| اَلْهٰيكُمُ التَّكَاثُرُۙ | ١ |
(1-2) Çoklukla övünme yarışı sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı. |
| حَتّٰى زُرْتُمُ الْمَقَابِرَۜ | ٢ |
| كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَۙ | ٣ |
(3) Hayır! Yakında bileceksiniz! |
| ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَۜ | ٤ |
(4) Hayır, hayır! Elbette yakında bileceksiniz. |
| كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَق۪ينِۜ | ٥ |
(5) Hayır! Keşke kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız! |
| لَتَرَوُنَّ الْجَح۪يمَۙ | ٦ |
(6) Yemin olsun, cehennemi mutlaka göreceksiniz! |
| ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَق۪ينِۙ | ٧ |
(7) Sonra kuşkusuz onu gözünüzle ayan beyan göreceksiniz. |
| ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ | ٨ |
(8) Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz. |