sıkarmen sıkarım, bastırırımsechtun
: sıktun ‣ sıktum sıktım,bastırdımsechil
: sık[k]ıl sık, bastırturãrmȇ
: turarmen ayağa kalkarım, doğrulurumturdun choptȗ
: turdun ‣ turdum veya koptum ayağa kalktım, doğruldumturgil chopchil
: turgıl veya kopkıl ayağa kalk, doğruloscarmȇ
: oşkarmen benzerimoscadim
: oşkadım benzedimoscar vel benxar
: oşkar veya benzär benzer, benzerisalam berumȇ
: salam berümen selam veririm, selamlarımsalam berdun
: salam berdün ‣ salam berdüm selam verdim, selamladımsalam bergil
: salam bergil selam versalam
: salam selam
Sayfa: 27A
turumȇ
: turumen ayakta dururumturdun
: turdun ‣ turdum ayakta durdumtur
: tur ayakta durtus larmen
: tuzlarmen tuzlarımtus ladum
: tuzladum tuzladımtus lagil
: tuzlagıl tuzlatus
: tuz tuzchulluc etarmȇ
: kulluk etärmen hizmet ederimchulluc etim
: kulluk et[t]im hizmet ettimchulluc etchil
: kulluk etkil hizmet etsechirumȇ
: sekirümen sekerim, sıçrarım, atlarımsechirdun
: sekirdün ‣ sekirdüm sektim, sıçradım, atladımsechirgil
: sekirgil sek, sıçra, atlasechirmac vel sozim
: sekirmäk veya soçım 103 sekmek, sıçrama, atlama 103 krş. DLT suçı- (at) şaha kalkmak, ĐH sucu- ( < suçu-) sıçramak, tepinmek; BV suçu- sıçramak, tepinmek; MG suçu- sıçramak, tepinmek.chomarmȇ
: kömärmen gömerimchomdun
: kömdün ‣ kömdüm gömdümchongil
: köngil ‣ kömgil göm
Sayfa: 27B
teyarme
: teyärme[n] değerim, dokunurum (Lat. tangere)teydun
: teydün ‣ teydüm değdim, dokundumteygil vel tutchil
: teygil veya tutkıl değ, dokuntartarmȇ
: tartarmen tartarım, çekerimtartum
: tart[t]um tarttım, çektimtartchil
: tartkıl tart, çekboyarmȇ
: boyarmen boyarımboyadum
: boyadum boyadımboyagil
: boyagıl boyaboyazi
: boyaçı boyacıboya vel rang
: boya veya rang boya, renktitrarmȇ
: titrärmen titrerim, sallanırımtitã dum
: titrädüm titredim, sallandımtitra
: titrä titre, sallan, sarsıltitramac
: titrämäk titreme, sallantı, sarsıntıyer titramachi
: yer titrämäki sarsıntı, depremchatisturumȇ
: katışturumen şarabı karıştırırımchatisturdȗ
: katışturdum şarabı karıştırdımchatistur
: katıştur şarabı karıştırchatisturmac
: katışturmak şarabı karıştırmakchezarmȇ
: keçärmen (karşı tarafa) geçerim
Sayfa: 28A
cheztun
: keçtün ‣ keçtüm keçtimchezchil
: keçkil keçchocrar
: kökrär gök gürler, şimşek çakarımchocradi
: kökrädi gök gürledi, şimşek çaktıchocramac
: kökrämäk gök gürlemesi, şimşek çakması‹tim boldi›
: tım ‣ tın 104 boldı sakinleşti, sessizleşti 104 Krş. KMT tın rahat, sükunet, huzur.‹chorchusus›
: korkusuz korkusuztec turumȇ
: tek turumen susarım, sessiz dururumtec turdun
: tek turdun ‣ tek turdum sustum, sessiz durdumtec turgil
: tek turgıl sus, sessiz durburarmȇ
: burarmen çeviririm, burarımburdun
: burdun ‣ burdum çevirdim, burdum‹burgil›
: burgıl çevir, burtanucluc berumȇ
: tanukluk berümen tanıklık ederimtanucluc berdun
: tanukluk berdüm tanıklık ettimtanucluc bergil
: tanukluk bergil tanıklık ettanuc
: tanuk tanıkoscurumȇ
: öskürümen öksürürümoscurdun
: öskürdün ‣ öskürdüm öksürdümoscurmac
: öskürmäk öksürük
Sayfa: 28B
satarmȇ
: satarmen satarımsatin
: sat[t]ın ‣ sat[t]ım sattımsatchil
: satkıl satsatuc vel satmac
: satuk veya satmak satma, satıştilarmȇ
: tilärmen isterimtiladum
: tilädüm istedimtilagil
: tilägil istetilamac
: tilämäk istek, dilekbarumȇ
: barumen giderimbardun
: bardun ‣ bardum gittimbargil
: bargıl gityol
: yol yolsafar
: safar yolculuğa dahil olan, yolculukchorarmȇ
: körärmen görürümchordun
: kördün ‣ kördüm gördümchorgil
: körgil görchormac
: körmäk görme, görmekyengrmȇ
: yeng[ä]rmen yenerim, galip gelirimyȇgdun
: yengdün ‣ yengdüm yendim, galip geldimyengil
: yeng[g]il yen, galip gelyengmac
: yengmäk zafer, galibiyetyengilmac
: yengilmäk yenilmek, mağlup olmak
Sayfa: 29A
uzcarmȇ
: uçkarmen ‣ uçarmen yüksekte uçarımuztum
: uçtum uçtumuzchil
: uçkıl uççipziclar
: çıpçıklar kuş(lar)undarmȇ
: ündärmen seslenirimundadum
: ündädüm seslendimundagil
: ündägil seslenun
: ün ses, sedatora oscarmȇ
: törä oşkarmen (bir şeyi) adet haline getiririm, (bir şeye) alışırımtora tuttun
: törä tuttun ‣ tuttum alışkanlık veya adet haline getirdimtora ocsat
: törä okşat alışkanlık veya adet haline getir‹bos›
: boş boş‹ṳ̈v›
: uv 105 av 105 Krş. KMT uv av.‹cusarmen›
: kusarmen kusarım‹custim›
: kustım kustumchelurmȇ
: kelürmen gelirimcheldȗ
: keldüm geldimchelgali
: kelgäli ‣ kelgän gelen (Lat. venȋco, Far. anmadam)ugialurmȇ ‹vel imenirmȇ›
: uyalurmen veya imenirmen 106 ürkerim, korkarım, çekinirim 106 Krş. KMT iymen- utanmak, çekinmek.ugialdim ‹vel imȇdim›
: uyaldum veya imendim ürktüm, korktum, çekindimulgagil
: ulyagıl ‣ uyalgıl ürk, kork, çekinugat
: uyat çekingenlik, korku, ürkeklik
Sayfa: 29B
uyag turumȇ
: uyaḫ turumen uyanık kalırım, uyanık dururumuyag turdum
: uyaḫ turdum uyanık kaldım, uyanık durdumuyag tur vel co[r..]
: uyaḫ tur veya ko[r..] uyanık kal, uyanık durçourumȇ
: çö[v]ürümen çeviririm, döndürürümçouurdum
: çövürdüm çevirdim, döndürdümçourgil
: çö[v]ürgil çevir, döndürçourmac vel teyrm[…]
: çö[v]ürmäk veya te[y]irm[äk] 107 döndürmek, çevirmek 107 Bkz. (53), DRIMBA, 25 bu kelimeyi teşhis etmiştir. Ko. Wb.’in sözlüğünde bulunmayan bu kelime, Alman kısmında gösterdiği töwür- fiilinin eskicil bir halidir.teyarmȇ
: teyärmen değerindeyim, değerimteydun
: teydün ‣ teydüm değerindeydim, değerdimteyar
: teyär değerindedir, değertegmac
: tegmäk değer, fiyatcorunurmȇ
: körünürmen görünürümcorundun
: köründün ‣ köründüm göründümmaga corunur
: maga körünür bana görünürcormac
: körmäk görme duyusu, görme yetisisurtarmȇ
: sürtärmen sürerim, merhem sürerim (Lat. ungere)surtum
: sürt[t]üm (merhem) sürdümsurtchil
: sürtkil (merhem) sürtirilurmȇ
: tirilürmen yaşarım, hayattayımtiyrildun
: tiyrildün ‣ tirildüm yaşadım, hayattaydımtiri ̱gil
: tirigil yaşa, hayatta oltirilmac
: tirilmäk yaşam, hayat, canlılıkcherti
: kerti gerçek, doğru
Sayfa: 30A
da
: +da yanında, yakınında (Bulunma Durum Eki)en borȗ vel ylgaĩ
: en borun veya ilgäri önde, öndenidan
: ıdan 108 ‣ +dan +dAn (Ayrılma Durum Eki) 108 Kelimenin başında ‘i’ harfine benzeyen bir karakter görülmektedir.catinda
: katında huzurundayractim
: ıraktım ‣ ıraktın uzak, uzakta (Far. açdour, Lat. alonge)azi turlu
: açı türlü acı (Lat. amare)dagen vel anus
: dagın ~ daḫın veya anuz şimdiye kadar, henüzalay bolmassa
: alay bolmazsa öyle değilsebirardæ
: birärdä bir kez, bir defa; günün birinde; bir zamanlaranzagina vel monzagin
: ançagına ~ ançaḫına veya monçagın[a] ~ monçaḫın[a] biraz, birazcıkemdidan ari
: emdidän arı şimdiden itibaren (Lat. admodo, Far. aç inpes)terclap
: terkläp yakın zamanda, biraz sonra, hemenyacsi chele vel eygi
: yakşı kılı veya eygi iyi, iyi yaradılışlı ghes hesscongul bila
: heşş köngül bilä iyi kalpli, müşfik, sevecen, yardımsever (Lat. benigne)terc
: terk hızlı, hızlacatinda
: katında bu tarafta, bu yanda (Lat. citra)orta chele
: orta kılı normal olarak, genellikle; sıradan, olağan, alışılagelmişbirla ‹bile›
: birlä, bile ilechiminint˅ ‹kimning t〉̄
: kiminin - tur, kimning tur kimindir?
Sayfa: 30B
otru
: otru karşıda, karşısındatangda
: tangda sabahcondæ condæ ‹kundegi›
: köndä köndä, kündegi günlük, gündelik (Lat. cotidie)çop çoura
: çöp çövrä çepeçevreemdidȃ cheri ‹ertæ çakta›
: emdidän keri, ertä çakta eskiden, öncelerianginza
: angınça -a kadardan
: +dan +dAn (dışarı) (Ayrılma Durum Eki)tatli chele ‹çeuh›
: tatlı kılı, çe[v]üh tatlıchorcunz bila ‹saarlap›
: korkunç bilä, saarlap utanarak, çekinerek, sakınarak (Lat. dubioxe)uxun chele ‹kopgadeyri›
: uzun kılı, köpgä - deyri uzun, uzun süreymisac chelle ‹yumsak›
: ımışak 109 kıllı, yumşak zayıf yaradılışlı 109 Ko. Wb. bu kelimeyi yımşak olarak okumuştur.muna
: muna işte oradatage
: tagı ~ taḫı veçunchin vel basa ‹aniguçun›
: çünkin veya basa, anıg üçün öyleyse, o yüzdenbasa
: basa hatta, vetastin vel tascaĩ
: taştın veya taşkarı dışarısı, dışarıdatascaĩ
: taşkarı dışarıyaegri chele ‹jalganlap›
: egri kılı, yalganlap yanlışlıkla, aldatma amacıyla, yalan yereogrulam (ogrulain?) ‹ourum (ouruin?) vel ourula›
: ogrılam ‣ ogrılan ~ ogrıla[y]ın, ovrum ‣ ovrun ~ ovruyın 110, ovrula[yın] 111 gizlice, saklıca 110 111 A. g. m., 25-26 bu kelimeyi owrulayın olarak tamamlamıştır.berc chele ‹berklep›
: berk kılı, berklep sağlam, sertcati chele ‹katirap›
: katı kılı, katırap ‣ katılap sert, katıcop curla
: köp kurla sık sıkmagar vel boxgai chȋ kete[…]
: magar belki veya bozgay kim kete[r] 112 belki gider 112 Bkz. (53), DRIMBA, 26.conu chelle ‹vel cønuhalæ›
: könü kıllı, könü - halä 113 güvenilir, sadık, dürüst 113 Ko. Wb. bu kelimeyi könü χale olarak okumuştur.
Sayfa: 31A
ager chele
: agır kılı ağırbarz tourada
: barç[a] tövrädä genel olarak‹konçekūgni kijgil›
: könçeküngni kiygil pantolonunu giy‹chisi azam›
: kişi, azam insanmonda
: monda buradaager sij bila ‹auůrsibile vel hor[…]›
: agırsıy bilä, avursı - bile saygı göstererek, hürmet ederek veya hor[mat] hürmetle, saygıylatunacȗ
: tünäkün dünbuchun
: bukün ~ bükün bugünculuc birla ‹kiczi azulu bile›
: kul[l]uk birlä uşaklık, hizmetkarlık ile, kikşi açulu bile 114 alçakgönüllülükle, tevazu ile (Lat. humiliter, cum servitio) 114 Ko. Wb. kiçi agulu bile olarak okumuştur. Ancak bizce kikşi açulu bile okunmalıdır. Kikşi ( < kikiş+i) KĐ kikiş alın kelimesinin 3. tekil şahıs iyelik eki almış şeklidir. Orta hece düşmesine uğrayarak kikşi alnı olmuştur. Açulu ise, DLT açıġlıġ bolluk içinde olma ya da açuḳluġ cömert, iyi huylu (ayrıca yüz açuḳluġı yüzdeki samimiyet) kelimelerinden gelmiş olabileceği gibi, - (X)glXg ekiyle aç- fiilinden türetilmiş edilgen bir sıfat-fiil de olabilir. Bu durumda açulu ( < *açıglıg) açılmış, açık anlamına geliyor olmalıdır. Sonuç olarak, kikşi açulu bile sözcük öbeği kelimesi kelimesine alnı açık olarak anlamına gelmektedir. Ancak bu deyim Türkçede çekinecek hiçbir durumu veya ayıbı olmayan anlamına gelmektedir. Buradaki anlama bakıldığında ya Kuman Türkçesinde ya da Türkiye Türkçesinde bir anlam kayması söz konusudur.vay
: vay vay!yzinda vel izchaĩ
: içindä veya içkäri içinde, içerideeuet vel alay
: evet veya alay evet, öyle‹busat-r p-horan/m›
: busat[t]ır 115 115 Bkz. (2), KUUN, bu kelimeyi bu saat tur olarak okumaktadır.anigůzum
: anıg - üçüm ‣ anıg - üçün o yüzdenbir anza ‹vel jmdi›
: bir ança veya imdi şimdi, hemenandan
: andan oradan, o yüzdenekinzi ‹vel jana›
: ekinçi veya jana bir kez dahada vel ga
: +da veya +ga bir yerde, bir yereizchaĩ
: içkäri içeriyeekinȋg ‹kating› harassinda
: eki katıng harassında arasında (Lat. inter)bitunluc birla
: bitünlik birlä gerçek, tam, eksiksiz‹bu kijze cm (cim?) k(c)r(y)f bulgac boldi›
: bu kiyçe ~ kiiçe kim karif bulgak boldı 116 (?) 116 Ko. Wb. bu cümleyi Bu kiçe … kövüs bulgak boldı Gestern Abend wurde … Busen unruhig olarak okuyup anlamlandırmıştır.anda
: anda orayasocus bila
: söküş bilä rencide ederek, inciterekchatinda
: katında yanında, huzurunda, yakınındatubinda
: tübindä derinde, alçaktaghos congul bila
: ḫoş köngül bilä seve seve, severekyrac
: ırak uzak, uzaktajomart|congul bila
: comart köngül bilä cömertçejengul congul bila
: yengül köngül bilä hafiflikle, saflıklajengul
: yengül hafif‹kim sasir›
: kim sasır kim kötü kokuyor?
Sayfa: 31B
yaman chele
: yaman kılı kötü (kişi)emdi
: emdi demin, şimdi, biraz önce (Lat. modo)cop
: köp çokeyksik vel essic
: eksik (eysik) veya essik eksik, azmenȋbila
: menin - bilä benimleeigirac
: eygiräk daha iyiax
: az az, ucuz (Lat. modicum)axrac
: azrak daha az, daha ucuzya̱mȃ congul bila
: yaman köngül bilä kötülükle, kötü niyetleeygirac
: eygiräk daha iyiyoc
: yok yok, değilemdi
: emdi şimdi, artıkyoc exa
: yok esä yok iseheç nematage
: heç nemä - tagı hiçbir şeyhạerchis ‹hergys›
: herkiz, hergiz hiçbir zamanartum vel cop
: artum veya köp çok, çok fazlabixin bila
: bizin bilä bizimlechayma
: kayma hepsi, her şey, heragbet vel magat
: aḫbet 117 (?) ~ albet 118 veya magat kesinlikle, mutlaka (Far. albet) 117 Ar. ‘āḳıbet son, sonunda » CC aḫbet kesinlikle, mutlaka. 118 Ko. Wb. kelimeyi bu şekilde düzeltmiştir.ghos ey bila
: ḫoş ey 119 (~ ḫoşey) bilä onurlu, şerefli, namuslu, haysiyetli 119 Ko. Wb. sözlüğüne ḫoş-bile olarak almış ve ‘ey’ yazılan kelimeyi yok saymıştır. Bizce bu söz öbeği CC terkäy kelimesindeki gibi kuvvetlendirme eki (+Ay) almış Far. ḫoş ya da Far. ḫoş ve Tü. ey ( < DLT eḏ iyiye işaret eden herhangi bir şey) olarak incelenebilir. Ancak yazmada ayrı yazıldığı için ikinci olasılığı tercih ettik.yaxirj
: yaşırı gizli, saklı, gizlenmişartuc
: artuk fazlasongra
: songra sonraacrȇ vel archum
: akrın veya arkum ‣ arkun yavaş, sakinembuorȗ
: emburun (emborun) ilk başta, ilk defa
Sayfa: 32A
mayan
: mayan başlıca, özellikle, bilhassa; asıl, asli, başlangıçta (Lat. principaliter)ax
: az azghaxa
: ḫasa özellikleyaoh
: ya[v]oh yakınyrah
: ırah uzakuçun
: üçün -in yüzünden, -den dolayıuçun
: üçün için (Lat. pro)uçun
: üçün -den, içinden (Lat. per)ascara vel tuyana
: aşkara veya tuyana aleni, açıkçatoulu chele
: tolu kılı dolutoulu
: tolu doluyamanrak
: yamanrak daha kötü, beterandan yamanrac
: andan yamanrak ondan daha kötü, çok kötüterchay
: terkäy tez, çabuk, hızlıartimac bila
: artımak ‣ arıtmak bilä temiz, saf, arı olarakboy bila
: boy bilä şahsen, bizzatbascha
: başka başka, diğerne
: ne neneza
: neçä ne kadar, nicechazȃ
: kaçan ne zamanneuzun
: ne - üçün neden, niçinaninucum
: anın - üçüm ‣ anın - üçün onun için, o yüzdenyaane
: yaanı yanichayin
: kayın kimdan
: dan - dan/ - den (daha), çok, pek çok, oladiğince (Lat. quam)neçic
: neçik ne şekilde, nasılchaysi
: kaysı hangi(si), nasıl bir şey
Sayfa: 32B
artinda
: artında arkasındacogruluc bila
: kogruluk ‣ togruluk bilä dosdoğru, dümdüz, iyi, doğru şekildeag
: ag ağçourma vel çoura
: çö[v]ürmä veya çövrä etrafında, çevresindeustun
: üstün üstündesaglic bila
: saglık bilä mantıklı, sağlıklıbascha
: başka -sız, olmadansalamarlic birla
: salamarlık ‣ salamatlık birlä sağlıklı, sağlıklabirga
: birgä aynı zamanda, birlikte, berabercop
: köp yeterliegar
: egär eğer, şayetustunda
: üstündä üstte olan, üstte(ki)tubinda vel astinda
: tübindä veya astında alttakianinchibi
: anın - kibi böyle, bu şekildeneçic
: neçik gibi, böylebassa vel ylla
: bassa veya illa ve, ayrıcaaninbila
: anın bilä onunla birlikteyetar
: yetär yeterliyetmac bila
: yetmäk bilä yeter miktardachexganip
: kızganıp yetersiz, az, bol olmayaneminlic bila
: eminlik bilä kesin olan, emin olanemdi
: emdi hemen, şimditec tec
: tek tek sık sık, çoğunlukla (Lat. sepe)yalguxol
: yalguz - ol sadece o, yalnızca oocsasib
: okşaşıb benzer, benzeyen
Sayfa: 33A
uxbila
: us - bilä akılla, mantıkla, bilgeliklejnçcalap
: inçkäläp ince, narinyaoh
: ya - oh başka, başka türlü, diğer birandaoh
: anda - oh o zamancheç
: keç yavaş, geçalayesa
: alay - esä yine de, buna rağmen (Lat. tamen)munza
: munça o kadarerta
: ertä tam zamanında, doğru zamandasenin bila
: senin bilä seninle (birlikte)alayoh
: alay - oh öyle (bir), onun gibimoninchibi vel falam
: monın - kibi veya falam ‣ falan böyle, bunun gibicherti ̱lap
: kertiläp gerçek, doğruchayda
: kayda neredechaydam
: kaydam ‣ kaydan neredenchescha
: keşkä keşkeyouaç
: yovaç karşıda, öbür taraftaya
: ya ya dacop
: köp çokterclap
: terkläp hızlı, hızlaortu ‹vel jare›
: ortu veya yarı karşısında
Sayfa: 33B
men
: men benmenḍạṇ ṉi ̱ṉ
: mennin ‣ menin benimmanga
: manga banamenj
: meni benimedan
: me[n]dän bendenbix
: biz bizbixḍạṃs̱i ̱g̱
: bizig bizimbixga
: bizgä bizebixin
: bizin bizibixdam
: bizdäm ‣ bizdän bizdensen
: sen sensenḍạṇṉi ̱g̱
: sennig ‣ senig seninsanga
: sanga sanaseni
: seni seniaysen
: ay - sen hey sen‹sendæn›
: sendän sendensix
: siz sizsixgạ̤ i ̱g̱̃
: sizing sizinsixga
: sizgä sizesixnj
: sizni siziay six
: ay siz hey sizsixdam
: sizdäm ‣ sizdän sizden
Sayfa: 34A
menim
: menim benimmenimni
: menimni benimkiniol
: ol oaning
: anıng onunangar ‹vel aar›
: angar veya aar onaani
: anı onuandan
: andan ondananlar
: anlar onlaranlarnĩ
: anlarnın onlarınanlarga
: anlarga onlaraanlarnj
: anlarnı onlarıanlardan
: anlardan onlardanbu
: bu bumunȋgi
: munıngı ‣ munıng bununmungar
: mungar bunamuni
: munı bunumundan
: mundan bundanbular
: bular bunlarbular ning
: bularnıng bunlarınbularga
: bularga bunlarabularnj
: bularnı bunlarıbulardan
: bulardan bunlardanbixin
: bizin bizimbixdin
: bizdin ‣ bizingni bizimkinisenin
: senin seninseningnj
: seningni seninkini
Sayfa: 34B
anȋg
: anıng onunkianinginj
: anıngını ‣ anıngnı onunkinianlar ogh
: anlar oḫ bizzat onlarınanlarnj ogh
: anlarnı oḫ bizzat onlarınkinioxga
: özgä diğer, bir diğeroxgalar
: özgälär diğerleriat
: at isimatnj
: atnı ismialtlar
: atlar isimleratlarnj
: atlarnı isimlerilahab
: lahab lakaplahabra
: lahabra ‣ lahabnı lakabılachlabar
: laḫlabar ‣ laḫablar lakaplarlahablarnj
: lahablarnı lakaplarıoulu
: ulu ulu, büyükoulunj
: ulunı uluyu, büyüğüoulular
: ulular ulular, büyükleroulularnj
: ulularnı uluları, büyüklerichiçi
: kiçi küçükchiçinj
: kiçini küçüğüchizilar
: kiçilär küçüklerchizilarnj
: kiçilärni küçükleri
Sayfa: 35A
yacsi vel eygir
: yakşı veya eygir ‣ eygi iyiyacsilar vel eygilar
: yakşılar veya eygilär iyileryaman
: yaman kötüyamannj
: yamannı kötüyüyamanlar
: yamanlar kötülertegma vel barza
: tegmä veya barça hepsi, tamamıtegmanj
: tegmäni hepsini, tamamınıtegmȃlarnj
: tegmänlärni ‣ tegmälärni hepsini, tamamınıyalgux
: yalguz yalnızyalguxnj
: yalguznı yalnızıyalguxlar
: yalguzlar yalnızlaryalguxlarnj
: yalguzlarnı yalnızlarıyalguxlardam
: yalguzlardam ‣ yalguzlardan yalnızlardanyungul
: yüngül hafifyungular
: yüngül[l]är hafiflerager
: agır ağırfallan
: fallan böyle birchaysi
: kaysı hangi, nasıl biroxga
: özgä diğeroxgalar
: özgälär diğerleri
Sayfa: 35B
chiçi
: kiçi küçükchiçinj
: kiçini küçüğütengri
: tengri tanrımarian chatun
: maryan ‣ maryam ḫatun Meryem Anafrista ẹl ̣ṭi ̣ṇg̣ạ
: friştä melek, eltingä ~ eltincä (?)peygambar
: peygambar peygamber‹are algesli›
: arı algışlı ~ alḫışlı azizghaç
: ḫaç haçbapas
: bapaz papaztøuræ
: törä kanunysanmac vel o̷mæd
: işänmäk veya ömäd umut, ümityari
: yarı yardımsadaga
: sadaḫa sadakayarligamac
: yarlıgamak merhamet, acıma, şefkatbaxlic
: bazlık barıştengri soumacligui
: tengri sövmäkligi ‣ sövmäkliki tanrı sevgisi (Lat. caritas)yaxuctȃ pesmȃ bolmac ‹vel jasuc uzun juoyc coturmeclic›
: yazuktan peşman bolmak günahtan pişman olmak veya yazuk üçün yu[y]ık ~ yoyık kötürmeklik günah için [?] götürmek‹yasuc aytmac›
: yazuk aytmak gühah çıkarmakỵ ṛạṛ ḅeṛ ṃ ̣ ạc ̣
: irar bermäk ikrar etmektolamac ‹pr̄o yalbarmac›
: tolamak ~ tölämäk 120 kutsama, (günahlardan) arındırma, yalbarmak dua etmek 120 Ko. Wb. bu kelimeyi tölemek okumuş ve ödemek anlamına gelen tölemek ile bir saymıştır.olu cun
: olu kün bayram günü, kutsal günuçmac
: uçmak cennettamuc
: tamuk cehennemkøk
: kök gökyüzücuyas̷
: kuyaş küneş (Lat. sol)cuyas ay
: ay ayjuldus
: yulduz yıldız
Sayfa: 36A
hauwa vel salkon
: hawa hava veya salkon rüzgar, cereyansu
: su suyer
: yer yerot
: ot ateşkan
: kan kanbalcham
: balkam balgam‹kursak›
: kursak midesari
: sarı safrasauda
: savda melankoli‹mane ærtæ.›
: manı ärtä [çevirisi verilmemiştir]gil
: yıl (cıl?) yılay
: ay ay (zaman birimi)cun
: kün gün‹cȗn›
: kün günchezä vel tun
: keçä veya tün gecesagat vel ocht
: saḫat veya oḫt saatnocta
: nokta nokta, an (Lat. punctus)‹tun›
: tüntankerrtæ
: tank - errtä ‣ tang - ertä sabah erkendenas̸ octi ‹pma kun ertæ vel tng ærte›
: aş oktı, kün ertä veya t[a]ng ärte öğlen (Lat. prima)tus̸
: tüş öğlenechindu ‹chinde›
: ekindü, kindä 121 ikindi 121 Bu kelimenin ön ses düşmesi ve ü » e ses değişmesiyle ET ekindü kelimesinden değiştiği kanaatindeyiz.acsan
: akşan ‣ akşam akşamchezæ
: keçä gecebuchȗ ‹bukun›
: bukün ~ bukün, bukün ~ bükün 122 bugün 122 Krş. Kar. bugün, bügün bugün, Kzk. bügin bugün.tunachȗ ‹tunekun›
: tünäkün, tünekün düntangda ‹vel tanda›
: tangda veya tanda sabahbiri ̱si kun ‹alio die›
: birisi kün sabahtan sonrata?n saraunda
: tan sara[v]unda fecir, tan kızıllığıgjafta ‹vel jeti›
: ḫafta (yafta) veya yeti hafta
Sayfa: 36B
tu sanbe
: tu şanbe pazartesise sanbe
: şe şanbe salıçaar sanbe
: çaar şanbe çarşambapansanbe
: panşanbe perşembeayna
: ayna cumasabat cun
: şabat kün cumartesijesanbe
: ye[k]şanbe pazaray
: ay ayaybasi
: ay - başı ay başısafar ay
: safar ay ocaksounz ay
: sö[v]ünç ay şubatylias ay
: ilyas ay ~ il[k] - yaz ay 123 mart 123 Ko. Wb.’in okuma önerisidir.tob ay
: töb ay 124 nisan 124 Ko. Wb. bu kelimeyi tobay ( < toba ay tövbe ayı) olarak okumuştur.songusax ay
: song - uşaş ay (?) ~ songu - yaz ay 125 mayıs 125 Ko. Wb.’in okuma önerisidir.cux ay
: küz ay haziranorta cux ay
: orta küz ay temmuzsonchitx ay
: son - kitz ‣ son - küz ay ağustosches ay
: kış ay eylülorta ches ay
: orta kış ay ekimcurbȃ barȃ ay
: kurban ba[y]ram (?) ay kasımasuc ay
: äşük 126 ay aralık 126 Ko. Wb. bu kelimeyi azuq (ay) olarak okumuştur.cormac
: körmäk görme (yetisi)esitmac
: eşitmäk işitme (duyusu)tatmac
: tatmak tatma (duyusu)yylamac
: yılamak ~ ıylamak 127 koklama (duyusu) 127 Daha önce de belirttiğimiz gibi, Ko. Wb. bu kelimeyi ıylamak olarak okumaktadır.tutmac
: tutmak dokunmak
Sayfa: 37A
gilar sani
: yıl[l]ar sanı tarihcun tousin
: kün to[v]usın ‣ kün to[v]usı doğucun batisi
: kün batısı batıouad
: wad vade, zaman, süreayas
: ayaz açık havayaregh
: yarıḫ havanın açıklığı, aydınlıkbulud
: bulud bulutyamgurlu haua
: yamgurlu hava yağmurlu havacarangu
: karangu karanlıkbulutlar
: bulutlar bulutlaryangur
: yangur 128 (‣ yamgur) yağmur 128 Krş. KMT cangur yağmur.char
: kar kartouman
: tuman sisçig
: çig ~ çig ‣ çik 129 çiğ (Lat. prina) 129 Ko. Wb. bu kelimeyi çıq, EDPT çig okuyor.çig
: çıḫ ~ çıg ‣ çık 130 çiy, şebnem (Lat. rosata) 130 Krş. KĐ ve BM çıḳ nem : KĐ çik çiğ (çik et çiğ et), BV ve TA çig çiğ. Ayrıca KMT çık çiğ, şebnem.yel
: yel yel, rüzgarcharangu
: karangu karanlıkyaret haua
: yarıt (‣ yarık ?) hava aydınlık, açık havayay
: yay yazches
: kış kışgift
: cift çifttac
: täk (?) eşit olmayan, farklı, ayrı, tektux
: tuş 131 eşit, denk 131 Ko. Wb. bu kelimeyi tüz okumuştur.burmix
: burmış burulmuşbirchat
: bir - kat tek kat 132 132 Lat. distortus burulmuş anlamı yanlış verilmiştir. Gerçek anlam sinplestir.ecchi chat
: ekki kat [fazladan yazılmıştır]
Sayfa: 37B
ecchi chat
: ekki kat iki katlıtegirma
: tegirmä yuvarlaktorchul
: tör[t]kül dörtgenbutun
: bütün bütünsinuc
: sınuk kırıkburungi
: burungı ~ burunḫı ilkechinzi
: ekinçi ikincitogru vel conu
: togru veya könü düz, doğru, diktatli
: tatlı tatlıaçi
: açı acı (Lat. acer)açi
: açı acı (Lat. amarus)ehsi
: ehşi ekşiykti
: ikti evcil, domestik; sabırlı, sakincheyc
: ke[y]ik yabani, vahşi hayvanalgesli vel barahat
: algışlı ~ alḫışlı veya barahat kutsanmış, kutsalchargesli
: kargışlı kargışlanmış, kötülenmiş, lanetliseyrac
: seyräk seyrek, nadirsech
: sık sıktuclu
: tüklü tüylütucsus vel yulumis
: tüksüz veya yülümiş tüysüzgham
: ḫam ham, pişmemiş olanbisi
: bişi pişmişgham
: ḫam olgun olmayan, olmamışçiyg
: çiyg ~ çiig 133 çiğ, pişmemiş olan, olgun olmayan 133 Krş. KMT çiy çiğ, pişmemiş.bisi
: bişi pişmişjalannaz
: yalannaç 134 çıplak 134 Krş. KMT calangaç yoksul, fakir, çıplak.chebelmis
: kebelmiş giyinmişsismis
: şişmiş şişmiş, şişik
Sayfa: 38A
sisic chetchȃ
: şişik ketkän şişliği inmiştatigli
: tatıḫlı lezzetlitux
: tüz düztarima
: tarıma düz olmayan, engebeliburusmis
: buruşmuş kırışık, buruşukcoturulmis
: kötürülmiş havaya kaldırılmışemdurmis
: emdürmiş 135 indirilmiş 135 Ko. Wb. bu kelimeyi endürmiş olarak düzeltmiştir ancak doğru biçim emdürmiş olmalıdır. Krş. KĐ emder-, emderil-; ĐH emit-, emdir-.ticma
: tikmä dikiş dikmeyarilgam
: yarılgam ‣ yarılgan yarılmışocsas ‹vel usasi›
: okşaş veya uşaşı benzertutsac ‹vel ticnah›
: tutsak veya tıknah tutsak, rehin (Lat. pignus)astelan vel rebe
: astılan veya rebe faizcilik, tefecilikbutȗ ulus
: bütün ülüş bütün pay, bütün parça (Lat. pars integra)yarem
: yarım yarımuzunzi ulus
: üçünçi ülüş üçüncü pay, parçatortuzi ulus
: törtü[n]çi ülüş dördüncü pay, parçaghalgan
: ḫalgan arta kalanartchan vel artuc
: artḫan veya artuk artan, fazla, gereksizeygilic
: eygilik iyilikeh chorc
: körk güzellikuxunluc
: uzunluk uzunlukuxȗ olça
: uzun ölçä uzunluk ölçüsüager
: agır ağırlıksaglic
: saglık sağlık, akıl sağlığıululuc
: ululuk büyüklükchenglic
: kenglik genişlik
Sayfa: 38B
agermac vel sacsixlic
: agırmak ‣ agrımak veya saksızlık zayıflık, takatsizlikolum
: ölüm ölümtirilmac vel yas
: tirilmäk veya yaş yaşam, yaşamakaghlic
: aḫlık beyazlık, beyaz olma durumuyeijtlic
: yeyitlik gençlik, delikanlılıkyassilic
: yassılık yassılıktatmac vel tatig
: tatmak veya tatıḫ tat, lezzetnema
: nemä şeyyamȃlic
: yamanlık kötülükcorcsixlic
: körksizlik çirkinlikcheschalic
: kıskalık kısalıkçurumac
: çürümäk çürümekcharimac
: karımak yaşlanmakchararmac
: kararmak kararmakoosamac
: ooşamak 136 benzerlik 136 Krş. KMT oşa- ~ uşa- benzemek.yacsi vel eygi
: yakşı veya eygi iyiyaman
: yaman kötüchorclu
: körklü şirin, güzelchorxux
: kör[k]süz çirkinuxȗ
: uzun uzunchescha
: kıska kısaxagsix
: saḫsız güçsüz, zayıfjymis vel sassimis
: yımış ~ ıymış 137 veya sassımış çürük, çürümüş 137 CC yı-mış < *yıy- < *yıyı- < ET yıd+ı- veya CC ıy-mış < *ıyı- < *yıyı- < ET yıd+ı-.ygit
: igit gençabuscha vel chart
: abuşka veya kart yaşlıyas
: yaş taze, ıslak
Sayfa: 39A
churu
: kuru kuruus
: us ıslak, yaşarri
: arrı arı, temizyangi
: yangı yenieshi eschi
: (eshi) eski eskisemix
: semiz semiz, yağlıareg
: arıḫ zayıf, yağsızbaxet/c vel yogan
: bazık 138 veya yogan şişman, kalın, kaba 138 Krş. Kar. bazıḫ kalın, yağlı, şişman.inçcha
: inçkä inceager
: agır ağıryungul
: yüngül hafifong
: ong sağsol
: sol solterc vel tex
: terk veya tez hızlıkagal
: kaḫal yavaşchati
: katı katı, sertymisac
: ımışak 139 yumuşak 139 Ko. Wb. yazılışı yimsac olarak düzelterek kelimeyi yımşak okuyor.yssi
: issi sıcaksaogh
: sa[v]oḫ soğukchos
: ḫoş hoş, pahalı, değerliuçux
: uçuz ucuz, değersizbulgamis
: bulgamış bulanıkyaregh
: yarıḫ berrak, bulanık olmayantiri
: tiri diri, yaşayanolu
: ölü ölübalgamis
: balgamış ‣ baglamış bağlısesmis
: şeşmiş çözülmüş, serbest bırakılmış
Sayfa: 39B
jaghan
: caḫan cihan, dünyatengis
: tengiz deniztag
: tag dağoba
: oba ovaenis
: eniş vadi, falezçugur
: çuḫur 140 çukur 140 Ko. Wb. bu kelimeyi çugur olarak okuyor. Krş. Kar. cuhur çukur.balçuc
: balçuk balçıkyol
: yol yol, patikayol
: yol yoltas
: taş taştos
: toz toztoprac
: toprak toprakterac
: teräk ağaçgiemis
: yemiş (cemiş?) meyveot
: ot ot, şifalı ot, yabani ototalamac
: otalamak otlak, meraorlas
: örläş tepe, tümsek, yükseklikenis
: eniş alçak arazi, çukurda kalan yerel
: el il, eyalet, vilayet, taşrateyra
: teyrä çevre, dolayyer
: yer yer, mevki, bölgesaar vel chent
: şaar veya kent şehir, kentkalaa
: kalaa kalegala
: ḫala (gala?) köysaray
: saray sarayeu
: ev evchebit vel tugȃ
: kebit veya tugan ‣ tukan dükkanchonaclic
: konaklık yatak odası, misafir odası
Sayfa: 40A
tub
: tüb dip, temel, kökchopru
: köprü köprüchuyu
: kuyu kuyuorman
: orman ormanagaç
: agaç odun, tahta, ağaçbacça
: bakça bahçe, çiçek bahçesi (Far. bacča, Lat. iardinus)bacça
: bakça bağ, bostan (Far. bag ul borla → bustȃ, Lat. [h]ortus)bag vel borla
: bag bağ veya borla üzüm bağısaban
: saban sabanyax
: yaz çayır, çimen, otlakmakala
: makala sokakmaydan
: maydan meydanyol
: yol yolculuk ? (Lat. carubius)alaçuc
: alaçuk kulübechugira
: ḫucra dolapçirac
: çırak mumçager sira bor
: çagır ~ çaḫır, şıra, bor şarapçachuç
: çakuç çeküçotluc
: otluk çakmakchou
: kov kav, fitil, fünyechibrit
: kibrit kibrit
Sayfa: 40B
saraf
: saraf bankertaraxu
: tarazu terazitaslar
: taşlar ağırlık parçalarıbitic vel taftar
: bitik veya taftar depo kaydıduat
: du[v]at mürekkep kabıkalȃ
: kalam kalemsanar tacta
: sanar takta tahta, masa, hesap tahtasıchoux
: kö[v]üz halınagt vel acça
: nagt ‣ nakt veya akça para, sermayebacsi vel biticçi
: bakşı veya bitikçi yazıcı, bakşıborçlurlar
: borçlurlar ‣ borçlular borçlulartaftar
: taftar hesap defterichara
: kara mürekkepmahac
: mahak 141 mihenk taşı (Lat. lapis auri) 141 Ar. meḥekk kelimesinden gelmektedir.bitic
: bitik yazıchageth
: kagıt kağıtatar
: atar aktarçomlac
: çömläk yemek tenceresisahar
: şahar ‣ şakar şekerbal
: bal balburç
: burç biber
Sayfa: 41A
gingibil
: cincibil zencefildarçini
: darçını darçıngul darçinj
: gul darçını gül tarçınınil
: nil çivitcondroc
: kondrok buhurgaranful
: garanful karanfilrangi lac
: rang-ı lak lastik cila, vernik (?)sachex
: sakız sakızchear sanba
: ḫı[y]ar şanba 142 Hint hıyarı, hıyarşembe (Far. chear y sȃnbar) 142 Ko. Wb. bu kelimeyi χeyar şanba[r] okumuş ve Kassia olarak anlamlandırmıştır ancak krş. Kar. ḫıyar salatalık, hıyar. Aynı anlama gelen TT hıyarşembe kelimesinin de sonundaki [r] düşmüştür.fil tisi
: fil tişi fildişibachan
: bakam ~ baḫam bakkam ağacı, kızılağaçbalaux
: bala[v]uz bal mumuaçitas
: açı - taş şapmagugh
: maḫuḫ ‣ mamuḫ pamuksirichisch vel tar[..]
: şir-i-ḫişk ‣ şir-i-ḫişt 143 veya tar[…] kuvvet macunu 143 Bkz. (30), BODROGLIGETI, 196.tutia
: tuti[y]a çinkosülfatxernec
: zırnık sarızırnıksonbul
: sonbul hint sümbülüchababa
: kababa kebabechababa
: kababa kebaberauand ‹dne›
: ravand ravent
Sayfa: 41B
canfor
: kanfor kafurvacsis
: vaksıs kırmız böceği (boyası), koşnilmagmuda
: maḫmuda mahmude (otu)ypar
: ıpar miskzafran
: zafran safranoglanlar
: oglanlar uşaklar, hizmetçilerotlar
: otlar (şifalı) otmaaiun lar
: maacunlar ağda, macunotlar vel daru
: otlar veya daru ilaçtouguç
: tövgüç havan ve havan tokmağıtouguç vel cheli
: tövgüç veya keli havan tokmağıelac
: eläk süzgeç, elekchuburcuç
: kuburkuç kutuchapuç
: kapuç kese, torbagulaf suj
: gulaf su[v]ı gül suyusabur
: sabur aloechonasuj
: könä su[v]ı cıvacharabar
: karabar kehribarçiurȗba
: çurunba acı marul, hindiba (Far. çiurȗba)çaman
: çaman kimyon, çemen
Sayfa: 42A
xingft
: zingft ‣ zinc[e]fr zincifremariȃd
: marcand kırmızı koral, mercanchitira
: kitirä zamk ağacıcholigiȃ
: ḫolıcan havlıcanambar
: ambar cistus, laden zamkıymsiri
: imsiri bitüm (?)yag
: yag zeytin yağıgulaf yage
: gulaf yagı gül yağıchox yagi
: koz yagı fındık yağısamala
: samala ziftbuyu (buya?)
: buya meyan (kökü)chulaf
: kulaf güluxurmurs
: üzürmürs ‣ üzürmür Mür ağacıturbuc
: turbuk ‣ turbut turpxangar
: zangar ~ zancar zencar, bakır yeşiliot
: ot merhem (Lat. unguentum)chouruc
: kövrük kükürt
Sayfa: 42B
altunçi vel temirzi
: altunçı veya temirçi kuyumcu, demirci, nalbantors
: örs örsçacuç
: çakuç çekiçcheschaç
: kıskaç kıskaç, pens, kerpetenegau
: egäv eğechescaz
: kıskaç kerpetentemir
: temir demircumis
: kümiş gümüşaltȗ
: altun altınbager
: baḫır bakırkalay vel accorgasȋ
: kalay veya akkorgaşın kalaycorgasin
: korgaşın kurşunyes
: yez pirinçbiçac
: biçäk küçük bıçakmasa
: maşa maşachura
: kura eritme ocağıcuruc
: kürük körükcomur
: kömür kömürtegana
: tegänä 144 ~ tıḫana 145 tekne 144 Krş. KMT tegene tekne, yalak. 145 Krş. Kar. tıḫan hamur teknesicoyan
: koyan tavşanygina tonçi
: tonçı kürkçüygina
: iginä ~ iynä iğnebuçchi
: buçkı bıçkı, makasoymac
: oymak yüksükyp
: ip iplikeltiri
: eltiri koyun postutulchu
: tülkü tilki
Sayfa: 43A
tein
: te[y]in sincapcaratȇ
: karate[y]in gri/siyah sincapchis
: kiş samursausar
: savsar 146 ~ savsar ‣ sansar zerdeva, sansar 146 Krş. KMT suvsar ağaç sansarı, vizon.dela
: delä Martes foina, bir tür gelincik ya da sansarsilausȗ
: silävsün 147 vaşak 147 Krş. KMT sülevsün vaşak.charsac
: karsak korsak tilkisi, step ya da bozkır tilkisi, Vulpes corsaccharachusan
: kara - küzän kokarcaeric
: erik tabak, sepipalang
: palang leoparteĩ ton
: teri ton kürk, kürklü giysiderxi
: derzi terziçacmȃ
: çakman ‣ çäkmän yünlü kumaşbizchi vel chopti
: bıçkı veya koptı 148 makas 148 Krş. CCG tolmaç < T tılmaç.chaĩ vel arsun
: karı veya arşun arşınmondobaĩ vel lazate
: mondobari veya lazate bir tür çizgili kumaşveles
: veles pamuklu beztosiac
: töşäk töşekyourgan
: yo[v]urgan yorgan
Sayfa: 43B
eticçi
: etikçi ayakkabıcıkalip
: kalıp kalıpbix
: biz bezbiçac eticçi
: biçäk etikçi ‣ etikçi biçäk küçük ayakkabıcı bıçağıtabȃ
: taban tabansuruc
: sürük ince, yumuşak derisastian
: sastı[y]an ‣ sahtı[y]an sahtiyan, cilalı keçi derisichoy suruchi
: koy sürüki koyun derisietic
: etik ayakkabı, çizmebasmac
: başmak ayakkabıetic baxi
: etik başı ayakkabı başı, ucucherchi
: kerki küçük baltabalta
: balta baltaburau
: burav matkap, delicibiçchi
: bıçkı 149 testere 149 Ko. Wb. bu kelimeyi kıptı okumuştur.uxun ip
: uzun ip iputurgu
: ütürgü kalem, keskiçachuç
: çakuç çekiçpargal
: pargal pergeluscu
: üşkü marangoz rendesitocmac
: tokmak tokmakschinia
: skincä kalem keskiyulunguç sachal yuzi
: sakal yü[lü]çi berberyulunguz
: yülüngüç usturachuxgu
: küzgü aynatas
: tas berber tasısungulza
: süngülçä neşter
Sayfa: 44A
bilau
: biläv bileğiot vel malahan
: ot veya malahan ‣ malaham merhem (Far. malham)cliç ostasi
: k[ı]lıç ostası kılıç yapan demircieyarçi
: eyärçi saraç, eyer yapan kimseyugȃçi
: yügänçi gem yapan kişiotaçi
: otaçı hekimotaçi
: otaçı hekimghocumçi
: ḫokumçı avukatsicric
: sıkrık kurye, ulakyalçi
: yalçı düğme döken kimse, düğme oyan kimseçarçi
: çarçi ‣ çärçi çerçiastlançi
: astlançı tefecitalal vel miançi
: talal veya mi[y]ançı simsar, tefeciborçi
: bör[k]çi börk veya şapka yapan kimseborc
: börk börk, şapkacasap
: kasap kasapbiçacçi
: biçäkçi (küçük) bıçak yapan kimsesiraz
: şıraç[ı] şarap satan kimse, şarap satıcısı
Sayfa: 44B
diua ostasi
: dıva[r] ostası duvarcı, duvar yapan kimsechasma
: kazma (evin temelleri için yapılan) kazı işitas
: taş taşchirac
: kiräç kireçnacs lagan
: nakşlagan nakkaşchalan
: kalan ‣ kalam fırçarang
: rang renkyelin
: yelin ‣ yelim 150 tutkal 150 Krş. KMT celim tutkal, zamk.baglagan
: baglagan bağlayan 151 151 Burada ‘malları bağlayıp paketleyen kimse’ kast ediliyor olmalı.çualdus vel ygina
: çu[v]alduz veya iginä ~ iynä çuvaldız, büyük iğneyogun ip
: yogun ip kalın, kaba iplikyp
: ip kordon, sicim, teltang vel yuc
: tang veya yük denk, balyasaadat
: saadat küçük değnek, çubuk; alet edavat (Lat. stecha, Far. saadat)chendir
: kendir kendir, keneviretmaçi
: etmä[k]çi fırıncı, ekmek yapan kimsepeç
: peç fırın, ocakchurac
: küräk kürek, fırıncı küreğisiburtchi
: sibürtki süpürgeagaçlar
: agaçlar odunchamir
: ḫamır hamur (Lat. pasta)etmac
: etmäk ekmekchirda
: kirdä turtachirda
: kirdä pastaehar
: ehär ‣ ekär (?) bitkiurluc
: urluk tohumtub
: tüb kök
Sayfa: 45A
terak
: teräk ağaçchamal
: ḫamal hamalchulucçi
: kul[l]ukçı hizmetçi, uşakyyacçi
: yakçı yay yapan kimseoghçi
: oḫçı ok yapan kimse (Lat. frexeterius)çigrigzi
: çıḫrıḫçı ağaç tornacısıbacçazi
: bakçaçı bahçıvanjulaghac
: yulaḫak dokumacı (Lat. tesitor)yrçi
: ırçı şarkıcıcobuxçi
: kobuzçı çalgıcıoinçil mascara
: o[y]ınçıl maskara şaklabantaf
: taf tef, tanbursuruna
: suruna çoban kavalı (Far. surna)nakara
: nakara kastanyet, köçek zili (Far. nachara)tamasa
: tamaşa temaşa, oyun, seyir, göstericulmac
: külmäk kahkaha, şaka, alayeliclamac
: eliklämäk alay, şaka, istihzatamasa
: tamaşa eğlence, cümbüşburgular
: burgular trompet, borazanburguça
: burguça küçük trompet, borazanersac vel mur[..]
: ersäk veya mur[dar?] fahişechaltac
: kaltak pezevenk (kadın), kadın satan kadıncharabat
: karabat randevu evi, genelevbitic ostasi
: bitik ostası okul hocasıosta vel chitab
: osta usta, hoca veya kitab ‣ katib hocaolturguçlar
: olturguçlar koltuk, bankoglanlar
: oglanlar uşaklar (Lat. pueri)
Sayfa: 45B
pesa
: peşä el işi, zanaatis
: iş iş, esercuç
: küç emek, iş, amelislamac
: işlämäk çalışmakcan
: kan kağan, hakan, hansoltan
: soltan kralsoltan
: soltan sultanbeg
: beg prens, beybey
: bey soylu kimse (Lat. baron, Far. amir)çeĩbasi
: çeribaşı komutan, kumandanelzi
: elçi elçiyarguzi
: yarguçı başkan, vali, yüksek yetkili memurseriat
: şeriat yargıç, hakim, kadı (Far. chadi)bogaul
: boga[v]ul mübaşir (Far. tataul)atlu chisi
: atlu kişi süvaribey vel coia
: bey veya koca ev sahibi, efenditagz
: tacç ‣ taç taçorda
: orda belediye binası, senato binası (Far. ordu)can catonj
: kan katonı imparatoriçesoltȃ catonj
: soltan katonı kraliçe, sultanın eşieudagi epçi
: evdägi epçi hizmetçi kadıneudagi chex
: evdägi kız hizmetçi kadıncarauas vel cȗ
: karavaş veya kuma hizmetçi kadın, köletelmaç
: tılmaç tercüman (Far. talamaçi)
Sayfa: 46A
baxargan
: bazargan tüccar, bezirganbaxar
: bazar pazarsatugh
: satuḫ ticaret, alışveriş, piyasaaliçi
: alıçı alıcısatugzi
: satuḫçı satıcımianzi
: mi[y]ançı aracı, komisyoncu, simsarbehet
: behet peşinat, kaporatolamac
: tölämäk ödemeouada
: wada vade, mühlet (Far. aouada)nagt
: nagt ‣ nakt madeni para, sikkesaga
: saḫa ‣ baḫa değer, fiyat (Far. bagha)chendir
: kendir kendir, kenevirçux
: çuz pul, sim, incik boncuk (Far. chep)sagri
: sagrı deri, kösele (Lat. corium, Far. sagri)sinduc
: sınduk kutu, sandık, dolap (Far. sanduk)ugu
: ügü uhu, baykuşugu yungi
: ügü yungı baykuş tüyüyex tactasi
: yez taktası pirinç levhayung
: yung yünusculi
: üsküli ketenfanar
: fanar fenerchox
: koz fındıknac
: nak bir tür altın brokarnasiç
: nasıç (nasiç?) incili altın brokarbaluc
: baluk balıkyung
: yung (kuş) tüyü
Sayfa: 46B
brinç
: b[i]rinç pirinçypac
: ipäk ipeklast
: last ham ipekfrangi suf
: frangi suf Avrupa koyun yünü (Far. suf franchi)yscarlat
: ıskarlat kırmızıya yakın renkters
: ters 152 bir çeşit bez 152 Krş. Kzk. tires.chouruc
: kövrük kükürtyionbȃ chetȃ
: conban ketän[i] Champagne’den gelen ketenrussi chetan
: russi ketän Rus ketenialamani chetanj
: alamanı ketäni Alman keteniorlens chetan
: orlens ketän Orléans’tan gelen keten sasdachesi (Far. sansda chesi) dras.ches (Far. dras chesi)lonbardi chetanj
: lonbardi ketäni Lombardy keteniastexan chetanj
: astezan ketäni Asti keteniostume chetanj
: ostume ‣ ostune ketäni Estonya ketenicatifa
: katifa kadiferanglar
: ranglar renklerbang
: bang ‣ rang renkac
: ak akchara
: kara karachexel
: kızıl kızılcremixi
: krımızı bir ton kırmızı (Lat. ve Far. cremixi)bachami
: bakami ~ baḫami bir ton kırmızıcoc
: kök mavisaĩ
: sarı sarı
Sayfa: 47A
yaxil
: yaşıl yeşilboxag
: bozaḫ griipchin
: ipkin mornarangi
: naranci turuncual
: al açık kırmızıbergonia katanj
: bergonya kätäni Begonya ketenibgamasce ketanj
: b[er]gamaske ketäni Bergamaske keteniaracli
: araklı bir tür ketenchetan can
: ketän kan ‣ kan ketän[i] imperyal keten, imparatorluk keteniyacut
: yakut yakut, rübillal
: lal Badahşan’dan gelen yakutchabut yapcut
: kabut yapkut safirsmurut
: zmurut ‣ zumrut zümrütyalmas
: yalmas elmasbeiuda
: becuda grenaperoxa
: pıroza firuze, turkuvazlaal
: laal değerli taşbolor
: bolor kristalingçu
: ingçü incigiltrin
: yıltrın (cıltrın?) cam
Sayfa: 47B
asan vel chisi
: azan ‣ azam veya kişi insanepzi
: epçi kadın, eşerca vel er
: erkä[k] veya er erkektusi
: tişi dişibogum ‹vel buun›
: bogum veya bu[v]un 153 uzuv, organ; boğum, eklem 153 krş. BV, ĐH, ĐM, ĐN, KFT, MG, TA, TZ boġun mafsal, boğumbas
: baş baş, kafaelat
: elat özsuxaç
: saç saç, sakalteba
: tebä saç (Lat. crinis), saç bandı (Far. muiband)alni ‹vel magley›
: alnı alın veya magley (maglıy?) alıncas
: kaş kaşchirpich
: kirpik kirpikchulag
: kulaḫ kulakchox
: köz gözchox yaruhi
: köz yaruhı göz ışığı, ferbuen
: burun burunernin
: ernin burun deliğiyangac
: yangak yanakyaagh
: yaaḫ yanakagx
: ag[ı]z ağıztoodac
: toodak dudakerni
: erni diş etitis
: tiş diştil
: til dilmeng
: meng ben, et beni‹erlic natura›
: erlik doğa, karakter, huy, tabiat (Lat. natura)‹carmadim ich taste›
: karmadım elimle dokundum, elimle yokladımyaac
: yaak çene‹meretrix charabat›
: karabat fahişe
Sayfa: 48A
bogax vel tamac
: bogaz veya tamak boğazbsagac
: saḫak ~ sagak çene altı (Lat. mentum)boyn
: bo[y]ın boyun, gerdanarcha
: arka ~ arḫa sırt, sırtın üst tarafıtos
: töş sine, göğüs, döşemzac
: emçäk meme ucutos
: töş döş (Lat. forcella)chindic
: kindik göbekcaren
: karın batın, mideboy
: boy beden, vücut, gövdecursac
: kursak midecongul
: köngül kalp, gönülgigar
: cigär (kara)ciğergigar band
: cigar band akciğer (Lat. pulmoneus)yçag vel suzug
: içäg ‣ içäk veya suçuḫ bağırsakteri
: teri derisic ‹trienir stet pitte›
: sik erkeklik organı, penistaxac
: taşak testisamu
: amu kadın cinsellik organı‹koti der ars›
: köti kaba et, kıçchol
: kol kol‹koymiç der arsbeyn›
: koymıç 154 kuyruk sokumu 154 Krş. KMT kuymuç leğen kemiği, kuyruk sokumu.tamar
: tamar damarcan
: kan kansouac
: söväk kemiket
: et etouç
: o[v]uç yumrukel vel chol
: el veya kol el
Sayfa: 48B
aya
: aya aya, avuç içibarmac
: barmak parmakbuug
: bu[v]uḫ eklemsingir
: singir sinirtermac
: tırmak ‣ tırnak tırnaknafas
: nafas nefesbel
: bel böbrek (Lat. renis)chaburcha
: kaburka kaburgacursac
: kursak mesane, sidiktorbasısidic
: sidik sidikbogh
: boḫ dışkıbuth
: but uyluk, baldırtixgi
: tizgi dizchonç
: konç baldırçigmac
: çıḫmak ağım, ayaküstüayach
: ayak ~ ayaḫ ayakayag uxi
: ayaḫ üzi ağımbarmac sounçac
: so[v]unçak topuktaban barmac
: barmak ayak parmağıtaban
: taban ayak tabanıtin
: tin ruhmeyx vel çiray
: me[y]iz veya çiray suratsachal
: sakal sakalyas
: yaş göz yaşıter
: ter ternaffas
: naffas soluk, nefesboy
: boy kişi, zat
Sayfa: 49A
atta
: atta babaanna
: anna anneer
: er koca, erkek eşepzi vel çinay
: 155 epçi veya çinäy (çınay?) karı, kadın eş 155 Bu kelime, yazmada oldukça siliktir.ogul
: ogul erkek evlatchex
: kız kız evlatcharandas
: karandaş erkek kardeşchez charandas
: kız karandaş kız kardeşullu acta
: ullu akta ‣ ullu atta büyük babachain
: ka[y]ın kayınpeder, kaynatachuyegu
: küyegü damatabaga
: abaga dayıynj
: ini yeğen, torunegazi
: egäçi halatagay
: tagay amca çocuğu, kuzenyexna
: yeznä dayı (Lat. cognatus)oynas vel chuni
: oynaş veya küni sevgili, metresortac vel noga
: ortak veya nögä[r] ‣ nökä[r] yoldaşconsi
: konşı komşucsim
: k[ı]sım ~ k[i]şim ~ k[i]sim 156 (?) kaynana, kayınvalide 156Ko. Wb. bu kelimeyi csim ‣ esim: eşim okumuş, -m’yi 1. t. şahıs iyelik eki sayarak Uygurca ėşi ~ işi hanım, hanımefendi ile bir ve aynı saymıştır. Kisim okuması için krş. ET kis ~ kisi eş, zevce.tuchal
: tükäl tam, eksiksizyacsi vel eygi
: yakşı veya eygi iyi, güzelbarlu chisi vel ba
: barlu kişi veya ba[y] zengin, varlıklıustlu vel achel
: ustlu veya akıl ( < Ar. ‘āḳil) akıllıchorclu
: körklü güzelghalal ogul
: ḫalal ogul yasal evlatconu
: könü yasal, yasaya uygun
Sayfa: 49B
oxdan
: özdän 157 soylu, asil; ünlü, meşhur, tanınmış 157 Krş. KMT özden hür, asil.erdamli
: erdämli erdemlinaamatlu
: naamatlu merhametli, iyi yürekli, lütufkarchuçlu
: küçlü güçlü, kuvvetlitocma
: tökmä 158 (tokma?) hünerli, becerikli (Far. honarmand) 158 Bu kelime, ET tümge tek gayesi olan, azimli; ahmak, budala kelimesinden göçüşmeyle meydana gelmiş olabilir: CC tökmä < *tügme < ET tümge.jomard
: comard cömertasuch
: aşuk aşıktex
: tez tez, hızlıtanur chisi
: tanur kişi deneyimli kişisouuar chisi
: sövvär kişi dostersacsis
: ersäksiz iffetli, namusluchelecli
: kılıklı ahlaklı, terbiyeli, görgülü, namuslu, dürüst; saygın, saygıdeğer, saygı duyulanchamus toxȗlu chisi
: ḫamuş tözümlü kişi barışçıl, sakin kişi; sabırlı, sebatlı kişisauunur chisi
: sävünür kişi mutlu kişiux chisi
: uz kişi ehil, becerikli kişibagat˅
: baḫatur yiğit, cesurjaman
: yaman kötüyarli vel yocsul
: yarlı veya yoksul yoksul, fakirchart vel abusca
: kart veya abuşka yaşlıteli vel acmac
: teli veya akmak deli, aptal, ahmakbadbact
: badbakt mutsuzçirchin
: çirkin çirkinrustan
: rustan ‣rustay çiftçilikle alakalıchahal
: kahal değersiz, ucuzsust
: sust tembel, üşengeç, bezgin
Sayfa: 50A
sagsis
: saḫsız zayıf, hasta, cılızchelapan
: keläpän cüzamlıtax
: taz kelsochur vel zalis
: sokur veya çalış şaşıchoxsis vel cor
: közsiz veya kor körtouluc | ‹kotur eȳ s[…]›
: tövlük, kotur kör, görme engellichunradan touga[…]
: künrädän ‣ künidän tovga[n?] piçagsah
: aḫsah aksak, topallayanburnj chizi
: burnı kiçi burnu küçük olan, küçük burunlutasacsix
: taşaksız hadımcaltac
: kaltak kadın satan (erkek)choturlu
: koturlu uyuz (hastalığına yakalanmış)chulacsix
: kulaksız sağırtilsix
: tilsiz dilsizbeylitan chertan
: beylitän kırtan 159 yararsız, faydasız, işe yaramaz, gereksiz 159 Bkz. (30), BODROGLIGETI, 164, belidän qırtaq olarak okumuştur.bucru
: bükrü kamburotruczi
: ötrükçi yalancıolu conglu
: olu köng[ü]l[l]ü yüce, azametli, kibirlibachil ‹vel isarli i[.]i kȯ[.]›
: baḫıl veya ızarlı 160 kıskanç, açgözlü 160 Bkz. (30), BODROGLIGETI, 116 ısarlı okumuştur. Ko. Wb. ise ızarlı okumuştur. Krş. KMT zar kıskanç.‹ṣụḥḥ suh kisi›
: suh kişi aç gözlü, hırslıfus ṿl s̤uh̤ k̤is̤i
: fus 161 cimri, pinti, hasis; tamahkar 161 Bkz. (2), KUUN, bu kelimeyi fuzul[i] okumuştur.ersaczi
: ersäkçi iffetsiz kişitumismis
: tumışmış 162 huysuz 162 Bkz. (30), BODROGLIGETI, 119 bu kelimeyi tümişmiş kötü kalpli, art niyetli olarak okuyup anlamlandırmıştır.yaxuclu
: yazuklu günahkaregricsi
: egriksi gerçek olmayan, sahtexaxuclu
: yazuklu günahkargaïp̑ vel yat
: garip veya yat yabancı, tanıdık olmayan
Sayfa: 50B
çeyĩ
: çeyri ordusanzis
: sançış muharebe, cenkallan vel tou
: allan ‣ allam veya tov bayrak, sancakghasal cosac
: ḫaşal (ḫasal?) kosak (kozak?) nöbetçisageth
: sagıt 163 silah 163 Krş. KMT savut alet, edavat.sirdac
: sirdäk ~ şirdäk 164 örtü 164 Ko. Wb. bu kelimeyi şırdaq Koller olarak okuyup anlamlandırmıştır. Kendisinin neden kalın ünlülü okuduğu konusunda hiçbir bilgi vermemektedir. Almanca Koller kelimesinin yanlış anlamını alıp sözlüğüne geçiren Kemal Aytaç, şırdak kelimesinin anlamını Kuduz (atlarda beyin hastalığı) olarak vermiştir. Halbuki bu anlam, kelimenin geçtiği bölümde zırhların isimleri verildiği için uygun düşmemektedir. Aslında Ko. Wb.’in verdiği Koller kelimesinin ikinci anlamı deri göğüslük; mintandır. Ancak Ko. Wb.’in verdiği anlam, Kumanca sirdac kelimesinin sırasında yazan Lat. frexetus kelimesine değil, altındaki Lat. coyraçia kelimesine dayanmaktadır. Biz burada Lat. frexetus ve Far. auxida kelimelerini temel aldık. Bodrogligeti, Far. auxida kelimesini awzīda olarak okuyup a coat olarak tercüme etmiştir. Biz de sirdac olarak yazılmış bu kelimenin Klasik Moğolca sirdeg saddle pad ile bağlantılı olduğunu düşünerek şirdäk okuduk.yaga
: yaga ~ yaḫa (zırhtaki) yakatoulga
: to[v]ulga miğferchuba
: kübä halkalı zırh (Far. xire)butuluc
: bütülük göğüs zırhı, cebecliz
: k[ı]lıç kılıçbizac
: biçäk hançeryaa
: yaa yayyxba
: izba 165 (izbä?) oda, kulübe 165 Rus. изба kelimesinden gelmektedir.bochoĩch
: boḫorık şömine, ocakdiuar
: dıvar (divar?) duvaryusac
: yuzak kilitaçchuz
: açkuç anahtarcheadau
: kıadav ‣ kadav askı çivisiolturguz
: olturguç banksinduc
: sınduk sandık, dolaptosiac
: töşäk döşek
Sayfa: 51A
oprac
: oprak yem (Lat. foratura, Far. astar)teriton
: teri - ton kürklü giysi (Lat. penna)tuuma
: tüvmä düğmeyeng
: yeng elbise yeniticmac
: tikmäk dikme elbisetub
: tüb temeltas
: taş taşchiraç
: kiräç kireçcun
: kun ‣ kum kumsu
: su suagaç
: agaç tahta, ahşap (Lat. trauus, Far. çouu)tacta canga
: takta kanga 166 tahta levha, kalas 166 Krş. KMT kanga ince tahta.tic agaç
: tik agaç direk, sütunbismis cherptç
: bişmiş kerptç ‣ kerpiç kiremittam
: tam damsufra vel catra
: sufra veya katra kadınlar odası (Lat. caminata, Far. sufra)agengiç
: agıngıç merdiventarag vel tuluc
: tarac[a] veya tuluk balkondiuar
: dıvar duvaraurex
: avrez hela, tuvaletchoulac
: kövläk gömlekchonzac
: könçäk 167 pantolon 167 Krş. Kar. kencaklar pantolon, KMT könçek pantolon, don.oprac
: oprak giysicur vel beligab
: kur veya beligab ‣ bel - bagı 168 ~ belibag 169 kuşak 168 Krş. ĐH belbağı kuşak, TA bil baġı kuşak, kemer. 169 Krş. KMT belibav kemer.
Sayfa: 51B
yanzic
: yançık kese, para kesesichepas vel borc
: kepäs ~ kepäş 170 veya börk kukuleta (Lat. cappellus) 170 Krş. KĐ kebes, TA kebeş.çalma
: çalma baş örtüsü (Far. dulband)ouat
: wat ottan yapılan bir tür ayakkabı (Lat. calige)çulgau
: çulgav 171 dolama şeklinde çorap 171 Krş. KMT çulgav dolama şeklinde çorap.etic
: etik çizmebasmac
: başmak ayakkabıtixga
: tizgä çorap bağıartmac
: artmak çıkınyasman
: yasman yassı şişeçater
: çatır çadırcamzi
: kamçı kamçıchamar
: kamar kemersaget
: sagıt donanım, teçhizat, özel olarak koşum takımıaraba
: araba arabaat
: at atnaal
: naal nalmigh vel cadau
: mıḫ veya kadav çivi (Lat. clavus)ayran
: a[y]ıran 172 atların durduğu bölme 172 Krş. Ma. faciran duvar < *padiran; Hal. hadur- ayırmak < *padır-.eyat/c yabogi
: eyät yaboḫı ‣ eyär yaboḫı eyer örtüsüchasrau
: kaşrav ~ kaşra[v]u kaşağı (Far. chasragu)nocta
: nokta yularyugan
: yügän gemeyar
: eyär dizgin, yular, gemtopra
: topra torbachisan
: kişän köstek
Sayfa: 52A
tixgin
: tizgin dizginghalcha vel toga
: ḫalka veya toḫa halkaaguxlug
: aguzluḫ ağızlıktuuma
: tüvmä düğümsazac
: saçak püskül, saçakeyarnȋg agazi
: eyärning agaçı eyer konulacak yeralindagi cas
: alındagı kaş ön eyer kaşıartindazi cas
: artındaçı ‣ artındagı kaş arka eyer kaşıchiix
: ki[y]iz keçe örtüeyar yaboçi
: eyär yaboçı ‣ yabokı eyer örtüsüuxangi
: üzängi üzengitoga tili
: toḫa tili toka çengelitexmac
: teşmäk delik (Lat. foramen, Far. sulach)comuldruc
: kömüldrük gömüldürüktoga
: toḫa tokacoyscan
: ko[y]ışkan 173 kuskun (Lat. posna, Far. paldomb) 173 Bkz. (30), BODROGLIGETI, 176 bu kelimeyi kuyşkan olarak okumuştur. Krş. Kzk. Kkalp. kuyıskan, Özb. kuyişkån.ail
: a[y]ıl kuşak, kemeryengirzac
: yıngırçak kürtün, yük hayvanlarına vurulan semer, palantosac
: töşäk döşektosacnȋg ayagi
: töşäkning ayaḫı yatağın uç kısmı, ayak tarafısalan
: salan ‣ salam saman
Sayfa: 52B
yastuc
: yastuk yastıkçiarzau
: çarşav yatak örtüsü, çarşaf (Far. çiarzau)yourgan
: yo[v]urgan yorganchilim
: kilim kilimgali vel coux
: ḫalı veya kö[v]üz halıchosagan
: köşägän 174 cibinlik 174 Bu kelime, Moğ. *kösegen ( < KM kösigen < T köşik) kelimesinden gelmektedir.ghaser vel yegan
: ḫasır veya yegän 175 halı, hasır 175 Krş. KMT cegen hasır.sinduc
: sınduk sandıktastar vel sarpȃ
: tastar veya sarpan masa örtüsügiltrin vel sisa
: yıltrın veya şişä şişepiala
: pi[y]ala bardak, kupa, kadehbardac
: bardak bardakçirac lic
: çıraklık şamdançirac
: çırak mumtabac
: tabak tabakas
: aş besin, yemek, aşchaxan
: kazan kazantegana
: tegänä ~ tıḫana su teknesiçomiç
: çömiç kepçechasuc
: kaşuk kaşıkçomlac
: çömläk tencere, büyük tencere
Sayfa: 53A
yaglaou
: yaglaw tavatouguç
: tövgüç havancheli
: keli havan tokmağıcaxan ayac vel oça
: kazan ayak veya oça[k] kazan altlığıçanac
: çanak çanak, tasxingil
: zincil zincirchaurcina
: ka[v]urkına kavurmaya veya kızartmaya yarayan tavabalta
: balta baltaboghoric
: boḫorık yemek pişirmek için açık ocak, şömine (Bodr. oven, stove)tutun
: tütün dumanyalen
: yalın alevgirgac
: yırgak 176 (cırgak?) çengel 176 Krş. DLT ırġāġ çengelli demir, KMT ırgak kanca, çengel.tepsi
: tepsi tepsiterac
: teräk ağaçtub
: tüb ağaç kökübutac
: butak ağaç dalıyabuldrac
: yabuldrak yaprakagaç
: agaç tahta, ahşap (Lat. lignum)cabuc
: kabuk ağaç kabuğuyç
: iç ağacın iliği, özü‹beichluch›
: be[y]iklük ağacın büyüklüğü, yüksekliğicolaga
: kölägä gölge‹jemis›
: yemiş (ağacın) meyve(si)chiras
: kiras kirazarmut vel chertme
: armut veya kertme armutalma
: alma elmanardan
: nardan narbe
: be ayva
Sayfa: 53B
çatlauc
: çatla[v]uk fındıkcox
: koz cevizsaftalu
: şaftalu şeftali (Far. saftalu di rusta)saftalu
: şaftalu şeftalieric
: erik erikmismis
: mişmiş kayısıingir
: incir incirxuxȗ
: şüşüm 177 ~ yüzüm 178 üzüm 177 Krş. ET çüşüm dut, KK şüşüş kuru üzümden yapılan bir tür şarap. 178 Krş. BV, DM, GT, KK, TA, TZ yüzüm üzüm, üzüm salkımı; KMT cüzüm üzüm ( < yüzüm).churu xuxȗ
: kuru şüşüm ~ yüzüm kuru üzümcastana
: kastana kestaneghorma
: ḫorma hurmabadam
: badam bademchear
: ḫı[y]ar salatalık, hıyar (Far. chear)naĩnç
: narinç portakallimon
: limon limonnouma
: novma 179 portakal 179 Bkz. (30), BODROGLIGETI, 174 bu kelimeyi norıma olarak okumuştur.pistac
: pıstak fıstık (Far. festuc)coun
: ko[v]un kavunsadaf
: sadaf sedef otugischiç
: yışkıç (?) nanesalg
: salg ~ salḫ ada çayı (Far. salg)yspanac
: ıspanak ıspanakmangdan
: mangdan maydanoz (Far. mandan)marul
: marul marulsalghan vel samuc
: şalḫan ‣ şalḫam veya samuk şalgam, pancarcabac
: kabak kabak
Sayfa: 54A
çugundur
: çügündür 180 kırmızı pancar, şalgam 180 Krş. KMT çügündür pancar.laghan vel
: laḫan lahana veya […]sarmisac
: sarmısak sarımsaksogan vel youa
: sogan veya yova soğan, yabani soğanraxiana
: razı[y]ana rezene (Far. raziana)yanauar
: canavar vahşi hayvan (Far. ayvan)at
: at atarstlan
: arstlan aslanchestrac
: kıstrak kısrak (Lat. leopardus, Far. madian)chestrac
: kıstrak kısrak (Lat. jumenta, Far. madian)chater
: katır katıresac
: eşäk erkek eşektisi esac
: tişi eşäk dişi eşektisi cat
: tişi kat[ır] dişi katırtongus
: tonguz domuzcheyc tongus
: ke[y]ik tonguz yaban domuzutisi tngux
: tişi t[o]nguz dişi domuzogus vel seger
: ögüz ‣ öküz veya sıgır öküz, sığır (Lat. bos)ynac
: inäk inekbuxau
: buzav ~ buza[v]u buzağıtisi coy
: tişi koy (dişi) koyungozchar
: ḫoçkar ~ goçkar ‣ koçkar koç
Sayfa: 54B
‹choy›
: koy koyuncoxi
: kozı kuzuezchi
: eçki teke, erkek keçitisi ezchi
: tişi eçki dişi keçi‹ogolach›
: ogolak oğlakitt
: itt ‣ it köpekmazi tisi
: maçı tişi ‣ tişi maçı dişi kedimazi
: maçı erkek kedipil
: pil filtoua
: tövä devesaxagan
: sazagan ejderha, dragonyrs
: irs (ırs?) vaşak (Far. yrs)ayu
: ayu ayımaymun
: maymun maymunboru
: börü kurtcoyan
: koyan tavşancara cuxan
: kara küzän kokarcasusager
: su - sagır ‣ su - sıgır (?) manda, bizon, bufalocheoxsis ‹opea›
: keözsiz ‣ közsiz, opea (opı[y]a?) köstebek (Far. coram)siçchan
: sıçkan sıçanboga
: boga ~ boḫa boğacurt
: kurt kurtçuksaxagan
: sazagan yılangillan
: yıllan (cıllan?) yılançibin
: çibin sinekbit
: bit bitburça
: bürçä pire
Sayfa: 55A
suruçibin
: sürüçibin sivrisinekcandala
: kandala tahta kurusuçipçic
: çıpçık kuşcharachus
: karakuş kartalbalaban
: balaban doğan, şahinçarçiga
: çarçıga ‣ karçıka doğan, şahincheegey
: kırgıy atmacaçura
: çura küçük atmacasar
: sar doğan, şahinsar
: sar akbabaturna
: turna turnayabalac
: yabalak kukumavçil
: çil keklikchax
: kaz kaztauc
: ta[v]uk tavukghorox
: ḫoroz horozbalazuc
: balaçuk piliç, tavuksongur
: songur ~ sonḫur doğantaus
: ta[v]us tavus kuşu‹soulun›
: sövlün (sülün?) sülünsegerçic
: sıgırçık sığırcık (Lat. colunbus)bulbul
: bulbul bülbültotu
: totu papağansaka
: saka saka kuşu‹korguy›
: korguy bülbül
Sayfa: 55B
‹vel boday frum̄ ›
: veya boday buğdaybugday vel aslic
: bugday veya aşlık buğday, tahılarpa
: arpa arpatuturgan vel bring
: tuturgan veya b[i]rinc pirinçtuuj ‹vel tw · coctȗ dȋ dire›
: tüvi 181 veya tü 182 darı lapası 181 Krş. DLT tügi. 182 Krş. KMT tüy darı.noghuc
: noḫuk ‣ noḫut nohutmaruimac
: marucmak ‣ marcumak mercimekbriuzac
: bruçak ‣ burçak doluun
: un unchebac
: kebäk kepekous
: o[v]us 183 çavdar 183 Rus. oвёс kelimesinden gelmiştir.sut
: süt sütyugurt
: yugurt yoğurtbizan
: biçän kuru ot, samantari
: tarı darısuulu
: suvlu kılçıksız buğday, triticum speltacoptaluc
: koptaluk 184 un ve etten yapılan bir yemek (Far. coptaluc) 184 Krş. Kar. kopta köfte.