Din Ve Millet Sorar İsen

Dîn ü millet sorarısan âşıklara dîn ne hâcet
Âşık kişi harâb olur âşık bilmez dîn diyânet

Âşıklarun gönli gözi ma'şûkın isteyü gider
Ayruk sûretde ne kalur kim kılısar zühd ü tâ'at

Tâat kılan uçmagıçün dîn tutmayan Tamu içün
Ol ikiden fârig olur neye benzer bu işâret

Her kim dostı severise dostdan yana gitmek gerek
İşi güci dost olıcak cümle işden olur âzât

Anun gibi ma'şûkanun haberini kim getürür
Cebrâîl-i mürsel sıgmaz anda olıcak münâcât

Sorı hisâb olmayısar dünyâ âhiret koyana
Münker ü Nekir ne sorar terk olıcak cümle murâd

Havf ü recâ nice gelür varlık yokluk bıragana
İlm ü amel sıgmaz anda ne terâzû ne hod sırat

Ol kıyâmet bâzârında her bir kula baş kayısı
Yûnus sen âşıklarıla hîç görmeyesin kıyâmet

~ Yunus Emre


(Günümüze aktarımı)
Din ve millet sorar isen, aşıklara din ne hacet,
Aşık kişi harap olur, aşık bilmez din diyanet.

Aşıkların gönlü gözü, maşuğun isteyi gider,
Ayrık surette ne kalır, kim kılacak zühd ve taat?

Taat kılan Cennet için, din tutmayan Tamu için,
O ikiden kim vazgeçer, neye benzer bu işaret?

Her kim dost sever ise, dosttan yana gitmek gerek,
İşi gücü dost olacak, cümle işten olur azat.

Onun gibi maşukanın haberini kim getirir?
Cebrail-i mürsel sığmaz onda olacak münacat.

Soru hesap olmayacak dünya ahiret koyana,
Münker ve Nekir ne sorar, terk olacak cümle murat.

Havf ve reca nice gelir varlık yokluk bırakana,
İlm ve amel sığmaz onda, ne terazi ne hod sırat.

O kıyamet pazarında, her bir kula baş kayısı,
Yunus sen aşıklar ile hiç görmeyesin kıyamet.